22 Temmuz 2012 Pazar

Iron Maiden

Dünyaya ikinci kez gelme şansım olsaydı eğer, sadece müzik dinleyebilmek için gelirdim. Müzik bana kalırsa insanlığın en büyük buluşlarından biri. Müzik olmadan insanlar neler yapıyordu, müziksiz nasıl yaşıyordu çok merak ediyorum. Müzik olmadan ruhu nasıl rahatlıyordu insanların, çok merak ediyorum. Çünkü müzik öyle bir şey ki, üzgünken açar dinlersin. Çok neşeliyken açar eğlenirsin. Canık sıkkındır, sıkıntın geçsin diye dinlersin. Dertlenirsin, rahatlamak için dinlersin. Bazen rahat düşünmek için dinlersin, bazen ağlamak için. Bazen birini hatırlatması için, bazen de birini unutturması için dinlersin. Kısacası, her ruh hali için farklı bir müzik türü, farklı bir sanatçı, farklı bir grup vardır.

Mesela derdin vardır, Madrugada açarsın. Çok enerjiksindir, Slayer takılırsın. Bazen çok ters adamsındır, Amon Amarth açar ağlarsın. Kafan dumanlıdır, Duman açar, açılırsın. Sadece metal de değil, ruh haline hangi sanatçı uyuyorsa -ki bu Rihanna da olabilir, Skrillex de, Taylor Swift de, Pink de, Eminem de, Sibel Can da (Bu olmasın vazgeçtim) olabilir- onu dinlersin.

Özetle; her sanatçı, her grup, her şarkı bir ruh haline iyi gelir. Ruh haline göre yer alırlar hayatında. Mutluyken dinlemeyi bırakırsın bazılarını, bazılarını da üzgünken dinlemezsin. Ama bazıları vardır ki, hangi ruh halinde dinlersen o ruh haline uyarlar. Hatta bazen seni yönetirler, ruh halini bile kafalarına göre değiştirirler. Mutluyken denk gelirsin, ağlatırlar. Üzgünken denk gelirsin, mutlu yaparlar. Hayatının her saniyesini işgal etmişlerdir bu bazıları, ne yaparsan yap kurtulamazsın. Dinledikçe kendinden bir şeyler bulursun, tamamlarsın kendini. Fazla yoktur bu bazılarından, belki bir. Belki iki tanedirler.



Benim için bu "bazıları", Iron Maiden'dır. Maiden'a o kadar bağlıyım ki, her dinleyişimde "İyi ki bu grubu dinliyorum" diye mutlu olurum, böyle bir şansa sahip olduğum için. Maiden dinlemek büyük bir ayrıcalıktır çünkü. Her ruh haline fazlasıyla uyum sağlayan bir gruptur Maiden çünkü. En iyi dostundur bazen, Dickinson'ın sesini bazı günler en iyi arkadaşının sesinden daha fazla duyarsın çünkü. Sevdiğin kızdan değerlidir bazen, onla konuşmak istemezken kulağına Harris'in bass melodileri akıp durur çünkü.

Maiden öyle bir yere sahip ki bende, çoğu insan onlar kadar önemli olamaz benim için. Çok açık ve net bağımlısıyımdır da, bir kere bile Maiden şarkısına denk geldiğimde "Dinleyemem şu an bunu" diyip geçmemişimdir. Bir nevi saygı gibi. Gözümde müzik tarihinin en büyük grubunun üyeleri olarak gördüğüm adamlara karşı saygı için.

Yaşamdır Maiden, yavaş başlar şarkıları. Hazırlar seni diğer dakikaları için. Aynı bir annenin, bir babanın bebeğini sevgiyle kucaklaması, dünyanın içine çekilmeden önce en azından kendi kucağında rahat ettirmesi, huzur vermesi gibi.


Sonra hızlanır şarkılar, tekrar yavaşlar, tekrar hızlanır. Hayatın geri kalanını ifade eder o inişler çıkışlar. Yıkımları, zirve noktalarını belirtir, anlatır. Sevgilinden ayrılışını, çok iyi bir işe alınmanı, arabanla kaza yapmanı, belki de yeni bir eve taşınmanı, zengin olmanı anlatır. Notalarla yaşamı özetler. Şarkının bir yerinde coşarken, bir yerinde düşüncelere dalarsın. Tıpkı gerçek hayat gibi.

En sonda şarkı yine yavaşlar, hafif bir melodi ile biter. Bu da yaşamın sonunu ifade eder. Bir yaşamı betimlemiştir şarkı. Şarkı bittiğinde bir boşluğa düşersin, saniyeler sonra yeni şarkı başlayana kadar. Yeni Maiden şarkısı, yeni bir hayat demektir. Her şarkı, farklı bir hayat.

Maiden benim için asla sadece bir müzik grubu olmadı, her denk gelişimde beni mutlu eden bir şey zaten sadece bir müzik grubu olamaz. Çok daha büyük, çok daha farklı, çok daha doğaüstü bir şey Maiden. Tek başına bile oldukça güçlü bir yaşama sebebi Maiden. Aldığım havanın bileşeni Maiden, içtiğim suyun formülü Maiden, aldığım enerji Maiden, her şey Maiden.


Iron Maiden, abartılmayı sonuna kadar hak eden tek gruptur belki de. Şarkısını dinlerken, yavaş melodi geldiğinde, notalar arasındaki o saliselik boşluklarda bile sabırsız olmaktır. O zaman aralığına hayatını akıtmaktır. Aslında çok çok değerli olan saniyelerin, 3 saniyenin en az 2sinin kendisine ayrılması gereken bir gruptur Maiden. "Bir kere geliyorum dünyaya, onda da doya doya bu adamları dinlerim" denilmesi gereken bir gruptur. Hobi olarak değil, yaşamsal faaliyet olarak görülmesi gereken bir gruptur Maiden. Abartılmayı hakedendir, tekrarlıyorum.

Kelimelerle anlatılamaz olandır aslında Maiden, anlatılmaması gerekendir zaten. Anlatılması değil, yaşanması gerekendir. Yaşam görüşüdür Maiden. Tünelin sonunda beliren ışık değil, tüm tüneli aydınlatan ışıktır. Maiden sevilen bir şey değildir, sevginin ta kendisidir. Dinlendiği her saniye için insana kendini şanslı hissettirendir. Övüle övüle bitirilemeyendir. 3 gitarla insanı kendinden geçirip ayaklarını yerden keserken, baterisiyle yine kendine getirendir. Bas gitarıyla kendine hapsederken aynı zamanda da vokaliyle özgürleştirendir.

Her şarkısında başka bir şey bulursun Maiden'ın. Hallowed Be Thy Name, metale başladığım gece dinlediğim iki şarkıdan biridir. Kutsaldır benim için resmen. Fear Of The Dark, her dinleyişinde daha da güzelleşen bir şarkıdır. Wasting Love, en büyük favorimdir. İçten içe öldürür adamı. The Trooper, gaza getirir. The Nomad, interlude'uyla bambaşka dünyalara götürür. Dance of Death, baştan sona insanla müziği öğretir, "Bu şarkıysa diğerleri neydi?" dedirtir. Nodding Donkey Blues, blues'u Maiden'la buluşturunca neler olabileceğini gösterir. Daha bir çok şarkısı vardır, ölmeden dinlenmesi gereken, hepsini dinleyip kendi kelimelerinizle anlatmanız gereken.


Wasted Years, Afraid To Shoot A Stranger, Fear Is The Key, Childhood's End, Prowler (Efsanenin başladığı şarkıdır, ayrıdır), Stranger World, COMING HOME, MOTHER OF MERCY, The Man Who Would Be King, When The Wild Wind Blows, Different World, Brighter Than A Thousand Suns, The Pilgrim, OUT OF THE SHADOWS, The Reincarnation Of Benjamin Bregg, For The Greater God Of God, Lord Of Light, The Legacy, NO PRAYER FOR THE DYING, These Colours Don't Run, Rainmaker, NO MORE LIES, Montsigur, Paschendale, Face In The Sand, Age Of Innocence, Ghost Of The Navigator, Brave New World, Blood Brothers, The Mercenary, Out Of The Silent Planet, The Thin Line Between Love And Hate, LIGHTNING STRIKES TWICE, The Clansman, When Two Worlds Collide, The Educated Fool, Don't Look To Eyes Of A Stranger, COMO ESTAIS AMIGOS, Man On The Edge, Fortunes Of War, THE AFTERMATH, Judgement Of Heaven, Blood On The World's Hands, The Edge Of Darkness, 2A.M., Fates Warning, Run Silent Run Deep, Infinite Dreams, The Prophecy, Only The Good Die Young, Caught Somewhere In Time, The Loneliness Of The Long Distance Runner, Phantom Of The Opera, Seventh Son Of A Seventh Son, The Evil That Men Do, Deja-Vu, CHILDREN OF THE DAMNED, Aces High,  To Tame A Land, Still Life, Flash Of The Blade... Ve bana göre bunlar yalnızca çok iyi olanlar. Kalan tüm şarkıları da iyi zaten.

Son olarak; eğer "Sadece tek bir müzik grubu/sanatçı dinleyeceksin" denseydi, hiç düşünmeden Maiden'ı seçerdim.