tag:blogger.com,1999:blog-89000315553143943502024-03-14T00:06:39.351+03:00Başlık Bile Bulamıyorum Bendieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.comBlogger32125tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-74253128008085926342013-11-09T19:49:00.000+02:002013-11-09T19:49:08.231+02:00Kendime Notlar (Vol.2) <div class="post_content clearfix">
<div class="post_content_inner clearfix">
<div class="post_container">
<div class="post_title">
</div>
<div class="post_body">
<span style="color: #cc0000;">Tekrar merhaba kendim. Gerçi hiç ayrılmıyoruz ki, ama
doğru, çok nadiren benden kaçıyor olabilirsin. O zaman seni benden
kaçıran şarkıyla devam edelim yüzleşmeye, Arctic Monkeys’le barışmanı
sağlayan şarkıyla. Nasıl da soğumuştun ama bir önceki albümle öyle?
Gruba küsmüştün resmen. İyi geldi bu şarkı size:</span><br />
<br />
<br />
<strong>Do I Wanna Know</strong> - <a href="http://www.youtube.com/watch?v=bpOSxM0rNPM" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=bpOSxM0rNPM</a><br />
<br />
<br />
<span style="color: red;">Sende benim en çok takdir ettiğim şey ne biliyor musun? Yalan
söylemekteki becerin. Evet öznel bir durum, kimine göre en iğrenç
özellik olabilir. Ama zaten “<em>benim en çok takdir ettiğim şey</em>" dedim değil mi? O yüzden problem yok.</span><br />
<br />
<br />
<span style="color: #f1c232;">Yalan söylemenin iki altın kuralı vardır, çoktan fark ettiğin açık
zaten ama biz bizeyiz burada, üstüne konuşuruz belki dedim. Benden daha
rahat muhabbet ettiğin biri var mı ki? Bana sorarsan yok, olduğu gün
zaten bana gerek kalmayacak. Biliyorum benden sıkıldın, o günün hayalini
kuruyorsun. O benim yerimi alacak, seni senden iyi tanıyacak, seni
herkesten çok kıskanacak, seni senden çok sevecek, seni kimseye
değişmeyecek o kızın hayalini. Kızmıyorum da sana, açıkçası ben de
bayılmıyorum çünkü seninle konuşmaya. Yoruyorsun beni, kendini de
yıpratıyorsun. O kıza şimdiden sabır diliyorum. Hadi ama, neye
kızıyorsun ki şimdi? İyi yönlerin de var doğru söylüyorsun, inkar
etmedim ki zaten? Mükemmel olmadığını tekrar tekrar hatırlatıyorum o
kadar. Yine dağıldı konumuz, toparlayalım biraz da bitsin hemen, dediğim
gibi senle konuşmaya ben de bayılmıyorum.</span><br />
<span style="color: #f1c232;">
</span><br />
<br />
<b>Şarkı da harika değil mi ama? Ben de sevdim. Seni bilmem ama benim
favori şarkım bu aralar, ne zaman konuşmaya gelsem açmamdan anlamışındır
zaten.</b><br />
<br />
<br />
<span style="color: #3d85c6;">Neyse. İki altın kural, sadece iki. Birincisi, önce kendini
inandıracaksın yalanına. Beni inandıramazsın onu biliyorsun, kendini
inandıracaksın. Söylediğin yalan hayatın olacak, söylediğin yalan
gerçeğin olacak, söylediğin yalan olacaksın. Yalan davranacaksın, yalan
güleceksin, yalan konuşacaksın, yalan ağlayacaksın, yalan seveceksin. Ne
şanslısın ki bu işte epey iyisin. Belki iyi olmak istemezdin, ama emin
ol iyi olmak zorundaydın. Bu insanlarla, bu aşklarla, bu ortamla iyi
olmak zorundaydın. Belki şeffaf olmak isterdin, ama emin ol şeffaf
olmamak zorundaydın, bu hislerinle, bu iyiliğinle, o herkesten
sakladığın iyiliğinle o duvarın arkasında sarmaş dolaş yakalanmamak için
şeffaf olmamak zorundaydın.</span><br />
<br />
<br />
<span style="color: #351c75;">İkincisi, yalan söylemeyeceğine inandıracaksın. Dürüstlük abidesi olarak bilinmek zorundasın, “<strong>Eray mı? Asla söylemez, her şeyi yapar ama yalan söylemez eminim</strong>”.
Evet tam olarak bu. Güvenilir gözükeceksin, kendinden çok güvenmeli
sana karşındaki. Her hatasını büyüteceksin, o kadar büyüteceksin ki aynı
hatayı kimsenin yapmayacağına inandıracaksın. İnandıracaksın ki senin
yapma ihtimalinin olmadığına inansın, senin için ne kadar yanlış
olduğuna inansın. Öyle bir inandır ki, gözünün önünü göremesin. Öyle bir
bunalt ki hatalarıyla onu, senin hata yapma ihtimalini göremeyecek
kadar kafası bulansın. Sersemlesin, ne olduğunu anlamasın. “<strong>Eray benim için çok iyi.</strong>"
Evet, evet böyle işte. Çok iyi gidiyorsun, demiştim zaten, takdir
ediyorum bu yüzden seni. Başka hangi insan her gün yaptığı hataları
karşıdaki insan yaptığında dünyanın en berbat olayını yapmışçasına
büyütebilir ki? Başka hangi insan bunu başarırken bu kadar rahat
olabilir, bu kadar rahat rol kesebilir? Başka hangi insan bunu böyle
çocuk oyuncağıymış gibi hiç yorulmadan yapabilir?</span><br />
<br />
<br />
<strong>Başka hangi insan üst üste koyduğu günahlarıyla cennete kadar uzanabilir?</strong><br />
<br />
<br />
<strong>Başka hangi insan can yakarken bile canı acıyormuş hissini uyandırabilir?</strong><br />
<br />
<br />
<span style="color: #741b47;">Kaç insanı kaybettin bugüne kadar, senin yaptığın hataları yaptılar
diye? Bu oyun gerçekten böyle mi oynanıyor sence? En çok hatayı bulan mı
kazanıyor, en çok hataya göz yuman mı? Hepimizin hata yaptığını varsay,
çünkü zaten öyle. Başta kendin. Sen hatalarınla her gece rahat uyurken
karşındakinin aynı hatalar yüzünden bedel ödemesini istemek hangi oyunda
var? Bu oyunda yok, onu biliyorum. Bu oyunda hata bulmak yok Eray, bu
oyunda hata yapman yetiyor. Hatanı yap, kenara çekil, hata yapışlarını
izle, bir daha yap. Ta ki ikinizin de yapacak hatası kalmayana kadar,
birbirinizin doğruları olana kadar. Herkes hata yapar Eray, inan herkes.
O yüzden mesele hata bulmak değil, mesele hataya göz yummak. Mesele
hatandan daha çok sevmek, onlar seviyor çünkü. Her fırsatta hata
yaparlar evet, ki sen de yapıyorsun, ama hatalar hep geçiyor değil mi?
Geriye sadece o kalıyor eninde sonunda. Onun için de aynı işte, bunu
anlayamayacak kadar salak olabilir misin gerçekten? <strong>Herhangi iki farklı insan arasında hep sadece sen kaldığına göre, sen mi hatasın, yoksa onlar mı?</strong>
Onlar olduğunu anlayamayacak kadar aptal mısın? Farzedelim ki değilsin,
o halde kendi hatalarına karşın onun hatalarını görmezden gelemeyecek
kadar bencilsin demektir. Sen ya bir aptalsın, ya bencil. İkisi de
olmamak senin elinde, emin ol öyle daha mutlu olunuyor. </span><br />
<br />
<br />
<span style="color: #6aa84f;">Gerçekten onun hatalarını bilmek istiyor musun? Kendi hataların
varken. Bunu sor kendine, mutsuz olmak için evet demen gereken soru bu.
Mutlu olmak içinse sadece bağıra bağıra eşlik etmen gereken bir şarkı
sözü.</span><br />
<br />
<br />
“<em><strong>Do I wanna know?</strong></em>”<br />
</div>
</div>
</div>
</div>
dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-53643855132591034562013-11-09T19:46:00.001+02:002013-11-09T19:46:37.466+02:00Kendime Not<div class="postcontent rounded-corners box-shadow">
<div class="innerbox rounded-corners box-shadow">
<h3>
<span style="color: #351c75;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-weight: normal;">Bir daha asla ama asla seni herkesten çok eğlendiriyor diye seni herkesten çok üzen birine katlanma.</span></span></span></h3>
<h3>
<span style="color: #351c75;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-weight: normal;"> </span></span></span></h3>
<h3>
<span style="color: #351c75;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-weight: normal;">Bir daha asla ama asla bir insana üçüncü şansı verme, ölümüne sevsen bile. Seni ölümüne seven bir insan şans vereceğin bir şey yapmaz, unutma.</span></span></span></h3>
<h3>
<span style="color: #351c75;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-weight: normal;"> </span></span></span></h3>
<h3>
<span style="color: #351c75;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-weight: normal;">Bir daha asla ama asla bir insana onsuz
yapamayacağını belli etme. Onsuz yapamayacaksın belki evet, ama bilirse
onsuz da yapılabileceğini öğrenmek zorunda kalırsın.</span></span></span></h3>
<h3>
<span style="color: #351c75;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-weight: normal;"> </span></span></span></h3>
<h3>
<span style="color: #351c75;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-weight: normal;">Bir daha asla ama asla senin sinirini bozmak için sevmediğin insanlarla takılan kişilerle olma.</span></span></span></h3>
<h3>
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-weight: normal;"> </span></span></h3>
<h3>
<span style="color: #cc0000;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-weight: normal;">Bir daha asla ama asla güvenemediğin bir insana
vakit ayırma. Başka bir ortamdayken senin arkandan iş çevireceğine
eminsen şans tanıma. Ah hadi ama, “Bu farklı gibi.” öyle mi? Ne zaman
farklı oldu ki? Hiç yanıldığını hatırlıyor musun mesela? Peki ya haklı
çıktığın zamanlar? Bak gördün mü, bir kere olsun beni dinle. Bu yaşlarda
insanlara güvenmek zordur; daha olgunlaştıkça, çevrendekiler
olgunlaştıkça her şeyin düzeleceğine inan. İnan çünkü başka şansın yok,
insanlar değişmiyor, değişeceğini um kendin görene kadar. Bana
inanmıyorsun çünkü.</span> </span></span></h3>
<h3>
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-weight: normal;"> </span></span></h3>
<h3>
<span style="color: #b45f06;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-weight: normal;">İnsanların bilmediği şeyler var, insanlara anlatmadığın şeyler.
Kendin bile kabullenemiyorsun ki zaten, insanlara nasıl anlatasın? Bir
tek ben biliyorum, o da anlattığından değil, benden kaçamayacağın için.
İnsan kendinden kaçamaz çünkü, insan kendini kandıramaz, insan kendini
yanıltamaz, insan kendine olmadığı gibi biri davranamaz. Sen de ben de
biliyoruz ki, herkes köşesine çekildiğinde, tüm sesler gittiğinde, tüm
ışıklar kapandığında ve tüm düşünceler başına üşüştüğünde yanında bir
tek ben varım. Seni senden iyi tanıyorum, seni herkesten iyi biliyorum.
Söyleyemiyorsun değil mi kimseye yanlışlarını? Fazla yanlışlar çünkü
değil mi? Dur ben söyleyeyim, fazla hem de.</span></span></span></h3>
<h3>
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-weight: normal;"> </span></span></h3>
<h3>
<span style="color: #45818e;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-weight: normal;">Düşüncelerin yanlış, yaptıkların yanlış, kararların yanlış,
duyguların yanlış, isteklerin yanlış, bakış açın yanlış. Sen aslında
koca bir yanlışsın şuanda, bütün doğruları götüren. Sen kendini
yenemeyen bir adamsın. Sen kendine sözünü dinletemeyen bir adamsın. Sen
bana rağmen yanlış yoldasın. Doğru yolu senin için mumlarla
aydınlatmışken, sırf daha parlak olduğu için 10 adım önünü bile
göremediğin yanlış bir yoldasın. Eray, unutma, çok imkansız görünen
harika bir şey gerçekten de imkansız olduğu için öyle görünüyordur. Sırf
her şeyden çok cezbediyor olması bir şeyin en iyi olduğunu göstermez.</span></span></span></h3>
<h3>
<span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-weight: normal;"> </span></span></h3>
<h3>
<span style="color: #741b47;"><span style="font-family: Times,"Times New Roman",serif;"><span style="font-weight: normal;">Bir daha asla ama asla unutma: Genelde en iyisi, aslında en iyisi olmayandır.</span></span></span></h3>
</div>
</div>
dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-88619096901835373832013-08-06T14:34:00.003+03:002013-08-06T14:34:57.825+03:00İstek Üzerine Iron Maiden'a Başlangıç Önerileri<span style="color: #e69138;"><b>Soru:</b></span> "Ben dream tv haftasonuyla iron maidenla tanıştım diyebilirim ve iki gün
boyunca beni ekranın karşısına çivilediler. Aşırı sevdim. Yalnız
youtube'a iron maiden yazıp ilk çıkan 3-5 şarkılarıyla tanımak istemiyorum
onları. Hangi albümden, şarkıdan dinlemeye başlamalıyım?"<br />
<br />
<div style="border-top: 1px solid #e7eaec; margin-top: 15px; padding-top: 15px;">
<span style="color: #e69138;"><b>Cevap:</b></span> Seve seve önereyim, önerdiğim şarkılar genelde
Maiden’ın son halini aldığı kadrodan olacak, 2000 sonrası yani. Eski
Maiden zamanlarından da öneririm, çok severim o hallerini ama Maiden’ın
ilk zamanlarından daha iyi bir grup varsa şu dünyada, o da Maiden’ın
2000 sonrası halidir. Başlıyorum, umarım seversin:<br />
<br />
***<span style="color: #6aa84f;"><strong>The Nomad</strong></span>: Özellikle şarkının ortalarında
(4:30larda başlayan) mükemmel ötesi bir bölüm var 3 dakika kadar süren,
kesinlikle dinlenmeli. (Brave New World albümünden, çok güzel albümdür,
2000 yılında yayınlandı)<br />
<br />
***<span style="color: #6aa84f;"><strong>Blood Brothers</strong></span>: Baştan sona bir şaheserdir
kendisi, büyük ihtimalle de dinlemişsindir. Sololar mükemmel, şarkının
başından itibaren her saniye bir öncekinden daha iyi, 3. dakika
civarlarından sonrası zaten cennet gibi. (Brave New World albümünden
yine)<br />
<br />
***<span style="color: #6aa84f;"><strong>Brave New World</strong></span>: Albümle aynı isme sahip şarkı bu
da, albümün ne kadar iyi olduğunu kanıtlıyor 3 tane kapı gibi şarkının
olması. Baştan sona muhteşem yine.<br />
<br />
***<span style="color: #6aa84f;"><strong>Dance Of Death</strong>:</span> Bu şarkı da içinde bulunduğu
albümle aynı isimde, Brave New World albümünden sonra yayınlanan albüm
bu. O albüme göre daha kötü buluyorum ben bu albümü, ama bu şarkı bile
albümün güzel sayılmasına yeter de artar. Sözleri olsun, Bruce’un iniş
çıkışları olsun, gitarların uyumu olsun, inanılmaz. (2003’te yayınlandı
albüm)<br />
<br />
***<span style="color: #6aa84f;"><strong>For The Greater God Of Good</strong></span>: Bu şarkı da Dance Of
Death’ten sorna yayınlanan albüme ait. Bu albüm için de “Maiden’ın en
mükemmel albümüdür" diyemem, ama sonuçta Maiden albümüdür, seven insan
için her şarkı bulunmaz nimet. Albümde en öne çıkan şarkılardan biri bu
bana kalırsa, uzun baya ki ben uzun Maiden şarkılarına hastayım. Olur da
canını sıkarsa şarkı dinlemeyi bırakma, en azından diğer şarkılara geç
ve sonuna kadar dinlemeye çalış. Çünkü altın vuruşu genelde şarkının
ortalarında ve sonlarında yapıyorlar. (A Matter Of Life And Death
albümünden, 2006 yılı)<br />
<br />
***<span style="color: #6aa84f;"><strong>Satellite 15…The Final Frontier</strong></span>: Maiden’ın
yayınlanan en son albümünden bir şarkı, ayrıca A Matter Of Life And
Death albümünden sonraki albüm oluyor bu. Youtube’a yazarsan şarkıyı
büyük ihtimalle 4-5 dakikalık bir video gelecek, ama şarkının aslı 8:40
dakika sürüyor. Giriş bölümü atılmış o videoda yani, ki bence çok güzel
bir bölüm. Üstelik giriş bölümü bitip şarkıya girdiğinde inanılmaz zevk
alıyor insan, dinlemelisin. (The Final Frontier albümünden, 2010)<br />
<br />
***<span style="color: #3d85c6;"><strong>Mother Of Mercy</strong></span>: Bu şarkı her ne kadar Maiden
klasikleri arasına giremeyecekmiş görünse de benim için yeri ayrı, çünkü
albümü ilk dinlediğimde ilgimi çeken 2 şarkıdan biri buydu. Genele
bakılınca çok ön plana çıkarılmamış bir şarkı oldu, belki senin de
hoşuna gitmez ama benim için yeri ayrıdır. Güzel şarkıdır kanımca. (The
Final Frontier yine)<br />
<br />
***<span style="color: #3d85c6;"><strong>Coming Home</strong></span>: Bu da albümü ilk dinlediğimde ilgimi
en çok çeken 2. şarkı. Özellikle girişinden itibaren tutuldum şarkıyı,
sözlerini anında ezberledim, günlerce kendi kendime söyledim. Yeri her
zaman ayrı olacak benim için, baterist Nicko’nun zillerde her zamanki
gibi süper performansı da şarkı boyunca kendini belli ediyor. (The Final
Frontier)<br />
<br />
***<span style="color: #3d85c6;"><strong>Starblind</strong></span>: Sözler, sözler, sözler. Bu şarkının
sözlerine kesinlikle bakmalısın, İngilizce’n çok iyi değilse
Türkçe’sinden bak ama tavsiyem şarkının kendi dilinde bakmandır.
Müzikalitesine denebilecek hiç bir şey yok şarkının, aşmış gitmiş zaten
ama sözler çok ayrı bu şarkıda. Çok vurucu yerler var, öyle kolay kolay
anlaşılmayan üstünde düşünülmesi gereken sözler. Mükemmel ötesi. Şaheser
bence. (The Final Frontier)<br />
Buraya kadar olan bölüm Maiden’ın 2000 sonrası albümlerindendi, daha
bir çok şarkı önerebilirim ama bunlar ilk dinlemen gereken şarkılar,
iyice bağlanman için yani. Şimdi eski dönemlerine geçmeden önce çok çok
az duyulan bir şarkısıyla devam edeyim;<br />
<br />
**<strong>*<span style="color: #3d85c6;">Nodding Donkey Blues</span></strong>: İsminden de anlaşıldığı gibi
Blues şarkısı kendisi, bu da Maiden üyelerinin ne kadar çok yönlü
olduğunu gösteriyor bence. Heavy metal’in şahı olan bir grup için Blues
tarzında da bu kadar mükemmel bir şarkı yapmak süper bir olay.<br />
<br />
Şimdi 2000 öncesi dönemler, buradaki şarkıları kısa yazıp geçicem:<br />
<br />
***<span style="color: #674ea7;"><strong>Lightning Strikes Twice</strong></span> (Virtual XI albümü, 1998) (Bu albümde vokal farklı bir sanatçı, Bruce Dickinson değil)<br />
<br />
***<span style="color: #674ea7;"><strong>Don’t Look To The Eyes Of A Stranger</strong> </span>(Virtual XI albümü) (Nakaratı hep aynı, belki sıkabilir ama dinlemeye değer yine de, severim ben)<br />
<br />
***<span style="color: #674ea7;"><strong>The Aftermath</strong></span>: (X Factor albümü, 1995) (Bir çok
kişiye ve bana göre Maiden’ın en kötü albümü bu, buradan da bir şarkı
yazmış olayım dedim yine de, vokaller bu albümde de Bruce Dickinson’ın
değil. Albüm diğer Maiden albümleri arasında en kötüsü bence ama yine de
başka bir grup yapmış olsa en iyi albümleri arasına girerdi. Yani kötü
olan aslında albüm değil, Maiden’ın kalitesi fazla. Sonuç olarak şarkı
hoşuna gitmeyebilir, sıkıntı değil)<br />
<br />
***<span style="color: #674ea7;"><strong>Wasting Love</strong> </span>(Fear Of The Dark albümü, 1992)
(Büyük ihtimalle dinledin bu şarkıyı, dinlemediysen de şimdi dinlemiş
ol. Çok güzel, çok yumuşak bir soundlu, yürekleri dağlayan bir şarkı :D)<br />
<br />
***<span style="color: #674ea7;"><strong>Afraid To Shoot A Stranger</strong></span> (Fear Of The Dark albümü) (2:45’e kadar sıkabilir, sonrası çok iyi ama dayan ve dinle)<br />
<br />
***<span style="color: #674ea7;"><strong>Seventh Son Of A Seventh Son</strong></span> (Albüm de şarkıyla
aynı isimde, 1988) (Şarkı baştan sona adeta müzikal gibi gidiyor, hele
canlı konserlerde interlude kısmı adeta ayin gibi, inanılmaz. Yine de
yeni başladığın için ilgini çekmeyebilir, bilemiyorum)<br />
<br />
***<span style="color: #674ea7;"><strong>The Prisoner</strong></span> (The Number Of The Beast albümü, 1982) (Bir Maiden klasiği… Solosu fazla iyi özellikle, ve sözleri tabi ki)<br />
<br />
***<span style="color: #674ea7;"><strong>Prowler</strong></span> (Iron Maiden albümü, 1980) (Iron
Maiden’ın ilk şarkısı, efsanenin başlangıcı. Daha mükemmel
başlanılamazdı, vokaller Bruce Dickinson’ın değil bu albümde)<br />
<br />
***<span style="color: #674ea7;"><strong>Stranger World</strong></span> (Iron Maiden albümü) (Slow, mükemmel, çok söze gerek yok)<br />
<br />
<span style="color: #a64d79;"><b>Not:</b></span> Killers (1981), Piece Of Mind (1983), Powerslave (1984) ve
Somewhere In Time (1986) albümleri dışındaki tüm albümlerden en az bir
şarkı yazdım buraya.<br />
<br />
<span style="color: #a64d79;">Not2:</span> Bu şarkılar dışında Maiden’ın daha onlarca mükemmel şarkısı
var, dediğim gibi bunlar sadece başlangıç için, ve tamamen benim kendi
zevklerime göre hepsi.<br />
<br />
<span style="color: #a64d79;">Not3:</span> Fear Of The Dark, Hallowed Be Thy Name, The Trooper, Wasted
Years, Aces High, Running Free, Phantom Of The Opera, The Number Of The
Beast, Run To The Hills, Alexander The Great, The Thin Line Between Love
And Hate, 2 Minutes To Midnight gibi en çok bilinen veya genel kitle
tarafından en çok sevilen şarkıları yazmadım. Youtube’dan bir şekilde
ulaşmışsındır diye, eğer ulaşmadıkların varsa bu yazdığım sırayla
dinlersin bunları da. Umarım Maiden en sevdiğin 2-3 gruptan biri olur.<br />
</div>
dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-47419101429164618222013-08-03T00:41:00.001+03:002013-08-03T00:41:42.763+03:00YargılarDünyanın en yaralayıcı olabilecek kavramlarındandır yargılar. Kimi zaman bir o kadar da gereksiz olurlar, anlamsızlıkları yetmiyormuş gibi.<br />
<span style="color: #cccccc;"><br /></span>
<span style="color: #cccccc;">Her insanın dilediği gibi yaşama hakkı vardır. Dilediği gibi yeme, dilediği gibi giyinme, dilediği yeri gezme, dilediği şekilde eğlenme, dilediği kişiyle sevişme, dilediği şekilde gülme, dilediği şeyi izleme, dilediği şeyi düşünme, dilediği şeyi yazma, dilediği şeyi çizme hakkı vardır. Bunların hepsinin sınırları belli olmakla beraber, (ki bu sınır yaptıklarının veya düşündüklerinin başka bir insanın özgürlük alanını herhangi bir şekilde kısıtlamaması veya özgürlük alanına hakaret içermemesi oluyor) herkesin bu sınırlar içerisinde yaşama hakkı sonuna kadar var.</span><br />
<br />
<span style="color: #eeeeee;">Toplumsal bir yaşam içerisindeyiz hepimiz, kabul. Herkes herkesin yaptıklarından hoşnut da olmayabilir, bu da kabul. Yine de bu size hoşlanmadığınız insanı sizin özgürlüğünüze zarar vermediği bir durumda yargılama hakkını vermez. Sırf size ters gelen bir davranış veya düşünce içinde olması yüzünden insanları küçümseyemezsiniz. Sırf sizin değer yargılarınıza, zevklerinize, beğenilerinize, tarzlarınıza veya düşüncelerinize; kısacası kalıplarınıza uymuyor diye insanları aşağılayamazsınız. Hoşlanmazsınız, bu olabilir, hakkınızdır; ama kendi içinizde kalır bu. Hiçbir şekilde iletişim kurmazsınız, iletişim kurmak istemediğinizi de gerekirse o insana açıklarsınız. Ama küçümsemek, gerek başka insanların içinde gerekse de kendi aranızdayken, yapılabilecek en yanlış davranış. Özellikle de dış görünüşü nedeniyle küçümsemek</span>.<br />
<br />
<span style="color: #9fc5e8;"><i>"Seksli tweet atan erkek abaza, kız ise orospudur"</i></span><br />
<span style="color: #9fc5e8;"><i>"Rap/metal/pop dinleyen insan zevksizdir, gerizekalıdır"</i></span><br />
<span style="color: #9fc5e8;"><i>"1.65ten kısa olan kız iddia oranıdır, olmasa da olurdur"</i></span><br />
<span style="color: #9fc5e8;"><i>"Sixpacki olmayan erkek erkek değildir"</i></span><br />
<span style="color: #9fc5e8;"><i>"Kilolu kız kum torbasıdır, iğrençtir"</i></span><br />
<span style="color: #9fc5e8;"><i>"Vermeyen kız kezbandır, veren ise kaşar"</i></span><br />
<br />
<span style="color: #cccccc;">Açık ve net söylemek gerekirse, bu düşünceleri savunan tüm insanlar gerizekalıdır, küçümsenmeyi hakediyordur, aşağılıktır ve insan yerine bile konulmamalıdır. Başkalarının özgürlüklerine saygısı olmayan, sürekli bir şekilde özgürlük alanlarını kısıtlamaya ve herkesin eşit olması gerektiği bu hayatta sırf kendince kusur olarak gördüğü özellikleri yüzünden insanları aşağılayan birinin saygı görmemesi gerekir. Bu dünyada nefes alan her insan eşittir, dilediği gibi yaşayabilir. Sırf size veya çoğu kişiye göre çirkin diye bir insanı küçümsemek her yönüyle adi bir davranıştır, o kişiye saygısızlıktır. Her insan kendi başına bir değerdir, her insanın bir konuda sizden iyi olduğu bir konu da vardır. Her insanın size katacak bir şeyi, her insanın bakış açınızı değiştirecek düşünceleri, her insanın sizi güldürebilecek veya sizi mutlu edebilecek esprileri vardır. Her insanın size destek olabilecek cümleleri, her insanın sizi güçlendirebilecek sözleri, her insanın size bir adım daha attırabilecek düşleri vardır. Her insanın bir değeri vardır, her insanın. </span><br />
<br />
Küçümsemelerin en kötüsü de, ki her türlüsü yeterince kötüdür, size değer veren insanları küçük görmektir. Sizi önemseyen bir insanı herhangi bir nedenle küçük görmek, önemsememek, hoşlanmıyor olsanız bile ona saygı dahi duymamak yapılabilecek davranışların en kötüsüdür. Her şeyden önce bir insan olduğunu unutmak o karşınızdakinin, en kötüsü. Bir insan, bir değer, başlı başına bir değer, size önem veriyor ve karşılığında sunduğunuz şey küçümsemek, umursamamak. Ki bu dünyada bir insanın kazanabileceği en büyük şeydir başka bir insanın saygı veya sevgisi bana kalırsa. Sizi önemseyen her insan mutluluk kaynağıdır, övünç kaynağıdır. Sizi önemseyen her insan saygı duyulasıdır, hoşnut olmasanız bile saygı duyulasıdır. Size duygularını gösteren, düşüncelerinizi dinleyen ve hatta uygulayan insanları önemseyin. Nasıl göründüklerine bakmadan yapın bunu. Sırf biraz kısa, sırf biraz kilolu olduğu için kazanabileceğiniz bu en büyük şeyi kendinizden uzaklaştırmayın, size saygı duyan tek bir insanı bile kırmayın, kendinizden nefret ettirmeyin.<br />
<br />
<span style="color: #cccccc;">Hayat yargısız çok daha güzel, hayat dış görünüşlerden önce iç dünyalara açıldığınızda güzel, hayat küçümsemeyince güzel. Hayat insanları sevmeyi öğrendikçe, hayat insanların fikirlerini vücudundan daha çok sevdiğinizde güzel. Hayat birilerine değer verdikçe, onlara saygı gösterdikçe, onları dinledikçe güzel. </span><br />
<br />
<span style="color: #cccccc;">Emin olun insanları küçümsemek onları değil sizi değersizleştirir, en azından benim gözümde.</span>dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-45557066668440592142013-07-29T21:52:00.000+03:002013-07-29T22:04:58.313+03:00Pink Floyd - Comfortably Numb (Earl's Court, Londra - 1994)<span style="color: #cccccc;">Giriş Notu:</span> <i>Bu yazıyı Comfortably Numb'ın gelmiş geçmiş en güzel ve en eşşiz, en taklit edilemez versiyonu için yazıyorum, stüdyo kaydı için değil. Bana kalırsa bu versiyonuyla tarihin de en etkileyici, en vurucu şarkısı olmayı başarmıştır bu şarkı, şuradan izleyebilirsiniz, dinleyebilirsiniz:</i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/aglJnHUK1Fw?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
"<span style="color: #cccccc;"><i>Hello, (hello, hello, hello) ... </i></span><br />
<span style="color: #cccccc;"><i>Is there anybody in there?</i></span>"<br />
<br />
<span style="color: white;">"Bir insanın en derin, en zayıf, en yalnız, en karanlık, en sessiz, en eşsiz, en bulanık, en ulaşılmamış duygularına veya düşüncelerine, ya da korkularına, ya da bir nevi kendi özel odasına ulaşacak nitelikte bir şarkıya nasıl bir giriş yapılabilir?" sorusunun cevabını okudunuz o iki satırda. Roger Waters'ın o eşsiz düşünce evinin çatı katından damlayan iki küçük su damlası, Richard Wright'ın ruhunun en derinlerinden gelen iki sessiz çığlık. Tarih sahnesinin en vurucu saniyelerine doğru çekilmeye başladığınız an size eşlik etmeye başlayan iki satır. Veya uzayınızda hiçbir anormal etki olmaksızın dönüp dururken kendi çevrenizde, belki de başkalarının hayatlarının çevresinde, bir anda etki alanına girdiğiniz bir karadelikten gelen iki satır. Her zamanki gibi kendinize ait küçük köşenizde kurulmuşken, bir gün daha hiçbir şey yapmadan ertesi gün yapacağınız yine "hiçbir şey"in planını kurarken bodrum katınızda yankılanmaya başlayan iki satır. Doğarken elinize verilen ve hayatınız boyunca çeşitli renklere boyadığınız, belli zamanlarda sizin için önemli olan insanlarla beraber renklendirdiğiniz, dönüp bir kere bile bakmadığınız için aslında ne kadar da düzensiz ve rahat edici olduğunu göremediğiniz o tuvali baştan sona siyaha bulayan iki satır.</span><br />
<br />
<span style="color: #8e7cc3;">Müziğin eşsiz gücüne inanmayan insan için sadece iki cümleyken bunlar, müziği hisseden insanı tüm evrenin en tepesine oturtup 10 dakikalık şova hazırlar. Daha dünya algısı oluşmadan başlayan süreçle dünya algınızın küçük bir illüzyon olduğunu anladığınız o son ana kadar geçen süreç içerisinde geçirebileceğiniz en anlamlı 10 dakikaya.</span><br />
<br />
"<span style="color: #cccccc;"><i>Just nod if you can hear me.<br />
Is there anyone at home?</i></span>"<br />
<br />
<span style="color: #c27ba0;">En tepeye oturmuşken tam, yaşadığınız o en dipteki hayatı en tepeden görebileceğiniz yerde olacakları beklerken, bunun bir hayal değil; aksine en az aldığınız nefes kadar gerçek olduğunu hatırlatan iki cümle, iki satır daha</span>. "<span style="color: #cccccc;"><i>Burdayım</i></span>" <span style="color: #c27ba0;">demek isteyeceğiniz, ama diyecek gücünüzün kalmadığını görüp Roger'ın bunu önceden nasıl anladığını çözmeye çalışırken kafanızı sallatan iki satır. Şovun hazırlıklarına geçilen iki satır.</span><br />
<br />
"<span style="color: #cccccc;"><i>Come on, now...</i></span><br />
<span style="color: #cccccc;"><i>I hear you're feeling down.<br />
Well I can ease your pain<br />
And get you on your feet again.</i></span>"<br />
<br />
<span style="color: #45818e;">Nereden geldiğini anlayamadığınız o sesin kaynağını aramaya başladığınız, endişeyle karışık heyecana kapıldığınız, ama sesin doğaüstülüğüyle sakinleşmeye de başladığınız saniyeler. Kendi içinize doğru adım adım çekildiğiniz, kendi içinize çekildikçe giderek özgürleştiğiniz saniyeler. Sınırlarınızın ne kadar dar olduğunu farkederken, sınırlarınız içinde ezilip giderken ruhunuza işleyen yardım sözleriyle aydınlandığınız saniyeler. En karanlık hislerinize doğru sürüklenirken, en ıslak gözyaşlarınızın tam ortasında debelenirken, kimsenin olmadığı o en yalnız ve sessiz köşenize çekilirken, kendi sesinizin sizi kendine çağırdığı saniyeler.</span><br />
<br />
"<span style="color: #cccccc;"><i>Relax (relax, relax, relax) ... </i></span><br />
<span style="color: #cccccc;"><i>I need some information first.</i></span><br />
<span style="color: #cccccc;"><i>Just the basic facts<br />
Can you show me where it hurts?</i></span>"<br />
<br />
<span style="color: #b45f06;">... Düşünüyorsunuz, daha önce hiç böyle huzur veren bir ses olup olmadığını. Hücrelerinizin çalışmayı bırakmayan, büyülenmemiş son bir kaç tanesiyle "Richard Wright..." diye sayıklarken düşünüyorsunuz, "Şimdi ne olacak?" . Ruhunuzun en acıyan yerlerine değdiğini hissediyorsunuz bu satırların. Kelimelerin arasına sığdığını hissediyorsunuz belki de acıların. Küçük teknenizle açılmaya korktuğunuz o büyük okyanusunuzun ortasında mahsur kaldığınızı anlıyorsunuz, sesin huzurlu olmasının nedeninin çaresizliğinizin büyüklüğü olduğu hissine kapılıyorsunuz.</span><br />
<br />
"<span style="color: #cccccc;"><i>There is no pain, you are receding.<br />
A distant ship, smoke on the horizon.<br />
You are only coming through in waves.<br />
Your lips move but I can't hear what you're saying.<br /> </i></span><br />
<span style="color: #cccccc;"><i>When I was a child I had a fever<br />
My hands felt just like two balloons.<br />
Now I've got that feeling once again<br />
I can't explain you would not understand<br />
This is not how I am.<br /> </i></span><br />
<span style="color: #cccccc;"><i>I have become comfortably numb.</i></span>"<br />
<br />
<span style="color: #3d85c6;">Direnmeye çalışıyorsunuz; inkar etmeye, düş gördüğünüze kendinizi inandırmaya çalışıyorsunuz. Karşı koymaya, boşa yaşamadığınıza, duvarlarınızın olmadığına ikna etmeye çalışıyorsunuz kendinizi. Görmezden gelmeye çalışıyorsunuz, kendinizce saçmalık olan bu karmaşaya son vermeye çalışıyorsunuz. Mücadele ediyorsunuz ama o şevkatli el değiyor duygularınıza, isyanınız esnasında dirilen ruhunuzun bir parçası "David Gilmour" diye çığlık atarken sakinleşmeye başlıyorsunuz tekrar, tıpkı boynunuzdan enjekte edilmiş etorfin hidroklorid gibi hızlı etki ediyor Gilmour solosu.</span><br />
<br />
"<span style="color: #cccccc;"><i>O.K. (okay, okay, okay) ...<br />
Just a little pin prick.<br />
There'll be no more ah (AHHHHHHHHHHHHH!)<br />
But you may feel a little sick.<br /> </i></span><br />
<span style="color: #cccccc;"><i>Can you stand up?<br />
I do believe its working, good.<br />
That'll keep you going through the show<br />
Come on it's time to go.</i></span>"<br />
<br />
<span style="color: #674ea7;">Şova az kalmışken tekrar kendinize geliyorsunuz, yerinize oturuyorsunuz, bir şey hissedemeden. Tekrar son bir şeyler söylemek için atılıyorsunuz öne, isyan amaçlı değil, her şeyi kabullenmiş bir şekilde, şovdan önceki son sözlerinizi söylemek için, David Gilmour'un solosunda hayatı izlemeden önceki son sözleriniz.</span><br />
<br />
"<span style="color: #cccccc;"><i>There is no pain, you are receding.<br />
A distant ship, smoke on the horizon.<br />
You are only coming through in waves.<br />
Your lips move but I can't hear what you're saying.<br /> </i></span><br />
<span style="color: #cccccc;"><i>When I was a child,</i></span><br />
<span style="color: #cccccc;"><i>I caught a fleeting glimpse<br />
Out of the corner of my eye.<br />
I turned to look but it was gone<br />
I cannot put my finger on it now<br />
The child is grown, <br />
The dream is gone.<br /> </i></span><br />
<span style="color: #cccccc;"><i>I have become comfortably numb.</i></span>"<br />
<br />
Gilmour son kez konuşuyor sizin adınıza bu satırlarla. Başlıyor şov. 04:45'te. Tarihin gelmiş geçmiş en güzel gitar solosu başlıyor. Sanki sizin için yazılmış gibi, sizin ruhunuzda yankılanıyor. Deniziniz dalgalanıyor, duygularınızın üzerinde bir o yana bir bu yana gidiyorsunuz, tamamen istemsiz. Bir sonraki saniyeyi bilemeden. Her saniyeyiyse hakkını vere vere doldurarak. Gilmour ilahlaşıyor gözünüzde, en güzel saniyeleri gönderiyor size birer birer. Yolun sonunu o biliyor bir tek, bir sonraki adımınızı o biliyor. Siz tamamen çaresizken duygularınızın arasında, o sizi istediği yöne doğru götürüyor. Tapasınız geliyor, ağlayasınız geliyor, ama zaten gözyaşlarınızın arasında sürüklenirken ağlamanın anlamı ne olabilir ki?<br />
<br />
<span style="color: cyan;">Gerçeklikten bir insanı hangi notalar bu kadar uzaklaştırabilir? Bir insanı bir solo nasıl bu kadar aciz ve çaresiz hissettirirebilir? Bir insanı bir solo ne kadar derine çekebilir, bir insanın nefesini nasıl bu kadar kesebilir, bir insanı bir solo nasıl bu kadar ezebilir? Bir solo bir insana nasıl bu kadar şey anlatabilir, bir solo bir insanın ruhunu aynı anda nasıl hem çığlık çığlığa bağırtırken bir yandan sessizliğe gömebilir? Bir solo tüm hayatın anlamsızlığını bu kadar sert bir şekilde yüzünüze çarparken bir yandan da nasıl sadece bu solo için bile dünyaya gelmeyi istetebilir? Bir solo nasıl bu kadar yolu aydınlatabilir, 5 dakika boyunca karanlıktan yankılanırken? Nasıl ayırabilirsiniz hayalle gerçeği o canlı şovda tepede küre açılırken? O konser alanından daha iyi olan bir cennete nasıl inanabilirsiniz? Oradaki insanların hiç hareket etmeden kusursuz itaatleri altında nasıl daha üstün bir gücün varlığına bağlanabilirsiniz? Her bir notaya oradaki insanlardan her birinin ruhlarının çekilmediğini nasıl ispatlayabilirsiniz, dinlerken kendi ruhunuza sahip çıkabildiğinizden emin değilken?</span><br />
<br />
<span style="color: #93c47d;">Yüzlerce nota, bir solo, bir adam. David Gilmour. Solosuna ruhunu akıtan adam, solosuyla değil ruhuyla seslenen adam. Notaları ağlatan adam. Notaları ne kadar birleştirirse ruhu o kadar parçalayan adam. Bir kaç notayla hayatınızı önünüze seren adam. Parmaklarıyla gitarıyla sevişip tüm evreni anlamlandıran adam. Tüm bunları yaparken tek gram bile heyecanlanmayan, tüm o doğaüstülüğüyle ilah gibi duran adam. En iyisini yapmadıktan sonra bir işin anlamsız olduğuna inanan adam, her yaptığı iş "en iyi" sıfatını sonuna kadar hak eden adam. Tepeden tırnağa, notadan notaya eşsiz bir adam, var olanların en güzeli olan bir adam, gitarlarla konuşan adam, gitarların ilahı olan bir adam.</span><br />
<br />
<span style="color: #f6b26b;">Comfortably Numb. Bir din yaratmak isteseydiniz, bu dinde cennet cehennem kavramlarına yer verseydiniz, cennete gidecek insanlara müjdeleyebileceğiniz en iyi şey Comfortably Numb. Cennette sonsuza kadar solosu çalınması gereken şarkı Comfortably Numb. David Gilmour'un parmakları dışında hiç bir varlığın daha iyi çalamayacağı bir soloya sahip bir müzik evreni Comfortably Numb. Ağlatan, daha çok ağlatan, daha çok ağlattıkça daha çok kopartan, gerçeklikten uzaklaştıran, damarlarınızdaki kanı durduran, kan yerine notalarla vücudunuzu dolduran bir şarkı Comfortably Numb. </span><br />
<br />
<span style="color: #e06666;">Dünya üzerindeki hiçbir şarkı sizi yaşamdan bu denli koparırken bir yandan da yaşadığınızı sonuna kadar hissettiremez. Göğsünüze taşı koyup nefesinizi keserek sizi yaşamdan uzaklaştırırken, bir yandan da o taşın ağırlığıyla acı çektirip yaşama bağlayamaz başka hiçbir şarkı sizi. Önce kendi karanlık odanıza kapatıp sonra her bir gözyaşı tanenizi gökyüzünüzü aydınlatan bir yıldıza çeviremez başka bir şarkı. Ciddi ciddi uyuşturucu etkisi yapamaz başka bir şarkı, dinlerken bağımlı yapamaz. Yasaklanması gerektiğini iddia ede ede gezip dururken kendi içinizde, dinlemeden tek bir saniye bile geçirmemek istemenizi sağlayamaz başka bir şarkı.</span><br />
<br />
<span style="color: #c27ba0;">Ruhunuzu alıp sallanan koltukta, loş ve nemli odasında geçmişine götüremez başka bir şarkı. Seni senden uzaklaştırırken kendi benliğine bu kadar yakınlaştıramaz, bu kadar zıtlığı bir arada bulunduramaz başka bir şarkı. Sadece "Just a little pin prick" sözleri sonrasında gelen prick sesiyle bile etkileyebilecek bir şarkı. "The child is grown, the dream is gone" sözleriyle sizi dağıtabilecek bir şarkı, öldürebilecek bir şarkı, uyuşturacak bir şarkı. Cenazenizde çalınacağını bilseniz ölmek istetecek bir şarkı. Ailenizle kavga ettiğinizde dinleyeceğiniz şarkı, sevgilinizden ayrılsanız dinleyeceğiniz şarkı, yakınınızı kaybetseniz dinleyeceğiniz, işinizden olsanız dinleyeceğiniz, ne zaman dibe vursanız dinleyeceğiniz bir şarkı.</span><br />
<br />
Comfortably Numb. Hayatımın şarkısı. Hayatların şarkısı. Hayatın ta kendisinin şarkısı.dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-11557963712164991542013-07-28T17:48:00.000+03:002013-07-28T17:49:15.950+03:00Bir Michael Jackson Güzellemesi: King Of Pop'tan Rock ZiyaretleriMichael Jackson bir devri kasıp kavuran, gönüllerde taht kuran,yüz milyonlarca insanın beğenisini kazanan ve dünya üzerinde bugüne kadar en çok satan albüme sahip bir efsane (Thriller albümü). Gönüllerde de, kağıt üzerinde de pop müziğin değişmez kralı, pop müziği pop müzik yapan adam, pop müziği sevmeyenlerin bile dinlediği bir adam. Zaten pop dediğimiz bu müzik türünün günümüzdeki içler acısı haliyle Michael Jackson'ın yaptığı pop aynı cümlede bile kullanılamaz aslında, gerçek pop Jackson'ındır. Pop Jackson'dır, Jackson ise pop.<br />
<br />
Bu yazıda ise ben MJ'in geniş müzik yelpazesine ithafen yaptığı bazı rock şarkılarını paylaşacağım. Bu adama karşı nefret besleyen, üstelik hiç dinlemeden bu kanıya varan insanlara zavallı gözüyle bakıyorum. Metal dinleyeni olsun, rock dinleyeni olsun, rap dinleyeni, pop dinleyeni, herkes MJ'i dinlemeli en az bir kaç kere. Emin olun buna değer. MJ tarihin gördüğü en kaliteli sanatçılardan biridir, bu çok net. Hemen yazının asıl amacına dönüp MJ'ın bazı çok kaiteli rock şarkılarını paylaşıyorum, kendi beğeni sıralamama göre yazdım şarkıları, iyi dinlemeler!<br />
<br />
1) <span style="color: cyan;"><b>Beat It:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/Ym0hZG-zNOk?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
2) <span style="color: cyan;"><b>Dirty Diana:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/ZpIFpbXoZ4I?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
<br />
3)<span style="color: cyan;"><b> Give In To Me:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<object class="BLOGGER-youtube-video" classid="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" codebase="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=6,0,40,0" data-thumbnail-src="http://img.youtube.com/vi/LJ7qXHjxj_0/0.jpg" height="266" width="320"><param name="movie" value="http://youtube.googleapis.com/v/LJ7qXHjxj_0&source=uds" /><param name="bgcolor" value="#FFFFFF" /><param name="allowFullScreen" value="true" /><embed width="320" height="266" src="http://youtube.googleapis.com/v/LJ7qXHjxj_0&source=uds" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true"></embed></object></div>
<br />
4) <span style="color: cyan;"><b>Black Or White:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/F2AitTPI5U0?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
<br />
5) <span style="color: cyan;"><b>D.S.</b></span> <br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/yVp6leFQito?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
<br />
6) <span style="color: cyan;"><b>Come Together: </b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/ubR9cXWkXv8?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
7) <span style="color: cyan;"><b>State Of Shock:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/FP5kcOl7XO8?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
<br />
8) <span style="color: cyan;"><b>Privacy:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/QSoVug8mTtM?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-86245213586175784962013-07-21T18:17:00.001+03:002013-07-21T18:17:03.329+03:00Iron Maiden'ın En Az Bilinen ŞarkılarıHer müzik grubunun en büyük hayranlarının bile bilemiyor olabileceği, hatta abartmak gerekirse grup üyelerinin kendilerinin bile hatırlamadığı şarkıları vardır. Genelde bu şarkılar B-Side olarak adlandırdığımız türden şarkılar olurlar. B-side nedir diye soranlar olursa diye ekşi sözlükten üç entry'i buraya giriyorum:<br />
<br />
"<i><span style="color: #cc0000;">Aslen uzerine cok umut baglanmayan ama single'in
satmasi icin süsleme niyetiyle, bir albeni yaratabilmek icin hazirlanan şarkilardir. Bazen oyle tutulurlar ki kendileri de hit olabilirler</span>.</i>"<br />
<br />
"<span style="color: #cc0000;"><i>Genelde başta album icin tasarlanmiş ancak diger şarkilara haddinden
fazla benzedigi farkedilen ya da iddiali olmayan, genel album
karakterini bozdugu icin uvey evlat muamelesi goren parcalardir. Grubun
single ya da toplama albumler dişinda bu parcalari bonus olarak bazi ulkelerde albumlere dahil ettigi de olur</i>.</span>"<br />
<br />
"<span style="color: #cc0000;"><i>Bir grubu iyi taniyorum diyebilmek icin b-side'larini bilmek, dinlemek
onemlidir. B-side'lar daha az commercial, satis kaygisindan uzak
parcalari icerirler. Yurtdisinda insanlar bunun icin sevdikleri
gruplarin albumlerine sahip olsalar bile single'lari da biriktirirler.</i></span>"<br />
<br />
Bu yazının konusu da bir nevi Iron Maiden'ın az bilinen b-side'larını yazmak. Araştırmama rağmen benim de gözümden yine de kaçmış şarkılar olabilir, varsın olsun, zamanı gelince öğrenirim illa ki, buraya da eklerim.<br />
<br />
Son olarak b-side şarkılarını çok ciddiye almamak da lazım, bazıları tamamen eğlence amaçlı çalınmış olabiliyor, ki birazdan göreceksiniz de. Burdaki tüm şarkılar Iron Maiden bestesi de değil, aralarında coverlar da var, ekleyeyim bunu da. Bazı şarkıları direk bu sayfadan dinleyebilirsiniz ama bazılarını youtube üzerinden dinlemek zorundasınız, ama yine de bir tık yeterli olacaktır. Başlayalım:<br />
<br />
1) <span style="color: blue;"><b>Juanita: </b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/ncdTVWJIiVM?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
2) <a href="http://www.youtube.com/watch?v=KFa-7vMrTM8" target="_blank">More Tea Vicar (Tıklayın)</a><br />
<br />
3) <a href="http://www.youtube.com/watch?v=IeYBpEzjg5A" target="_blank">Bayswater Ain't A Bad Place To Be (Tık)</a><br />
<br />
4) <span style="color: blue;"><b>Sheriff Of Huddersfield:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/NPbDYcMNX6A?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
5) <span style="color: blue;"><b>Nodding Donkey Blues:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/qgvFge-Go0U?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
6) <span style="color: blue;"><b>I Live My Way:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/i46GjnoLK7A?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
7) <span style="color: blue;"><b>Justice Of The Peace: </b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/xITc5IwhQ78?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
8) <a href="http://www.youtube.com/watch?v=6FMoeWk9sxs" target="_blank">I'm A Mover</a><br />
<br />
9) <span style="color: blue;"><b>Space Station No.5:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<object class="BLOGGER-youtube-video" classid="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" codebase="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=6,0,40,0" data-thumbnail-src="http://img.youtube.com/vi/xN_bZFKZmSI/0.jpg" height="266" width="320"><param name="movie" value="http://youtube.googleapis.com/v/xN_bZFKZmSI&source=uds" /><param name="bgcolor" value="#FFFFFF" /><param name="allowFullScreen" value="true" /><embed width="320" height="266" src="http://youtube.googleapis.com/v/xN_bZFKZmSI&source=uds" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true"></embed></object></div>
<br />
10) <span style="color: blue;"><b>I Can't See My Feelings:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/q5X585ymMSc?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
11)<span style="color: blue;"><b> Rosalie:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<object class="BLOGGER-youtube-video" classid="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" codebase="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=6,0,40,0" data-thumbnail-src="http://img.youtube.com/vi/XSes_Rw52qI/0.jpg" height="266" width="320"><param name="movie" value="http://youtube.googleapis.com/v/XSes_Rw52qI&source=uds" /><param name="bgcolor" value="#FFFFFF" /><param name="allowFullScreen" value="true" /><embed width="320" height="266" src="http://youtube.googleapis.com/v/XSes_Rw52qI&source=uds" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true"></embed></object></div>
<br />
12) <span style="color: blue;"><b>I Got The Fire:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<object class="BLOGGER-youtube-video" classid="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" codebase="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=6,0,40,0" data-thumbnail-src="http://img.youtube.com/vi/COaBKQ_I-Qs/0.jpg" height="266" width="320"><param name="movie" value="http://youtube.googleapis.com/v/COaBKQ_I-Qs&source=uds" /><param name="bgcolor" value="#FFFFFF" /><param name="allowFullScreen" value="true" /><embed width="320" height="266" src="http://youtube.googleapis.com/v/COaBKQ_I-Qs&source=uds" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true"></embed></object></div>
<br />
13) <a href="http://www.youtube.com/watch?v=zCXBQFYlYOQ" target="_blank">Hocus Pocus (Tıklayın)</a><br />
<br />
14) <span style="color: blue;"><b>Cross Eyed Mary:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/Qjfkh7s7rGk?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
15) <span style="color: blue;"><b>All In Your Mind:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<object class="BLOGGER-youtube-video" classid="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" codebase="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=6,0,40,0" data-thumbnail-src="http://img.youtube.com/vi/tXbtY3G_zg4/0.jpg" height="266" width="320"><param name="movie" value="http://youtube.googleapis.com/v/tXbtY3G_zg4&source=uds" /><param name="bgcolor" value="#FFFFFF" /><param name="allowFullScreen" value="true" /><embed width="320" height="266" src="http://youtube.googleapis.com/v/tXbtY3G_zg4&source=uds" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true"></embed></object></div>
<br />
16) <span style="color: blue;"><b>Pass The Jam:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/LyjS69Jd8d8?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
17) <span style="color: blue;"><b>Walking On Glass:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/7vD6OimPl1U?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
18) <span style="color: blue;"><b>Women In Uniform:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<object class="BLOGGER-youtube-video" classid="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" codebase="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=6,0,40,0" data-thumbnail-src="http://img.youtube.com/vi/_tP84NGbOBQ/0.jpg" height="266" width="320"><param name="movie" value="http://youtube.googleapis.com/v/_tP84NGbOBQ&source=uds" /><param name="bgcolor" value="#FFFFFF" /><param name="allowFullScreen" value="true" /><embed width="320" height="266" src="http://youtube.googleapis.com/v/_tP84NGbOBQ&source=uds" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true"></embed></object></div>
<br />
20) <span style="color: blue;"><b>Invasion:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/geS6j34gIwg?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
21) <span style="color: blue;"><b>Burning Ambition:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<object width="320" height="266" class="BLOGGER-youtube-video" classid="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" codebase="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=6,0,40,0" data-thumbnail-src="http://img.youtube.com/vi/0O62AUMB_zk/0.jpg"><param name="movie" value="http://youtube.googleapis.com/v/0O62AUMB_zk&source=uds" /><param name="bgcolor" value="#FFFFFF" /><param name="allowFullScreen" value="true" /><embed width="320" height="266" src="http://youtube.googleapis.com/v/0O62AUMB_zk&source=uds" type="application/x-shockwave-flash" allowfullscreen="true"></embed></object></div>
<br />
22) <span style="color: blue;"><b>That Girl:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/EaB40yQKpiY?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
23) <span style="color: blue;"><b>Black Bart Blues:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/qGiEreZxFdA?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
24) <span style="color: blue;"><b>Kill Me Ce Soir:</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/nDBpdkKTndk?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
Bunlar pek tabi ki benim az bilindiğini düşündüğüm şarkılar, belki hepsini dinlemiş olan da vardır ama genel olarak Maiden dinleyen bir insanın bilmediği şarkılar listesinde genelde bunlar geçer. B-side albümünden daha çok şarkı buraya eklenebilir ama ben bu kadarını ekledim. Okuyanlara veya dinleyenlere teşekkürler!dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-11029200732120924952013-07-15T17:37:00.000+03:002013-07-15T17:39:25.132+03:00Avenged Sevenfold - Hail to the King (Lyrics)<span style="color: red;"><b>Avenged Sevenfold - Hail to the King (Lyrics)</b></span><br />
<br />
Watch your tongue, I'll have it cut from your head.<br />
Save your life by keeping whispers unsaid!<br />
Children roam the streets, now orphans of war.<br />
Bodies hanging in the streets to adore.<br />
<br />
Royal frames will carve the path in chaos...<br />
Bringing daylight to the night.<br />
Death is rotting in the town with armor,<br />
because they take all your rights.<br />
<br />
<span style="color: #9fc5e8;"><i>Hail to the king<br />Hail to the one<br />Kneel to the crown.<br />Stand in the sun.<br />Hail to the king...</i></span><br />
<br />
Blood is spilled while holding keys to the throne.<br />
Born again, but it's too late to adorn.<br />
No mercy from the edge of the blade.<br />
They'll escape and learn the price to be paid.<br />
<br />
Let the water throw it's shades of red now.<br />
Arrows black out all the lights.<br />
Death is rotting in the town with armor,<br />
they've come to grant you your rights.<br />
<br />
<span style="color: #9fc5e8;">Hail to the king<br />Hail to the one<br />Kneel to the crown.<br />Stand in the sun.<br />Hail to the king...</span><br />
<br />
There's a taste of fear<br />
When the henchmen call<br />
I am fierce to tame them.<br />
I am fierce to claim it all.<br />
<br />
<span style="color: #9fc5e8;">Hail to the king<br />Hail to the one<br />Kneel to the crown.<br />Stand in the sun.<br />Hail to the king...</span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/YTqiW654FkU?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-85105830747896313012012-10-01T22:42:00.001+03:002012-10-01T22:48:29.606+03:00Büyük Kaptan'a Mektup<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage">"<i>Biraz
sonra uçağa bineceğim. O dakikadan sonra, Brezilya size uzak, Türkiye
bana yakın olacak. Evet, birazdan peronda yavaş adımlarla yürüyeceğim.
Önce arkama bakmak istemeyeceğim, gözlerimle savaşacağım. Çok kısa
sürecek. İlk adımda yenileceğim. Başımı arkaya çevirdiğimde milyonları
görmek, milyonlarca sevgiyi bırakıp gitmek zor olacak, olmalı.<br /><br />
Dianne’ya sesleneceğim çok kısık sesle. ‘Bak diyeceğim, bak neleri
bırakıyoruz…’ Dianne’a gülümseyecek bana. Sıcak bir öpücük kondurabilir o
anda, belki hiçbir şey yapmaz. Öylece beklerim ben yine. Bu aşkı ona
söylemezsem, buradan nasıl giderim. Sonra kızlarımı kucağıma alacağım,
bavulumu bırakıp. Onlar ağlayacaklar. Seviyorlarsa babamı bu kadar,
neden gidiyoruz? diyecekler… Susacağız eşimle. Cevap veremeyeceğiz.
Kızacağız kendimize.</i> <i><br /><br /> Bir el yükselecek başımdan yukarı. Hüzün
kokacak baştan sonra. O el hiç inmek istemeyecek. Hep veda sürsün,
gitmek anlamını yitirsin ve unutalım bu terkedişi dileyecek. Arkamı o
bayrağa dönmek olacak en zoru. Eli yere indirdiğimde, hızlıca hareket
etmeliyim. Birkaç saniye daha beklersem, önce kızlarımı salacağım
geriye. Sonra biz yürüyeceğiz Fenerbahçe’ye… İçimden sayacağım tek tek.
Ve o anda ayaklarımı çok şık bir hareketle uçağa doğru çevireceğim.
Dayanamacağım. Çökmek isteyecek dizlerim. Karıma tutunacağım, kızlarıma
dua edeceğim…</i> <i><br /><br /> Arkadaki şarkıları bırakmak en zoru, en acı
vereni bu olacak. Duymak isteyip, bekleyemeyeceğim mesela. Her haftasonu
sevemeyeceğim tekrardan. Şükrü Saraçoğlunda gol sevinci yaşamaktan öte,
bir taraftarı dünyanın en mutlu insanı yapamayacağım… Üzülüyorum.
Kapılar açılacak birazdan. Beklemekte fayda var az daha.</i> <i><br /><br /> Birkaç
sene kaldı bu sahneyi yaşatmaya size. Duygularımı tahmin edemezsin
büyük Fenerbahçe taraftarı. Sizden ayrılmayı düşünmek, aile fertlerinden
birini kaybetmek gibi olacak, olmalı.</i> <i><br /> Ama daha var, o şık hareketi yapmaya daha süre, o ellerin kaldıracağı kupalar var...<br /><br /> ALEX DE SOUZA</i> "</span></span></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXTw1oPsVVVUajIJ4vjokklWOQFnCpYozyokmxnarCrZXtV6vDCXejotIBpR41CwGm9MhH7j-5Ns4aJEKSopNVQqDDMb_7zLlsVfhI12tWjj250F03Pk5mlDcQGToZrx5Aw0zJo1GbEyg/s1600/76567_10151039271066078_1828331008_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXTw1oPsVVVUajIJ4vjokklWOQFnCpYozyokmxnarCrZXtV6vDCXejotIBpR41CwGm9MhH7j-5Ns4aJEKSopNVQqDDMb_7zLlsVfhI12tWjj250F03Pk5mlDcQGToZrx5Aw0zJo1GbEyg/s320/76567_10151039271066078_1828331008_n.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<br /></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage">Sen yazdın bunu bize kaptan. Kupalar kaldıracağız dedin, bir kaç sene daha var dedin, hazırlamaya çalıştın bizi kaptan. Hazırlanamadık biz, hazırlanamadın, hazırlatmadılar bizi kaptan. Ayrılık zamansız geldi kaptan.</span></span></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<br /></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage">Küçükken ağlardım ben, hasta olduğumda. Geçmeyecek gibi gelirdi hiç çünkü, geçmezdi de. Sabah uyandığımda hasta olduğumu farkedersem ağlardım, gün içinde geçmezdi çünkü. Uyurken geçerdi sadece o hastalıklar hep, yatardım yine bir ümitle. Uyanırdım, yine geçmezdi. Ağlardım. Yine geçmeyecek kaptan, yarın uyandığımızda sen yine olmayacaksın burada. Bundan sonra hiç olmayacaksın. Kaptan'ım... Ağlardım, ağlıyorum.</span></span></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage"><br /></span></span></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage">Küçükken ağlardım ben kaptanım, çaresiz kaldığımda. Babam bir şeyi yasaklardı, elimden bir şey gelmezdi. Çaresizliğime ağlardım. Bağırıp çağıramazdım da. Sessizliğime ağlardım. Bugün de seni yasakladılar bize kaptan, seni izleme şerefini yasakladılar bize mabedimizde kaptan. Yine bir şey gelmiyor elden, yine ağlıyorum kaptan. Ağlardım, yine ağlıyorum.</span></span></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage"><br /></span></span></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage">Küçükken ağlardım ben kaptan, yenildiğimiz her maçtan sonra. Ertesi gün okulda dalga geçeceklerdi çünkü kaptan. Bir maç iki maç yenilmek koymazdı da, başkasının diline düşmek zordu kaptan. Kazanılan her maçtan sonra nasıl çocuk gibi seviniyorsam, kaybettiğimiz her maçtan sonra da çocuk gibi ağlardım kaptan. Fenerbahçe her şeydi çünkü, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu'ydu, Fenerbahçe bilet kuyruğuydu, Fenerbahçe yağmurluklarımızdı bazen, atkılarımızdı, Kadıköy'dü Fenerbahçe, ne mutlu seni sevene'ydi. Göz yaşıydı Fenerbahçe; ağlarken de, gülerken de. Bazen Ortega'ydı Fenerbahçe, bazen Abdullah'tı, bazen Tuncay'dı, Semih'ti, Lugano'ydu Fenerbahçe. Ama en çok da Alex'ti Fenerbahçe kaptan. Bazen frikiklerinde tutulan nefesti Fenerbahçe, attığın her arapastan sonra "Yok artık"tı. Alex sahanın içinde koşan Felipe'ydi bazen Kaptan'ım, İstiklal Marşı'nı okuyan kızlarındı. "Alex bugün sallar 2 tane"ydi bazen Fenerbahçe, "Galatasaraylıyım/Beşiktaşlıyım ama büyük adam bu Alex"ti bazen. "Fener'den nefret ederim ama Alex başka"ydı Fenerbahçe.</span></span></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage"><br /></span></span></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage">Bizi çekemediler kaptanım, olmadı. 8 yıl verdiğin emekleri biz böyle ödedik kaptanım. Heykelini diktik, 2 hafta sonra paf takıma yolladık seni kaptanım. Biz senin değerini bilemedik, ama bil ki bir kez daha Saracoğlu'nda golüne sevinmek için dünyayı yakardık be kaptan. Ah be kaptanım, böyle olmamalıydı. Ama unutmayız biz bunu kaptan. Bu burda bitmez kaptan, bu yapılanların farkındayız. Susmayız biz kaptan, layık olacağız sana. Her bir golüne layık olacağız, her bir asistine. Kucakladığın, kucaklattığın, sevindiğin, sevindirdiğin her bir kupaya layık olacağız kaptan. </span></span></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiq7rOFOWzhyphenhyphen_j4De4tvxqaKWlJhTeJgKdnt_MdbqU6IU8OUvb7nFb_zBXApc6SeKMLxF8_dilcVjyMKQMWj38tVfNHlaTp5pnT7UQ6VrZlPHVsRJlpA-AUiX7lauKU4_AjhMs-VvyaAXo/s1600/2011-10-23_alsx.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiq7rOFOWzhyphenhyphen_j4De4tvxqaKWlJhTeJgKdnt_MdbqU6IU8OUvb7nFb_zBXApc6SeKMLxF8_dilcVjyMKQMWj38tVfNHlaTp5pnT7UQ6VrZlPHVsRJlpA-AUiX7lauKU4_AjhMs-VvyaAXo/s320/2011-10-23_alsx.jpg" width="213" /></a></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<br /></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage">Galatasaraylısı veya Beşiktaşlısı, üç büyük takım tarafından da sevilen bir adamdın sen kaptan. Üç takımı geçtim, 18 takımı geçtim, tüm ülke tarafından sevilen bir adamdın sen. Sen bizden biriydin kaptan, sen bizle üzülendin, bizle sevinendin kaptan. Biz alışık değiliz bunlara kaptan, ama biz bizi seveni böyle yolluyoruz kaptan. Biz "Gerekirse bedava oynarım" diyenleri değil, ilk fırsatta parasını alıp kaçmaya çalışanlara tapıyoruz kaptan. Biz oyununa bakan adama değil, taraftara oynayan adama tapıyoruz kaptan. Ama bugün biz de susmuyoruz kaptan, bugün bitti o devir. Bugün Fenerbahçe'nin birin ikinin değil, 25 milyonun olduğunu gösteriyoruz kaptan. Gösteriyoruz, göstereceğiz de. Bugün seni bu hale düşürenleri rahat uyutmayız biz kaptan. Karşısına dikiliriz biz, belki sen bunu da istemezsin ama yapacağız kaptan. 3 Temmuz'da yıkılmayan susmayan biz, 1 Ekim'de de susmayız, unutmayız bugünü kaptan.</span></span></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage"><br /></span></span></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage">Sen çocukluğumdun benim kaptan, senle büyüdüm. Senle büyüdük. Lefter'i vardı büyüklerimizin, izleyemedik biz. Rıdvan'ı vardı onların, izleyemedik. Ama başımız dik, Alex'imiz vardı bizim de. İleride çocuklarımıza torunlarımıza Lefter Rıdvan dedikten sonra, Alex de diyebileceğiz biz kaptan. Hem de izledik diyebileceğimiz, efsanemizdi o bizim diyebileceğimiz. Mahalle arasındaki maçlarda "Alex benim sen başkası ol" diye tartıştığımız adamdı o diyebileceğiz biz çocuklarımıza kaptan. Sen bizim için asla sadece bir oyuncu olmadın kaptan, sen bizim için adam gibi adam oldun. Sen bizim için idol oldun, kaptan oldun, Fenerbahçe oldun. Her maç öncesi "Alex'imiz var" oldun, "Alex'e dikkat etmeliyiz onu durdurursak yeneriz bunları" oldun. "Yine durduramadık bu adamı" oldun. Sen asla sadece bir oyuncu değildin kaptan, olamazdın da. Olmadın da.</span></span></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage"><br /></span></span></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage">Özür dileriz be kaptanım, böyle olmamalıydı. 8 yılın ödülü bu olmamalıydı. Bugün sen gittin ya kaptanım, Fenerbahçe belki hala Fenerbahçe kalacak. Ama asla benim çocukluğumdaki "Fenerbahçe" olmayacak, eksik kalacak bir taraf hep be kaptanım. "Öyle olmasın ben sadece futbolcu" dediğini der gibi oluyorum kaptanım, o hayranlık duyduğun milletin diliyle konuşmaya çalıştığını duyar gibi oluyorum, ama elimde değil kaptan. Aşık olduğum kulübün kaptanıydın sen kaptan, efsanemdin, efsanemizdin kaptan. Kusura bakma ama bir tarafım eksik kalacak hep kaptan. O havaalanından el sallayıp giderken mektubun gelecek aklıma kaptanım, bu yapılanlar gelecek aklıma. Ağlayacağım kaptanım, aynı küçük çocuklar gibi. Üstümde Fenerbahçe formamla, yenildiğimiz maçlardan sonra stattan çıkarken yaptığım gibi, efsanemin gidişine ağlayacağım. Seni izlediğim için gururlanacağım, izleyemeyeceğim için de ağlayacağım kaptan.</span></span><br />
<br />
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage">Bunu da ekleyeyim kaptanım, adamlığın kitabını yazan sen önsöz yaparsın belki kaptanım.</span></span><br />
<br />
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage">"<i><b>Bir Galatasaraylı Alex de Souza'yı neden sever?"</b><br /><br /> + Diğer takım arkadaşları gibi oyunu soğutmak yada çirkeflik yapmak yerine oyununu oynamaya çalıştığı için sever.</i> <i><br /><br />
+ Takım arkadaşları attığı gole tahrik edici sevinçler yaparken, fazla
gol atmasına rağmen gol sevinçlerini adam akıllı yaşadığı için sever.</i> <i><br /><br /> + Twitter'da kendisine sorulan sorulara, sempatik cevaplar ve tweetler attığı için sever.</i> <i><br /><br /> + Şehitlerimizin acısına ortak olduğu için ve buna özen gösteren ender futbolculardan biri olduğu için sever.</i> <i><br /><br /> + Müslüman bir ülkede Kur'an-ı Kerim okuduğu ve ailesi ile birlikte Türklere önem verip Türk hissettiği için sever.</i> <i><br /><br /> + Heykeli açıldığı gün "Ben bu takımın sadece bir küçük parçasıyım" diyip, göz yaşı döktüğü için sever.</i> <i><br /><br />
NOT: Galatasaraylı taraftarlar, rakip futbolcularının "adam" olanını
sever, Alex bunun ender ve en iyi örneklerinden biriydi, yolu açık
olsun.</i> "</span></span></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg47fkDuryH0LhdJsOPAJZtcxNNUGbW9AxakYNE50g_Y-BNuzNEnD6ud09Q5nqnKRxyml5c2gem8NrBxOKXE2_Pfo6-1liD-kHlom894PAfis1wkqXbYj9dlLD_YJlweFP1cTpffhoGLDY/s1600/6038.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg47fkDuryH0LhdJsOPAJZtcxNNUGbW9AxakYNE50g_Y-BNuzNEnD6ud09Q5nqnKRxyml5c2gem8NrBxOKXE2_Pfo6-1liD-kHlom894PAfis1wkqXbYj9dlLD_YJlweFP1cTpffhoGLDY/s320/6038.jpg" width="284" /></a></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<br /></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage"><br /></span></span></div>
<div class="uiStreamMessage userContentWrapper" data-ft="{"type":1,"tn":"K"}" id="uy78c5s1">
<span class="messageBody" data-ft="{"type":3}"><span class="userContent translationEligibleUserMessage">Kaptan'ım, son bir şey. Seni hiç bir zaman unutmayacağım, unutmayacağız. Kaptan'ım, yolun açık olsun.</span></span></div>
dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-67183194979875012242012-09-13T23:09:00.000+03:002012-09-13T23:12:32.708+03:00Slender Man Serisi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgR5LdbL5i_jPV-JNRUOSZ93tVXyywCejBR0tHAFP7d42qTMhVn2O7oENgalen7Zqrdr9yxqSm-EEx0YVO9os8q0oUOnWP1uZjAA9WI7bpOBCUxYjl-Eq51flnPy-RZDqV4BUF290CmWk0/s1600/Slender-Man-Game-SSO-600x344.jpg" imageanchor="1"><img border="0" height="183" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgR5LdbL5i_jPV-JNRUOSZ93tVXyywCejBR0tHAFP7d42qTMhVn2O7oENgalen7Zqrdr9yxqSm-EEx0YVO9os8q0oUOnWP1uZjAA9WI7bpOBCUxYjl-Eq51flnPy-RZDqV4BUF290CmWk0/s1600/Slender-Man-Game-SSO-600x344.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Bu aralar youtube'daki lets play'ciler sayesinde iyiden iyiye salgın gibi yayılan Slender Man serilerinden bahsetmeden geçmek pek doğru olmaz. Özellikle sürekli geliştirilen yeni mapler sayesinde oyun sürekli güncel tutuluyor ve bu da insanların ilgisini çekiyor. Son olarak bu hafta içerisinde bir map daha yayınlandı ve haftasonu yeni bir map daha gelecek. Başlasam mı diye düşünenler için oyunun güncel tutulmasının önemli olduğunu düşündüğümden bu bilgiyi veriyorum başta. İndirmek için oyunların linklerini de bulabilirsiniz yazıda.<br />
<br />
Öncelikle kim bu Slenderman? Ünlü <a href="http://forums.somethingawful.com/" target="_blank">Something Awful</a> forumlarında yaratılmış bir hayali kahraman. Çılgınlık zamanla yayılınca Marc Steen adlı arkadaşımız da oyununu hazırlamaya karar veriyor. Kahramanımız, bir nevi kendimiz oyunda bir kızız. Karanlık bir orman içerisinde 8 tane kağıt parçasını toplama görevimiz var, tek çıkış yolu bu. Elimizde ise sadece bir el feneri. Onun da pilini bu oyunda idareli kullanmak gerekiyor. Yaratığımız ise yüz hatları olmayan beyaz bir başa, upuzun kollara ve çok ince bir vücuda sahip. Üstelik hiç bir şekilde saldırmıyor, sadece aniden ortaya çıkıyor ve uzun süre yüzüne baktığınızda oyunu kaybediyorsunuz. Pek korkunç gelmiyor olabilir ancak gerek ortaya çıkış efekti gerekse o anki oyun atmosferi olsun oyun insanı oldukça geriyor. Özellikle o oyunda tuvaletlerin olduğu bölüm için gerilimin en üst düzey olduğu bölüm diyebilirim, bana kalırsa oyunun başında ilk oradaki kağıdı aramak gerekmekte. Kağıtlar serinin bu oyununda sabit değil, bir önceki deneyişinizde kağıdı bulduğunuz bir yerde sonraki denemenizde kağıt göremeyebilirsiniz. Bu da oyunu zorlaştıran belli başlı sebeplerden. Son olarak oyunun tek ve en önemli kuralı: <span style="color: red;"><b>Sakın arkanıza bakmayın!</b></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjaMAJTxmcmJqD2RI82y4yiHzv3pAiKROukh9BjJgWC9MYv1xtU0_WATMdBwBK6hmx1H-gAc-pOJviUW1XIIAhq_w7EM3-wmDz0tsUF-YhSfYaFV_kEBCOC9MioCV2OTuqZFV6RCdlwDt0/s1600/slender1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjaMAJTxmcmJqD2RI82y4yiHzv3pAiKROukh9BjJgWC9MYv1xtU0_WATMdBwBK6hmx1H-gAc-pOJviUW1XIIAhq_w7EM3-wmDz0tsUF-YhSfYaFV_kEBCOC9MioCV2OTuqZFV6RCdlwDt0/s320/slender1.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpCU8x29-_rK2LdGGWX5ZLAHXxh8LD3TtOsC5XWzSqtgrAe73q4mih3YCZRQ5_ysbXONBVhw-w22HGiyd9_S9pXRDf2gFsTIa7sFDvE4edHTkNtKeFIcwDCJSApZysaWxHVmfxoVTvTb8/s1600/xwp5f.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="214" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpCU8x29-_rK2LdGGWX5ZLAHXxh8LD3TtOsC5XWzSqtgrAe73q4mih3YCZRQ5_ysbXONBVhw-w22HGiyd9_S9pXRDf2gFsTIa7sFDvE4edHTkNtKeFIcwDCJSApZysaWxHVmfxoVTvTb8/s320/xwp5f.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3sDRbxVW7gqJc7Dn2f_CfdU89G630dFHGxx98XhF2xxsos78bjd3FQ9QqUCHRAjjgzJDbK1XFdmrhQOfke6OENa9d3V0SO-XaVIIQezbHmwGO6GAPwYD1z1QFPKJ8vmRDKU66CyzdekU/s1600/Slender_Indie_Game_Screen_1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3sDRbxVW7gqJc7Dn2f_CfdU89G630dFHGxx98XhF2xxsos78bjd3FQ9QqUCHRAjjgzJDbK1XFdmrhQOfke6OENa9d3V0SO-XaVIIQezbHmwGO6GAPwYD1z1QFPKJ8vmRDKU66CyzdekU/s320/Slender_Indie_Game_Screen_1.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Oynanış itibariyle çok kolay gözüken oyun kısa zamanda bir fenomen haline gelip yayıldıkça yeni mapler yapılma ihtiyacı da doğdu. Bu durumda da bir kaç kişi işe el atmaya karar verdi ve yeni oyunlar çıkarılmaya başladı. Dikkatli takip ettiğim için bu oyunları da size iletebileceğim.<br />
<br />
<i>Öncelikle bu ilk oyunun Day Mode versiyonunun olduğunu belirteyim, tamamen gün ışığı altında dolaşıyorsunuz ancak ona rağmen gerilenler olabiliyor.</i><br />
<br />
Bu oyundan sonra çıkarılan ilk map'e gelelim şimdi; <span style="color: red;"><b>Slender Man: Sanatorium.</b></span><br />
<br />
İlk oyuna göre çok daha karanlık bir atmosfere sahip Sanatorium'da özellikle yeni eklenen müzikler göze çarpıyor. Bir binanın içinde olduğumuz bu oyunda bu sefer ilk oyundaki kızın babası durumundayız. Yine sadece bir el fenerimiz var, uzun koridorlar ve odalar yüzünden her köşe başını dönmeden önce olacaklara kendinizi hazırlıyorsunuz. Kağıtların üzerinde yazanlar da değiştirilmiş durumda. Her kağıdı aldığınızda müzik daha da germeye başlıyor, tabi yaratığımızın bu sefer çok daha agresif olması da işimizi zorlaştırıyor. İlk oyunun aksine sadece arkanıza baktığınızda ortaya çıkmıyor, birdenbire önünüzde de belirebiliyor. Son olarak burada da 8 kağıt topluyoruz ancak iş orada bitmiyor, kağıtlar bittikten sonra çok seri bir şekilde çıkış kapısını bulmanız ve kaçmanız gerekmekte. Aksi takdirde; mutlu son. İndirmek için <a href="http://games.softpedia.com/get/Freeware-Games/Slenderman-s-Shadow-Sanatorium.shtml" target="_blank">tam buraya</a> tıklayın.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1PBp3G-_YnXJNzT8xw8qs2EFILGuGPaFFooWBrS1jz7jiA78x7UXAnbFx7dZME20ammIUww7r6euOVMuiX3iCFrLa1J0WK8abzC33-1XMXG0MG_2XB07hKmPyzwnFrFMqHNI13R3408o/s1600/img_317079_slender-sanatorium-ga.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1PBp3G-_YnXJNzT8xw8qs2EFILGuGPaFFooWBrS1jz7jiA78x7UXAnbFx7dZME20ammIUww7r6euOVMuiX3iCFrLa1J0WK8abzC33-1XMXG0MG_2XB07hKmPyzwnFrFMqHNI13R3408o/s320/img_317079_slender-sanatorium-ga.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_u9u2jwGExDugZYlpMOad6BTxL1F8vnA7qXDER-MPm8T47A5QCM5-vg4-tBSKZTrCdQqVaqhQ6VrfAxIyGMw0oCiL5uY9mkgQ3yVr9z42eog6Rn6FDvrxu5e3scOjj-tGAa0_3fxbjf8/s1600/Slenderman-s-Shadow-Sanatorium_1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_u9u2jwGExDugZYlpMOad6BTxL1F8vnA7qXDER-MPm8T47A5QCM5-vg4-tBSKZTrCdQqVaqhQ6VrfAxIyGMw0oCiL5uY9mkgQ3yVr9z42eog6Rn6FDvrxu5e3scOjj-tGAa0_3fxbjf8/s320/Slenderman-s-Shadow-Sanatorium_1.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhU7fBKonjYoQEky3ix2xzP69n-5t6LZbg5Uv-J2gK0pSWn-OMIfg1IpJIdDXAC_VtFZADzcK5j27JU88CRzwf-UY30qo_z4b9fvhthd4Uc6d6IgJ3XXYnp0HBe9iCD2BIOCeYTqFrWqvo/s1600/Slenderman-s-Shadow-Sanatorium_2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhU7fBKonjYoQEky3ix2xzP69n-5t6LZbg5Uv-J2gK0pSWn-OMIfg1IpJIdDXAC_VtFZADzcK5j27JU88CRzwf-UY30qo_z4b9fvhthd4Uc6d6IgJ3XXYnp0HBe9iCD2BIOCeYTqFrWqvo/s320/Slenderman-s-Shadow-Sanatorium_2.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Şimdi serinin diğer bir oyununa geçelim. Sanatorium'dan sonra adeta boyut değiştiren oyundan sonra map çalışmaları iyice hızlandı. Ve sonunda da ortaya<span style="color: red;"><b> Slender Man: Hospice</b></span> çıktı.<br />
<br />
Bana göre bu oyunda yaratığımız öncekine göre çok çok daha pasif bir durumda. Fazla saldırgan davranmıyor ve ortaya çıktığında yanınızda bile olsa kolayca kurtulabiliyorsunuz. İlk iki oyunda bu çok zor. Yine de atmosfer olarak üst düzey olduğunu söylemeliyim. Odalar oyunda sürekli tetikte olmanızı gerektiriyor çünkü her köşe başı ayrı bir gerilim demek. Yine de diğer iki oyuna göre vasat kaldığını söylemeliyim. Oyunu indirmek için <a href="http://games.softpedia.com/get/Freeware-Games/Slenderman-s-Shadow-Hospice.shtml" target="_blank">şuraya</a> tıklayabilirsiniz.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgD4ebQIxupuHaXvulzPQ8xDQPbL-h-iXy685ZePCnYvbW6IEsa9m3cTsEQqqUFKQ943qsOZGWBhQ-YSCBOMLkyQzrqZs1uL8DNclQ2sifgKxMFMA65fMasRxIEmF_qsHmqhSNlL91hZ0c/s1600/Slenderman-s-Shadow-Hospice_2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgD4ebQIxupuHaXvulzPQ8xDQPbL-h-iXy685ZePCnYvbW6IEsa9m3cTsEQqqUFKQ943qsOZGWBhQ-YSCBOMLkyQzrqZs1uL8DNclQ2sifgKxMFMA65fMasRxIEmF_qsHmqhSNlL91hZ0c/s320/Slenderman-s-Shadow-Hospice_2.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9D_EHDeO9WwlUjnRIO90MIUXSpo8-XwzjdKRNcwMMduOdYKEsXsqQeDkjEVi9CbFynvRmsXVj9mC0LjWdDYNqCXVbAjMnJo-QlB3aj9o7ONhrT5kmqAkYtYiDyeRzMJDiUpMCfamwmZY/s1600/Slenderman-s-Shadow-Hospice_4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9D_EHDeO9WwlUjnRIO90MIUXSpo8-XwzjdKRNcwMMduOdYKEsXsqQeDkjEVi9CbFynvRmsXVj9mC0LjWdDYNqCXVbAjMnJo-QlB3aj9o7ONhrT5kmqAkYtYiDyeRzMJDiUpMCfamwmZY/s320/Slenderman-s-Shadow-Hospice_4.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh05d9hhWBMIYl4mLspRE_pJpjFmDwmQJ9Jtv2DLhDV5eL6RHWEfONBbnAG0O3O436Yn0aB_n_rjKHGu47yW5YljCdCfsatxf6lZlmdlCSTcUK0WLSStwWUmZk7CMvpYLlSQMNBJjJwUTo/s1600/slendermansshadowhospice02700x384.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="175" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh05d9hhWBMIYl4mLspRE_pJpjFmDwmQJ9Jtv2DLhDV5eL6RHWEfONBbnAG0O3O436Yn0aB_n_rjKHGu47yW5YljCdCfsatxf6lZlmdlCSTcUK0WLSStwWUmZk7CMvpYLlSQMNBJjJwUTo/s320/slendermansshadowhospice02700x384.png" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhl9pWwmAcvPlIFjJQgcb1YhC5GJGG6LBxSSVfwK4DV2sTrnkh7KnrcTPtcMAY8Hgi4TF-T_bwIdYemC-WqA8PHWk5VGr3phXsxQ3JJ5RlK0BCZv71Yo2aEh0_HO0ySe5JP5E5uIgCFQkc/s1600/hospice_26545.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhl9pWwmAcvPlIFjJQgcb1YhC5GJGG6LBxSSVfwK4DV2sTrnkh7KnrcTPtcMAY8Hgi4TF-T_bwIdYemC-WqA8PHWk5VGr3phXsxQ3JJ5RlK0BCZv71Yo2aEh0_HO0ySe5JP5E5uIgCFQkc/s320/hospice_26545.png" width="320" /></a></div>
<br />
Bu diğer ikisine göre vasat kalmış oyundan sonra bir patlama yapmak zorundaydı seri, hemen yeni bir map daha çıkarıldı. <span style="color: red;"><b>Slender Man: Elementary.</b></span><br />
<br />
Öncelikle seride henüz oynama fırsatı bulamadığım tek oyunun bu olduğunu belirteyim. Bu yüzden oyun hakkında herhangi bir görüş belirtemiyorum (ilk 3 oyun aksine kağıt yerine ayıcık topladığımızı biliyorum bir tek) ve <a href="http://games.softpedia.com/get/Freeware-Games/Slenderman-s-Shadow-Elementary.shtml" target="_blank">indirme linki</a>ni verip serinin çıkan son oyununa geçiyorum.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_DSFV1-1Sy3QKKK0ACoP_zl2iXOFH7jpfgA_aOprtJ1aa2o8QgH4qvozYHqz4ITiUfZAb9CEWYQW9uLouNiMxJoWA6DPzXMiZ8HE-b_sRgAHo0dOKdeZg6PFwa7uTxCfYILdf-_XBbE0/s1600/img_340092_elementary-slender-man-hd.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_DSFV1-1Sy3QKKK0ACoP_zl2iXOFH7jpfgA_aOprtJ1aa2o8QgH4qvozYHqz4ITiUfZAb9CEWYQW9uLouNiMxJoWA6DPzXMiZ8HE-b_sRgAHo0dOKdeZg6PFwa7uTxCfYILdf-_XBbE0/s320/img_340092_elementary-slender-man-hd.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTHEX4Sli-gyv4h0ugJ8EOzzA3lY_EO2IWV2mI2hiwWvVzqtCEFJOGNDrCQV7PYoSC5gwItGfzeq9ThBtHX7nX1FZPkNTqFw3NxIWFoldcpG-M6hoaOhTcunNGb9eQUNxs7zArfcy6zG4/s1600/Slenderman-s-Shadow-Elementary_1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjTHEX4Sli-gyv4h0ugJ8EOzzA3lY_EO2IWV2mI2hiwWvVzqtCEFJOGNDrCQV7PYoSC5gwItGfzeq9ThBtHX7nX1FZPkNTqFw3NxIWFoldcpG-M6hoaOhTcunNGb9eQUNxs7zArfcy6zG4/s320/Slenderman-s-Shadow-Elementary_1.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkfdXsRBr55q7dEZrCnRVmcgoowAuX0ndVgCv-hftXcEE6A7AK5IaFFRRK4e3y64N2HxE3JWa_lhU_iv3gGocHgwpSJeSNJfZw1loX6UpCClrufClxr7EkaMkL-M26XtfVrdpYhfhW_QQ/s1600/Elementary_Slender_Screenshot.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkfdXsRBr55q7dEZrCnRVmcgoowAuX0ndVgCv-hftXcEE6A7AK5IaFFRRK4e3y64N2HxE3JWa_lhU_iv3gGocHgwpSJeSNJfZw1loX6UpCClrufClxr7EkaMkL-M26XtfVrdpYhfhW_QQ/s320/Elementary_Slender_Screenshot.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Veee son olarak geldik hafta başı çıkan serinin son oyununa. Son oyun dediğime bakmayın devamı gelecek, yeni planlanan oyunların listelerini de yazacağım ama şu an piyasada en son bu var. Oyunumuzun adı: <span style="color: red;"><b>Slender Man: Mansion.</b></span><br />
<br />
Bu oyundaki hikaye özetle şu: Slender Man'e yakalanıp karanlığına hapsolmuş bir adam var, bundan kurtulmak için çocukluğunun geçtiği eve dönüp 12 hafıza hatırlatıcı nesneyi toplaması gerekiyor. Aksi takdirde girişte belirtildiği gibi sonsuz karanlığı içine hapsolacağı söyleniyor. Belirttiğim gibi bu sefer de ortada kağıtlar yok. Oyun atmosferine gelecek olursak; söylenecek hiç bir şey yok gerçekten. İnanılmaz bir atmosfer hazırlanmış, ürkmemek elde değil. Eklenen pencereler bile dışarı bakarken ürkütebiliyor. Tam 3 katlı bir evdeyiz, her katta 4 momento olduğunu belirteyim. Kilitleri bulup katları çıkıp inebiliyorsunuz. Yani momentolar harici bir de kilitlere ihtiyacınız var. Oyunu bitirdikten sonra yine acilen çıkış kapısına ulaşmanız gerekmekte, bu yüzden önerim en sona oyuna başladığınız katı bırakmanız, önce yukarı ve aşağı katları halledin ki son 4 kağıdı da bulduktan sonra daha kolay kaçabilesiniz. Kesinlikle önerdiğim bu oyunu da <a href="http://www10.zippyshare.com/v/22664563/file.html" target="_blank">buradan</a> indirebilirsiniz.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbS1Kwg_rp7E_gdPL5zFFQmEoDvSxC-lEQYVYES5RP1Hk71pO1hbK3NC2OuBQh19QX9uKKLNG3t8cPhf6ESwVmYn4sX61UA4hID7q1pUw_xUgSXHiYoKv-UgI3FaNpqupkVHYQ8fGsDmI/s1600/Slenderman-s-Shadow-Mansion_2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbS1Kwg_rp7E_gdPL5zFFQmEoDvSxC-lEQYVYES5RP1Hk71pO1hbK3NC2OuBQh19QX9uKKLNG3t8cPhf6ESwVmYn4sX61UA4hID7q1pUw_xUgSXHiYoKv-UgI3FaNpqupkVHYQ8fGsDmI/s320/Slenderman-s-Shadow-Mansion_2.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMtxebLpCFckkbj8XtuKGaRbyzeIF9j26FWLlMMR_1gDWBdf4NqmH-pbmfphW_n1YoXOZbHYNLDSekvtJVLDKNnCryySPdV-PT-QIlrzS-sRaGSFtXXP1-9QXxXt4XjNdlhmwoG1opexw/s1600/Slenderman-s-Shadow-Mansion_6.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiMtxebLpCFckkbj8XtuKGaRbyzeIF9j26FWLlMMR_1gDWBdf4NqmH-pbmfphW_n1YoXOZbHYNLDSekvtJVLDKNnCryySPdV-PT-QIlrzS-sRaGSFtXXP1-9QXxXt4XjNdlhmwoG1opexw/s320/Slenderman-s-Shadow-Mansion_6.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
Evet şu ana kadar çıkarılan oyunlar bu kadar. Bir de Slender Man Mod denen bir oyun daha var etrafta dolaşan ama onu burda anlatmadım. Şimdi çıkması planlanan oyunlara geçelim:<br />
<br />
<span style="color: red;"><b>Slender Man: Claustrophobia</b></span> (16 Eylül 2012)<br />
<br />
<i>Tam ismi ve tarihi netleşen oyun bu, Pazar günü çıkıyor. Eylül ayı bitmeden bunun dışında 1 map daha hazırlanması bekleniyor. Ekim ayında ise 2 map daha hazırlanacak. Aralık'ta da Christmal özel mapi hazırlanacağı belirtilmiş.</i><br />
<br />
Toparlamak gerekirse, serinin her oyununu sırayla denemenizi öneriyorum. Gerilim her seferinde daha fazla artıyor, zaten sırayla bitirmeye karar verirseniz uzun bir zamanınızı alacaktır. Pek sıkacağını da düşünmüyorum, şimdiden keyifli oyunlar.<br />
<br />
<i><b>Blog yazarına ulaşmak için</b></i> " <span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><a href="http://twitter.com/#%21/eraykskci" rel="nofollow">http://twitter.com/#!/eraykskci</a> "</span></span>
<i><b>adresini takip edebilirsiniz.</b></i><br />
<br />
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show">Gün
içerisinde sorularınızı ve önerilerinizi bu twitter adresinden bana
ulaştırabilirsiniz. Herkese iyi günler.</span></span>dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-21711002220676556822012-09-11T15:58:00.000+03:002012-09-11T15:58:24.905+03:00Müziğin Kötü Çocuğu: Heavy MetalÇocuk dediğime bakmayın, aradan geçen 40 küsür yılda çok şey gördü geçirdi metal müzik. Olgunlaşma dönemini çoktan atlattı, artık kabul ettirdi kendini tüm dünyaya. Londra'nın arka sokaklarında bir grup genç tarafından yapılmıyor sadece en azından. "Çocuk dediğime bakmayın" dediğime de bakmayın aslında, ne bir blues kadar, bir jazz kadar, bir Beethoven kadar, ne de bir Bach kadar eski değil. Ama en az onlar kadar, hatta belki de onlardan bile daha fazla hayran kitlesine sahip.<br />
<br />
Bu yazıda aslında o 40 yılın tamamına elimden geldiğince göz atmaya çalışacaktım, ama bunla ilgili kaynaklar zaten mevcut. Belgeseller de var, meraklıları oralardan her şeyi öğrenebilirler. Yine de ileriki bir zamanda böyle bir yazı yazacağımdan da kendi adıma çok emin olduğumu söylemeliyim.<br /><br />Bu yazının asıl amacına gelecek olursak; "İlk metal şarkısı?" sorusuna bir cevap vermek. Bu uzun yıllardır çok tartışmalı olan bir konu, net bir cevap vermek imkansız. Kimisi Blue Cheer'in<i> <span style="color: red;">"Summertime Blues"</span></i> cover'ı için ilk metal soundlu şarkı diyor; kimisi Beatles'tan <span style="color: red;"><i>"Helter Skelter"</i></span> için o görüşte bulunuyor, kimisi Pink Floyd'dan <span style="color: red;"><i>"Nile Song"</i></span> diyor. Kimisi de, ki bunların arasında ben de varım, <span style="color: red;"><i>Black Sabbath</i></span>'in grup ismiyle aynı adı taşıyan albümünün ve yine aynı ismi taşıyan şarkısının bu alanda bir ilk olduğunu düşünüyor.<br /><br />Şimdi zamanda 42 yıl geriye gidiyor ve belki de heavy metal türüne tam anlamıyla sokulabilecek ilk şarkı olan Black Sabbath'a uzanıyoruz:<br />
<br /> <iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/7BkhtJM8CqE?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe><br />
<br />
<i><b>Blog yazarına ulaşmak için</b></i> " <span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><a href="http://twitter.com/#%21/eraykskci" rel="nofollow">http://twitter.com/#!/eraykskci</a> "</span></span>
<i><b>adresini takip edebilirsiniz.</b></i><br />
<br />
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show">Gün
içerisinde sorularınızı ve önerilerinizi bu twitter adresinden bana
ulaştırabilirsiniz. Herkese iyi günler. </span></span>dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-25855735979128090422012-08-14T18:31:00.000+03:002012-08-14T18:31:09.341+03:00NBA'de Değişen Güç DengeleriBu yazıyı yazmayı uzun zamandır planlıyordum aslında, son Howard takasından sonra da zamanının geldiğini düşündüm. Lig bambaşka bir hal almaya başladı çünkü, süperstarlar bir bir toplanıyorlar aynı takımlara. Amaç aynı; yüzük almak. Yüzük almak tabi ki çok önemli bir olay bu oyunda, bu ligde. Ama yine de bir şeylerin yanlış yapıldığı hissi de uyanıyor çoğu izleyicide.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjMUbvuHufcttw5qoc03jhGfq-FKeJrECUj-cCphFo3GKx09mLNSxvfWfphvi51PMVGF-ExkJfHKqNf4lHyMDW6dEOeg8nIbdLYOwHH6rDXRuNayYAvoEMOhw6rsK4siCZ1jTdJ1YLEbg/s1600/lakers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhjMUbvuHufcttw5qoc03jhGfq-FKeJrECUj-cCphFo3GKx09mLNSxvfWfphvi51PMVGF-ExkJfHKqNf4lHyMDW6dEOeg8nIbdLYOwHH6rDXRuNayYAvoEMOhw6rsK4siCZ1jTdJ1YLEbg/s320/lakers.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Bu aralar çokça duymaya başlamışsınızdır; "NBA'in eski tadı kalmadı, eski heyecanı yok, eskiden böyle miydi?" vb cümleleri. Herkes ikiye bölünmüş durumda. Bir bölüm bu görüşe katılırken diğer bölüm tamamiyle reddedip artık daha zevkli olduğunu savunuyor. Daha zevkli diyen bölümün de yeni nesil NBA seyircileri olduğunu belirtmek isterim, eskilerden de çok çok nadir de olsa "Şu an daha zevkli bir lig" diyenler var.<br />
<br />
Bana sorarsanız ben de eski izleyicilerden olarak ligin son halini pek ilgi çekici bulmuyorum. Çoğu maç izlenmiyor bile, lig zevkli diyenler için söylüyorum, hanginiz bir Toronto-Cleveland maçını ilgi çekici buluyorsunuz? Veya bir Hornets-Wizards maçına ne dersiniz? Bobcats'in maçlarını da 4 gözle beklediğinizi itiraf edin hadi, hatta bundan sonra Magic de çok ilgi çekici maçlara imza atacaktır, kaçırmasanız iyi edersiniz.<br />
<br />
Bu takımların maçları izlenmiyor, izlense bile hava atışı yapılmadan uyuyakalınması kaçınılmaz. O derece sıkıcı karşılaşmalar, bu maçlara taraftar çekmek de kolay değil. Üstüne para verseniz gitmeyecek adamlar var. "Ligin popülaritesi artsın diye bunlara izin veriliyor." derken izleyici kaybedildiğinin de farkında olmak gerek aslında. Eskiden mesela, az önce saydığım takımların maçları daha çok izlenirdi, en azından izlenirdi. Toronto Chris Bosh için, Cleveland'ı söylemiyorum bile, Orlando izlenirdi, Phoenix izlenirdi. Artık izlenmeyecekler.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6Kc251n7-sSn0b_3qGHRWeB2R_SzhArRiJAgUHqH7zVIzeqoXqnY4Kn6PDFxuT8K38-nC5PWdI-rUNWvTgHgMMfhz0K9TAZzmTEeHLcdVCtZiT-OaCwnevh6K83rXAjjWyFL1iRYnwWA/s1600/Allen-Lewis.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6Kc251n7-sSn0b_3qGHRWeB2R_SzhArRiJAgUHqH7zVIzeqoXqnY4Kn6PDFxuT8K38-nC5PWdI-rUNWvTgHgMMfhz0K9TAZzmTEeHLcdVCtZiT-OaCwnevh6K83rXAjjWyFL1iRYnwWA/s320/Allen-Lewis.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Çekişme ne alemde peki? Ben bir çekişme göremiyorum; Miami Lakers Oklahoma üçlüsü arasında geçecek sezon. Halbuki bir kaç sezon öncesine kadar da net bir şekilde gördüğümüz gibi, her bir süperyıldız bir takımı playofflarda ileri götürmek için yeterli. Ama süperyıldızsız çoğu takım bir hiç durumunda. Bakın Bulls'a, en yakın örnek onlar. Rose sakatlandı, ortada takım kalmadı. Bakın Magic'e, Howard oynamayınca sayı atamıyorlar. Cleveland'a bakın, Lebron gittikten sonra iyi oynadıkları tek maç yok. Toronto öyle keza, Bosh gittikten sonra adam gibi galibiyet yüzü göremediler. Phoenix'e de tanık olacağız, Nash'siz nasıl dibe vuracaklar bakalım. Hornets'i de gördük ayrıca Chris Paul'süz.<br />
<br />
Dediğim gibi, eskiden çok fazla takımın şampiyonluk şansı vardı. Hemen her takımın bir süperyıldızı vardı, takımlar arasında uçurum yoktu. Herkes herkesi yenebiliyordu, şimdi öyle mi? Bazı takımların iki, bazılarının 3 hatta 4 süperyıldızı var. E bu ligde her saniye bir süperyıldız da yetişmediğine göre en fazla 10 takım dışında hepsi boş kalıyor. İyi oyuncuları var belki ama süperyıldızları yok. Bazılarının adam gibi oyuncusu bile yok. Bobcats'in çoğu takımı yenmesi imkansız, Kings'in öyle, Raptors'un öyle, Cleveland'ın öyle. Bu takımların play-offa girme şansı bile yok. Yer işgal ediyorlar sadece o kadar.<br />
<br />
Siz kendi tuttuğunuz takımdan düşünün mesela, futbol takımı ama. X takımının taraftarısınız, takımınıza bir yıldız oyuncu buldunuz, yetiştirdiniz geliştirdiniz. Bir kaç sezon oynadı, parladığı an hop büyük bir takım geldi aldı. Yine eliniz boş kaldınız, yeni bir yıldız çıkana kadar bekleme moduna geçtiniz. Yenisi geldiğinde o da gidecek gerçi, siz de biliyorsunuz. Bu gerçekten üzücü bir durum, taraftarlar içinse hayattan soğuma nedeni. Lebron formalarının yakıldığı günleri unutanınız var mı? <br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjz50qeNfsEojjZZhv6D_ibdKZaBXBuk57SdMkqWeMua2JGX2GVV1mMdJuf4ORS79jnSdVycCxrxhePZwIHxH2eCMcHA6pzI_BupUKErkzsqiFawZGU_Emg7WaG154rkBs_vyOxwZHSFzQ/s1600/cavaliers-fans-burn-lebron-james-jersey-d2938d31f250f9b5_large.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="231" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjz50qeNfsEojjZZhv6D_ibdKZaBXBuk57SdMkqWeMua2JGX2GVV1mMdJuf4ORS79jnSdVycCxrxhePZwIHxH2eCMcHA6pzI_BupUKErkzsqiFawZGU_Emg7WaG154rkBs_vyOxwZHSFzQ/s320/cavaliers-fans-burn-lebron-james-jersey-d2938d31f250f9b5_large.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Sonuç olarak; böyle bir kaç takımın arasında geçen bir ligin zevkli olduğunu kim söyleyebilir ki? Nash-Kobe-Artest-Gasol-Howard 5i ile başa çıkabilecek takım sayısı en fazla 5 6 tane. Gerisi çok zor. Şunu kabul ediyorum bakın, bu 5i izlemek çok zevkli olacaktır. Miami-Lakers olsun, OKC-Miami olsun, diğer büyük takımların birbirleriyle yaptıkları maçlar çok çok keyifli geçecektir. Ama ya diğer maçlar? Bu süperyıldızlar takımlarında kalsaydı eğer daha çok zevkli maç izleyecektik. Bu şuna benziyor, ağzınıza her seferinde birer sakız atarak daha uzun süre tat almak mı, yoksa hepsini aynı anda atıp daha kısa zamanda daha çok tat almak mı? Ben olayın süreklilik tarafında olduğumdan daha çok keyifli maç isterdim. Tek maçta aşırı eğlenip sonra orta düzey bir Avrupa Ligi takımı kalitesindeki takımların maçlarını izlemek zorunda kalmak hiç de hoş bir durum değil çünkü.<br />
<br />
Peki kim bunun suçlusu? Bunun için kimseyi suçlayamazsınız aslında, NBA yönetimini de suçlayamazsınız, oyuncuları da suçlayamazsınız. Herkes yüzük kazanmak ister, oyuncuların mentaliteleri bu yüzden biraz daha değişmiş durumda bu yıllarda. Aceleci davrandıklarını söyleyebiliriz ama, Lebron bir kaç sezon daha kalabilirdi mesela. Ama Nash artık kariyerini noktalamak üzere, onun Lakers seçimi beni mutlu etti örneğin. Yüzük almasını umuyorum Nash'in.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPd0n0Ec1M6ABlh3b0m7PfffS40eCZSxYslq0jL6CUOT-FviubAYd5Q_FWKcvscm7K92vcPPN9SKO0VqzHkg-nkaXJHD5kjEmMwl9CmXaB16YfdHabMmyrpaL2xN5WH2AeEgTtp4YY9sQ/s1600/nbateams.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPd0n0Ec1M6ABlh3b0m7PfffS40eCZSxYslq0jL6CUOT-FviubAYd5Q_FWKcvscm7K92vcPPN9SKO0VqzHkg-nkaXJHD5kjEmMwl9CmXaB16YfdHabMmyrpaL2xN5WH2AeEgTtp4YY9sQ/s320/nbateams.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Burda Oklahoma City Thunder'a da kısa bir paragraf ayırmadan geçersem ayıp olurdu. Draftlarla kurdukları 2 süperyıldızlı kadroları ve yanlarıına yerleştirdikleri muhteşem ek parçalarla gerçekten bileklerinin haklarıyla bu noktaya geldiler. Kadrolarını korumayı başarırlarsa bir kaç sezon içerisinde bir yüzük onları bekliyor bana kalırsa, kaldı ki bu Lakers ile Batı'da başa çıkabilecek tek takım görünümündeler. İşin özü; Thunder yönetimini oldukça başarılı buluyorum. <br />
<br />
Durum özetle böyle, NBA'de güç dengeleri artık allak bullak. Güçlü takımlar daha da güçleniyor, zayıf takımlar daha da zayıf hale geliyor. Aradaki makas iyice açılıyor, yeni sezonda artık çok daha az zevkli maç izleyeceğiz, çok daha az takımın maçını takip edeceğiz. Bu maçlarda geçen sezonlara göre daha fazla zevk alacağız ama, çok az böyle maç olacak. Çünkü bu kadrolara sahip takım sayısı az. Yine de herkesin zevki kendine, böyle olmasından hoşnut olan da var. Biz yine de NBA NBA'dir diyerek keyif almaya çalışalım her maçtan, bakalım bu dengeler nereye kadar bozulacak?<br />
<br />
<i><b>Blog yazarına ulaşmak için</b></i> " <span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><a href="http://twitter.com/#%21/eraykskci" rel="nofollow">http://twitter.com/#!/eraykskci</a> "</span></span>
<i><b>adresini takip edebilirsiniz.</b></i><br />
<br />
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show">Gün
içerisinde sorularınızı ve önerilerinizi bu twitter adresinden bana
ulaştırabilirsiniz. Herkese iyi günler.</span></span>dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-54724389149494639072012-08-13T17:36:00.000+03:002012-08-13T17:36:19.489+03:00Dream Team 2: 2012 Londra OlimpiyatlarıBir olimpiyat maratonunu daha dün itibariyle geride bıraktık. Bir çok branşta inanılmaz performanslar, olimpiyat ve dünya rekorları, kazanan ve kaybeden favoriler gördük. Yeri geldi tüm dünya ile aynı anda aynı yarışı izledik, yeri geldi "Benim dışında şu an bu yarışı izleyen var mıdır lan acaba?" dedik. Sonuç olarak genel kanıya bakılırsa eğlendik.<br />
<br />
Biz işin basketbol kısmına bir göz atalım. Bu olimpiyatlara girerken hiç kimsenin basketbolda altın madalyanın kime gideceği konusunda bir kuşkusu yoktu. Dünyada basketbolun başkenti olan Amerika olimpiyatlara rüya bir kadroyla geliyor, otoriteler başta olmak üzere tüm dünya 92' Rüya Takımı'nı anımsıyordu. O takım olimpiyatları yerle bir etmiş, adeta tarihin en büyük hezimetini yaşatmıştı dünyaya. Bu takımın da pek eksik bir tarafı kalmayacağını düşünüyordu herkes, iki takım arasında da atışmalar yaşanıyordu sürekli. "Biz onları yeneriz, rüya görmesinler" gibi gibi. Bu yazıda Amerika'nın bu olimpiyatlardaki rekorlarına değineceğim ancak önce kısa kısa cümlelerle yaptıkları maçlara bakalım.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLD0XUK4wfi45NJLOBzAO5v2h2ZzYo0hnfF54G07gHqZHoUGiXY1ScF7cPImDIY5_tNlKshqn2WTd9Anz0ndF7FIe96XnsJjMC7dDp9E15dZ8d_PCD9ciMTRUuy6pTDqoPjhtPjjRDOME/s1600/1344790785_men-basketball-olympics_1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="192" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLD0XUK4wfi45NJLOBzAO5v2h2ZzYo0hnfF54G07gHqZHoUGiXY1ScF7cPImDIY5_tNlKshqn2WTd9Anz0ndF7FIe96XnsJjMC7dDp9E15dZ8d_PCD9ciMTRUuy6pTDqoPjhtPjjRDOME/s320/1344790785_men-basketball-olympics_1.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
İlk maçı Fransa karşısında 98-71lik bir skorla çok rahat geçti Amerika. Çok iyi bir performanstı fakat herkes daha iyisinin olabileceğinin farkındaydı yine de.<br />
<br />
Daha sonra Tunus karşısına çıktı Amerika. Herkes farkın 40ı geçip geçmeyeceğini konuşuyordu, durumu özetlemek için gösterilebilecek en büyük kanıt da bu sanırım. Nitekim Amerika 110-63 ile 47 farklı bir galibiyet daha elde ederek izleyenlere rüya takımın devamını göstermeyi başarıyordu.<br />
<br />
Gruptaki 3. maçta ise bir tarihe imza atılıyordu. Nijerya karşısında 156-73lük üstünlük kuran Amerika 83 farka ulaşarak olimpiyat rekorunu kırıyordu. Bu galibiyetle de "rüya takımdan iyiler" diyenlerin sayısı iyice artıyordu.<br />
<br />
Grubun 4. maçında biraz rehavet, biraz da güçlü Litvanya ekolü Amerikan'ların ayağının biraz da olsa yere basmasını sağlıyordu, oldukça zorlanan Amerika 99-94le sahadan galip ayrılıyordu.<br />
<br />
Grubun 5. ve son maçında Arjantın'le oynayan Amerika Ginobili'nin tüm çabalarına rağmen yine çok rahat bir galibiyet elde ediyordu, 97-126. Artık sıra eleme maçlarına gelmişti.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEja1Sp7A7xD6WmHHE1vll8Czy0LcFRKsaEDOurg4DyMukL3Md7roq89CUG4bRj9rCu75UpnA8hc-ZWu-X_dIy9G5Lm_NH0J2Nd9HerY5VpNtLG17yGzot0zLn2neXrtyDpGoK3jIDVLPto/s1600/elite-daily-usa-basketball-olympics-gold.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="216" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEja1Sp7A7xD6WmHHE1vll8Czy0LcFRKsaEDOurg4DyMukL3Md7roq89CUG4bRj9rCu75UpnA8hc-ZWu-X_dIy9G5Lm_NH0J2Nd9HerY5VpNtLG17yGzot0zLn2neXrtyDpGoK3jIDVLPto/s320/elite-daily-usa-basketball-olympics-gold.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Çeyrek finallerde Avustralya ile oynayan Amerika için maç beklenildiği gibi kolay geçiyordu, 119-86.<br />
<br />
Yarıfinalde bir kez daha Arjantin'i konuk eden Amerika yine rahat bir maç çıkarıyor, 109-83 kazanarak finalde İspanya'yı beklemeye geçiyordu.<br />
<br />
Final beklenildiğinden zor geçiyordu, Amerika'ya her zaman ters gelen İspanya bu sefer de oldukça zorluyordu, sonuna kadar başa baş bir maç götürmelerine rağmen altını 107-100 yenilerek kaptırıyorlardı. Böylece Amerika zor da olsa altını almayı başardı ve tüm dünyanın beklenildiği gibi basketbol erkekler branşı tamamlandı.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg63F9MbbD4US5yRBeu1FabITvtFdR4UKlt5RrRWNUM3zcRVtuFF33dCq23KI8vVH9HpnJ6EUi_w_gn81Frapsgjcyl2JJW6i-YpZXOgkJ7Lj-6R32A7XBOtpYgN_2od70pIQRdLRM4A8s/s1600/2012-08-13-us.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg63F9MbbD4US5yRBeu1FabITvtFdR4UKlt5RrRWNUM3zcRVtuFF33dCq23KI8vVH9HpnJ6EUi_w_gn81Frapsgjcyl2JJW6i-YpZXOgkJ7Lj-6R32A7XBOtpYgN_2od70pIQRdLRM4A8s/s320/2012-08-13-us.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Şimdi geçelim rekorlarına:<br />
<br />
*** Amerika olimpiyatlar basketbol erkek branşında 14. kez altın madalya almayı başardı.<br />
<br />
*** Amerika milli basketbol takımı olimpiyatlarda üst üste 17. galibiyetini almayı başardı.<br />
<br />
*** Amerika milli basketbol takımı üst üste 50. kez maç kazandı.<br />
<br />
*** Kevin Durant ülkesi adına olimpiyat finali maçında en çok sayı atan oyuncu oldu (30)<br />
<br />
*** Kevin Durant Amerika Basketbol Milli takımı tarihinde olimpiyatlarda 30+ sayı atan 5. oyuncu oldu; diğerleri Adrian Dantley (30, 1976), Charles Barkley (30, 1992), Stephon Marbury (31, 2004) ve Carmelo Anthony (37, 2012).<br />
<br />
*** Kevin Durant Amerika Basketbol milli takımı tarihinde bir olimpiyatta en çok sayı atan oyuncu olmayı başardı (156 sayı). Eski rekor 1968 Olimpiyatlarında 145 sayı atan Spencer Haywood'a aitti.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitzktE-bKQZU6TBvZS4B5Bobq1xSWv3f2JHO-oUJg3xr_BbQ7Eb_FkDfx4II33f4IABx9LNo4B0GcvqYBcdHpUn7UQuntdtKRG8gPe4TipToGr6ViSP8Uc_CKbYZ-bUveZtbmz9NtyidY/s1600/US-Mens-Basketball-Team.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="179" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitzktE-bKQZU6TBvZS4B5Bobq1xSWv3f2JHO-oUJg3xr_BbQ7Eb_FkDfx4II33f4IABx9LNo4B0GcvqYBcdHpUn7UQuntdtKRG8gPe4TipToGr6ViSP8Uc_CKbYZ-bUveZtbmz9NtyidY/s320/US-Mens-Basketball-Team.png" width="320" /></a></div>
<br />
*** Kevin Durant bu olimpiyatların tüm ülkeler alanında da en çok sayı atan oyuncusu olmayı başardı. Arkasından 155 ile Manu Ginobili ve 153 ile Pau Gasol geliyordu.<br />
<br />
*** Kevin Durant ülkesi adına bir olimpiyatta en çok üçlük atan oyuncu olmayı da başardı, 34 üçlük ile. Eski rekor 17şer üçlükle Reggie Miller (1996) ve Kobe Bryant'a aitti (2008)<br />
<br />
*** Amerika erkek basketbol takımı bu olimpiyatlarda maç başına 16 üçlük atarken diğer hiç bir takım bu alanda çift haneli istatistiğe ulaşamadı.<br />
<br />
*** Lebron James olimpiyat kariyerinde 273. sayısına ulaştı ve bu alanda ülkesi adına 2. sıraya yerleşti, rekor 280 ile David Robinson'da.<br />
<br />
*** Lebron James Michael Jordan (1992) ile birlikte aynı sene hem olimpiyat altını, hem NBA şampiyonluğu, hem de NBA MVP'liği kazanan 2. oyuncu oldu.<br />
<br />
*** 1992 Rüya Takım'ı maç başına 117.3 sayı atmış ve yaklaşık 44 sayı fark ortalamasıyla oynamıştı, 2012 Amerika takımı ise 115.5 sayı attı ve 32 sayı ortalamasıyla oynadı.<br />
<br />
*** 1992 Rüya Takımı 8 maçında da çift haneli farkla ulaşırken 2012 takımı 2 maçta 10+ fark atamadı.<br />
<br />
Özetle, ikinci bir Dream Team kasırgası daha geçirdi dünya. Gerçekten inanılmaz oynadılar, güzel de bir final maçı seyrettirdiler İspanya ile birlikte. Artık yavaş yavaş NBA'i beklemeye geçiyoruz. <br />
<br />
<i><b>Blog yazarına ulaşmak için</b></i> " <span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><a href="http://twitter.com/#%21/eraykskci" rel="nofollow">http://twitter.com/#!/eraykskci</a> "</span></span>
<i><b>adresini takip edebilirsiniz.</b></i><br />
<br />
<div class="MsoNormal">
</div>
<div class="MsoNormal">
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show">Gün
içerisinde sorularınızı ve önerilerinizi bu twitter adresinden bana
ulaştırabilirsiniz. Herkese iyi günler.</span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"> </span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh33Moj0gVt3Ohc21xda882-WgcBo-p0-ZTEM6nU3xMj3H9TE8wrKWMQB6-nCKuLZll87q2P6F2LHho44DC7LBarU3OIZ30asWgggLM8RMu0rAF5hnLEFUhpP-FsFQ1KzQC4QZB7u7qr3w/s1600/usa-basketball-gold.tx.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh33Moj0gVt3Ohc21xda882-WgcBo-p0-ZTEM6nU3xMj3H9TE8wrKWMQB6-nCKuLZll87q2P6F2LHho44DC7LBarU3OIZ30asWgggLM8RMu0rAF5hnLEFUhpP-FsFQ1KzQC4QZB7u7qr3w/s320/usa-basketball-gold.tx.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"> </span></span></div>
dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-45054107543482754892012-07-22T14:47:00.004+03:002013-07-27T20:34:52.937+03:00Iron MaidenDünyaya ikinci kez gelme şansım olsaydı eğer, sadece müzik dinleyebilmek için gelirdim. Müzik bana kalırsa insanlığın en büyük buluşlarından biri. Müzik olmadan insanlar neler yapıyordu, müziksiz nasıl yaşıyordu çok merak ediyorum. Müzik olmadan ruhu nasıl rahatlıyordu insanların, çok merak ediyorum. Çünkü müzik öyle bir şey ki, üzgünken açar dinlersin. Çok neşeliyken açar eğlenirsin. Canık sıkkındır, sıkıntın geçsin diye dinlersin. Dertlenirsin, rahatlamak için dinlersin. Bazen rahat düşünmek için dinlersin, bazen ağlamak için. Bazen birini hatırlatması için, bazen de birini unutturması için dinlersin. Kısacası, her ruh hali için farklı bir müzik türü, farklı bir sanatçı, farklı bir grup vardır.<br />
<br />
Mesela derdin vardır, Madrugada açarsın. Çok enerjiksindir, Slayer takılırsın. Bazen çok ters adamsındır, Amon Amarth açar ağlarsın. Kafan dumanlıdır, Duman açar, açılırsın. Sadece metal de değil, ruh haline hangi sanatçı uyuyorsa -ki bu Rihanna da olabilir, Skrillex de, Taylor Swift de, Pink de, Eminem de, Sibel Can da (Bu olmasın vazgeçtim) olabilir- onu dinlersin.<br />
<br />
Özetle; her sanatçı, her grup, her şarkı bir ruh haline iyi gelir. Ruh haline göre yer alırlar hayatında. Mutluyken dinlemeyi bırakırsın bazılarını, bazılarını da üzgünken dinlemezsin. Ama bazıları vardır ki, hangi ruh halinde dinlersen o ruh haline uyarlar. Hatta bazen seni yönetirler, ruh halini bile kafalarına göre değiştirirler. Mutluyken denk gelirsin, ağlatırlar. Üzgünken denk gelirsin, mutlu yaparlar. Hayatının her saniyesini işgal etmişlerdir bu bazıları, ne yaparsan yap kurtulamazsın. Dinledikçe kendinden bir şeyler bulursun, tamamlarsın kendini. Fazla yoktur bu bazılarından, belki bir. Belki iki tanedirler.<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiqA-QgyDRVypStcQQ5XRsU9UsQw70jkrPYeQo7R-LijYW9uloZaxG2__rgQhag4vNeoUm-I3Fg4nZrpxG5jSWk6ORP5f7GDQ15eJwyB3H2sGLJHb3PFGGD8j_dL5EY6MbQkV-NyKb8q8/s1600/iron-maiden_1935.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiqA-QgyDRVypStcQQ5XRsU9UsQw70jkrPYeQo7R-LijYW9uloZaxG2__rgQhag4vNeoUm-I3Fg4nZrpxG5jSWk6ORP5f7GDQ15eJwyB3H2sGLJHb3PFGGD8j_dL5EY6MbQkV-NyKb8q8/s320/iron-maiden_1935.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Benim için bu "bazıları", Iron Maiden'dır. Maiden'a o kadar bağlıyım ki, her dinleyişimde "İyi ki bu grubu dinliyorum" diye mutlu olurum, böyle bir şansa sahip olduğum için. Maiden dinlemek büyük bir ayrıcalıktır çünkü. Her ruh haline fazlasıyla uyum sağlayan bir gruptur Maiden çünkü. En iyi dostundur bazen, Dickinson'ın sesini bazı günler en iyi arkadaşının sesinden daha fazla duyarsın çünkü. Sevdiğin kızdan değerlidir bazen, onla konuşmak istemezken kulağına Harris'in bass melodileri akıp durur çünkü.<br />
<br />
Maiden öyle bir yere sahip ki bende, çoğu insan onlar kadar önemli olamaz benim için. Çok açık ve net bağımlısıyımdır da, bir kere bile Maiden şarkısına denk geldiğimde "Dinleyemem şu an bunu" diyip geçmemişimdir. Bir nevi saygı gibi. Gözümde müzik tarihinin en büyük grubunun üyeleri olarak gördüğüm adamlara karşı saygı için.<br />
<br />
Yaşamdır Maiden, yavaş başlar şarkıları. Hazırlar seni diğer dakikaları için. Aynı bir annenin, bir babanın bebeğini sevgiyle kucaklaması, dünyanın içine çekilmeden önce en azından kendi kucağında rahat ettirmesi, huzur vermesi gibi. <br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTFy6jpgAkQ-qCkvDC7csPr5gP5lgP7flXped_KF7SCw3XIEkANYsD8L1D14pYVpvtauDIqwdvCAoCmfBa4nVszcNwrKCDksAhiFdEt61WIb4OdNhhmIj-gd-M7Et9-7Oet0s2Ux09L9I/s1600/iron-maiden11.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTFy6jpgAkQ-qCkvDC7csPr5gP5lgP7flXped_KF7SCw3XIEkANYsD8L1D14pYVpvtauDIqwdvCAoCmfBa4nVszcNwrKCDksAhiFdEt61WIb4OdNhhmIj-gd-M7Et9-7Oet0s2Ux09L9I/s320/iron-maiden11.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Sonra hızlanır şarkılar, tekrar yavaşlar, tekrar hızlanır. Hayatın geri kalanını ifade eder o inişler çıkışlar. Yıkımları, zirve noktalarını belirtir, anlatır. Sevgilinden ayrılışını, çok iyi bir işe alınmanı, arabanla kaza yapmanı, belki de yeni bir eve taşınmanı, zengin olmanı anlatır. Notalarla yaşamı özetler. Şarkının bir yerinde coşarken, bir yerinde düşüncelere dalarsın. Tıpkı gerçek hayat gibi.<br />
<br />
En sonda şarkı yine yavaşlar, hafif bir melodi ile biter. Bu da yaşamın sonunu ifade eder. Bir yaşamı betimlemiştir şarkı. Şarkı bittiğinde bir boşluğa düşersin, saniyeler sonra yeni şarkı başlayana kadar. Yeni Maiden şarkısı, yeni bir hayat demektir. Her şarkı, farklı bir hayat.<br />
<br />
Maiden benim için asla sadece bir müzik grubu olmadı, her denk gelişimde beni mutlu eden bir şey zaten sadece bir müzik grubu olamaz. Çok daha büyük, çok daha farklı, çok daha doğaüstü bir şey Maiden. Tek başına bile oldukça güçlü bir yaşama sebebi Maiden. Aldığım havanın bileşeni Maiden, içtiğim suyun formülü Maiden, aldığım enerji Maiden, her şey Maiden.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkXQOWe7uZ0mEZN0OkAzJrzLUqi3RTalzUxIrzbVB5NaUByc-7JtfiIVDP8OMhrytC22Pnkw8eXQaXRTxT_rpcc4moZgcsJ7gs8h5PwPYHXG3XEKHYpTHldOMtdEnBZa29k959seh6U_o/s1600/iron+maiden.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="204" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkXQOWe7uZ0mEZN0OkAzJrzLUqi3RTalzUxIrzbVB5NaUByc-7JtfiIVDP8OMhrytC22Pnkw8eXQaXRTxT_rpcc4moZgcsJ7gs8h5PwPYHXG3XEKHYpTHldOMtdEnBZa29k959seh6U_o/s320/iron+maiden.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Iron Maiden, abartılmayı sonuna kadar hak eden tek gruptur belki de. Şarkısını dinlerken, yavaş melodi geldiğinde, notalar arasındaki o saliselik boşluklarda bile sabırsız olmaktır. O zaman aralığına hayatını akıtmaktır. Aslında çok çok değerli olan saniyelerin, 3 saniyenin en az 2sinin kendisine ayrılması gereken bir gruptur Maiden. "Bir kere geliyorum dünyaya, onda da doya doya bu adamları dinlerim" denilmesi gereken bir gruptur. Hobi olarak değil, yaşamsal faaliyet olarak görülmesi gereken bir gruptur Maiden. Abartılmayı hakedendir, tekrarlıyorum.<br />
<br />
Kelimelerle anlatılamaz olandır aslında Maiden, anlatılmaması gerekendir zaten. Anlatılması değil, yaşanması gerekendir. Yaşam görüşüdür Maiden. Tünelin sonunda beliren ışık değil, tüm tüneli aydınlatan ışıktır. Maiden sevilen bir şey değildir, sevginin ta kendisidir. Dinlendiği her saniye için insana kendini şanslı hissettirendir. Övüle övüle bitirilemeyendir. 3 gitarla insanı kendinden geçirip ayaklarını yerden keserken, baterisiyle yine kendine getirendir. Bas gitarıyla kendine hapsederken aynı zamanda da vokaliyle özgürleştirendir.<br />
<br />
Her şarkısında başka bir şey bulursun Maiden'ın. Hallowed Be Thy Name, metale başladığım gece dinlediğim iki şarkıdan biridir. Kutsaldır benim için resmen. Fear Of The Dark, her dinleyişinde daha da güzelleşen bir şarkıdır. Wasting Love, en büyük favorimdir. İçten içe öldürür adamı. The Trooper, gaza getirir. The Nomad, interlude'uyla bambaşka dünyalara götürür. Dance of Death, baştan sona insanla müziği öğretir, "Bu şarkıysa diğerleri neydi?" dedirtir. Nodding Donkey Blues, blues'u Maiden'la buluşturunca neler olabileceğini gösterir. Daha bir çok şarkısı vardır, ölmeden dinlenmesi gereken, hepsini dinleyip kendi kelimelerinizle anlatmanız gereken.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjm4tmKdgvcPvKnTSjPKqANcLCyIbFXB1RMfoKctvxYm7zvnRVNztGCbTYKXWd7HFVN_DTB7toiQFzT3i4VJFpanKP6gDuNrqRDjRbODY4RWJmg6pwRqPWwzMshjMmJLfuJCRNGXkGvohU/s1600/ironmaideneddie_2012.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjm4tmKdgvcPvKnTSjPKqANcLCyIbFXB1RMfoKctvxYm7zvnRVNztGCbTYKXWd7HFVN_DTB7toiQFzT3i4VJFpanKP6gDuNrqRDjRbODY4RWJmg6pwRqPWwzMshjMmJLfuJCRNGXkGvohU/s320/ironmaideneddie_2012.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Wasted Years, Afraid To Shoot A Stranger, Fear Is The Key, Childhood's End, Prowler (Efsanenin başladığı şarkıdır, ayrıdır), Stranger World, COMING HOME, MOTHER OF MERCY, The Man Who Would Be King, When The Wild Wind Blows, Different World, Brighter Than A Thousand Suns, The Pilgrim, OUT OF THE SHADOWS, The Reincarnation Of Benjamin Bregg, For The Greater God Of God, Lord Of Light, The Legacy, NO PRAYER FOR THE DYING, These Colours Don't Run, Rainmaker, NO MORE LIES, Montsigur, Paschendale, Face In The Sand, Age Of Innocence, Ghost Of The Navigator, Brave New World, Blood Brothers, The Mercenary, Out Of The Silent Planet, The Thin Line Between Love And Hate, LIGHTNING STRIKES TWICE, The Clansman, When Two Worlds Collide, The Educated Fool, Don't Look To Eyes Of A Stranger, COMO ESTAIS AMIGOS, Man On The Edge, Fortunes Of War, THE AFTERMATH, Judgement Of Heaven, Blood On The World's Hands, The Edge Of Darkness, 2A.M., Fates Warning, Run Silent Run Deep, Infinite Dreams, The Prophecy, Only The Good Die Young, Caught Somewhere In Time, The Loneliness Of The Long Distance Runner, Phantom Of The Opera, Seventh Son Of A Seventh Son, The Evil That Men Do, Deja-Vu, CHILDREN OF THE DAMNED, Aces High, To Tame A Land, Still Life, Flash Of The Blade... Ve bana göre bunlar yalnızca çok iyi olanlar. Kalan tüm şarkıları da iyi zaten.<br />
<br />
Son olarak; eğer "Sadece tek bir müzik grubu/sanatçı dinleyeceksin" denseydi, hiç düşünmeden Maiden'ı seçerdim.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZjUJ_QeC-32osQ4o0aNdbSdnt8Dc1BpNpSHAQN3iOTO3fQIwNLVovCUZKwo3Bez6bkjBtiY1GacgjRkmET-0Ti8tIbLIhrexhAW4AV164lZCInD6AQraCGfNRe_NL1IFtYbbBtDshT_o/s1600/22.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZjUJ_QeC-32osQ4o0aNdbSdnt8Dc1BpNpSHAQN3iOTO3fQIwNLVovCUZKwo3Bez6bkjBtiY1GacgjRkmET-0Ti8tIbLIhrexhAW4AV164lZCInD6AQraCGfNRe_NL1IFtYbbBtDshT_o/s320/22.jpg" width="320" /></a></div>
dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-66974306804252025812012-06-28T21:39:00.002+03:002012-06-29T02:12:47.972+03:002012 NBA Draftları İncelemesi İlk 5 SıraDraftlarla ilgili yazı yazmazsam eksik kalırdı diye düşündüm ve yazmaya karar verdim. Ancak zor bir iş olduğundan özellikle oyuncularla ilgili özelliklerde işin üstadı sayılabilecek bir arkadaşımdan da yardım istedim ve kırmadı sağolsun. Öncelikle bu yüzden "Special thanks to <a href="http://www.facebook.com/M.HalukTasci" target="_blank">Haluk Taşçı</a> and <a href="http://www.facebook.com/DnzAltn" target="_blank">Deniz Altun</a>" demek istiyorum izninizle. Draftın tamamını incelemek insanüstü bir çaba gerektireceğinden üst sıralardaki oyuncuları tanıyacağız; böylece de biraz bilgimiz olur draftlardan önce. Çok uzun tutmayacağız, sıkmak istemiyoruz. Kısa kısa bilgilensek şu an için yeterli:<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_hYfSZ_PdN2BsfS0RZqBLU6Kf46PwHg-0zj7Xq6Mln4vaUaMXp3jwOmgzgj1UAMdTWfm1DWlbTsc4C9aVzdCLXkFtmxDHDQh8Je989DWILk6XCsaoQQ6C-19xovA-tlo-759fEziFF3s/s1600/anthony-davis.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="281" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_hYfSZ_PdN2BsfS0RZqBLU6Kf46PwHg-0zj7Xq6Mln4vaUaMXp3jwOmgzgj1UAMdTWfm1DWlbTsc4C9aVzdCLXkFtmxDHDQh8Je989DWILk6XCsaoQQ6C-19xovA-tlo-759fEziFF3s/s320/anthony-davis.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<i><b>1. Anthony Davis - New Orleans Hornets</b></i><br />
<br />
Piyango Hornets'e vurdu ve ilk sıra seçimi hakkını kazandılar. Böylece Davis de Hornets'ın yolunu tutacak, sadece resmileşmedi o kadar. Peki kim bu Anthony Davis? Kentuck mezunu bir arkadaşımız oluyor kendisi. 208 cm boyunda, yaklaşık 100 kg ağırlığında, kulaç uzunluğu 2.24 metre. Pozisyonu 4 numara, PF oynuyor anlayacağınız.<br />
<br />
<b>Güçlü yönlerine bakacak olursak</b>; öncelikle inanılmaz bir ribaund sezgisi var. Bir uzuna göre oldukça atletik. Saha görüşü de yadsınamayacak kadar iyi. Topa çok iyi hakim olabiliyor ve pota altında çokça faule maruz kalacağını düşünürsek de serbest atış yüzdesinin yüksek olması büyük avantaj olacaktır. Saha görüşü demişken; boyu uzayana kadar hep guard pozisyonunda oynamış Davis. Bir de bloklarından bahsetmek gerekirse, tam 4.5 blok ortalaması tutturmuş. İnanılmaz bir istatistik bu, blok sezgisini daha iyi anlatabilen bir istatistik olamaz diye düşünüyorum. Çok iyi savunma yapabiliyor, hücum gücünü dikkate aldığımızda savunmasının çok çok daha ileride olduğunu belirtelim. İlk sıradan gitmesindeki en önemli pay da savunmasına ait olacak zaten, yeri geldiğinde 2 numaraları bile savunabilecek kapasitesi ve atletikliği var. Hızlı hücumlarda da takımı yavaşlatmıyor, aksine olumlu yönde etkiliyor paslarıyla.<br />
<br />
<b>Zayıf yönlerine de göz atalım</b>; en büyük eksiklerinden biri bize kalırsa post oyunları. Biraz cılız kalıyor, bu da onu güçsüz kılıyor tabi ki. Ve 4 numara bir oyuncu için post oyunlarında güçsüz kalmak büyük sıkıntı. Faul problemine çabuk girebiliyor. Girmediğinde de temaslardan kaçınmış oluyor çoğu zaman, çünkü dediğimiz gibi; biraz kuvvetsiz kalıyor.<br />
<br />
Aldığı bir çok ödül var, tek tek sayacak sabır maalesef yok. Son sezonunda 14.2 sayı ortalaması, 10.4 ribaund ortalaması ve 4.62 de blok ortalaması tutturdu. Genel olarak böyle. Son olarak; oyun stili bakımında Marcus Camby, Kevin Garnett, Chris Bosh tarzlarına yakın bir oyuncu olması beklenmekte.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoQUem0XSE0RqQz_SmYpxfBvZsT3zK1ysX0n6eZ3FwZwKgmmYt6LJiIE_JR2T4lAw0932vP-Zs6czUIRkNjs2qMgOcaAYpnMmYf6ntP7s4YSOnarl9QVL3zsD9LT5K93A9faWHb7WVNKg/s1600/bradley-beal.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="223" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoQUem0XSE0RqQz_SmYpxfBvZsT3zK1ysX0n6eZ3FwZwKgmmYt6LJiIE_JR2T4lAw0932vP-Zs6czUIRkNjs2qMgOcaAYpnMmYf6ntP7s4YSOnarl9QVL3zsD9LT5K93A9faWHb7WVNKg/s320/bradley-beal.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<i><b>2. Bradley Beal - Charlotte Bobcats</b></i><br />
<br />
Bobcats en büyük şans ile lottery'e girmesine rağmen 2. sıradan seçme hakkı kazanabildi. Hayal kırıklığına uğramışlardı çünkü Anthony Davis'i almak çok önemliydi onlar adına. Fakat Beal ile yetinmek zorundalar, kaldı ki kötü bir oyuncu değil. 193 cm boyunda ve 94 kg ağırlığında olan Beal'in pozisyonu 2 numara, yani SG.<br />
<br />
<b>Güçlü yönlerine bakacak olursak;</b> jumpshotları için en iyi yönü diyebiliriz. Pozisyonu için fiziği uygun. Top hakimiyeti ve sürüşü oldukça iyi, bu da özellikle fastbreaklerde etkili olmasını sağlamakta. Üçlük çizgisinin gerisinden iyi bir şutör, daha da geliştirirse elit bir üçlükçü olabilir. Ama her zaman şut zorlamıyor, uygun pozisyon bekliyor. İşin savunma kısmında da gayet başarılı. Çok sıkıntı çekmeyecektir bu bakımdan ligde. Oyun zekası üst seviyede, bencil değil. Pas yeteneği de yadsınamayacak kadar iyi. Tüm bunlar onu bana kalırsa iyi bir oyuncu yapıyor ve yıllar geçtikçe çok daha iyi olacaktır.<br />
<b><br /></b><br />
<b>Zayıf yönlerine bakacak olursak;</b> fiziği uygun dedik ama aslında biraz zayıf kaldığını söyleyebiliriz. Güçsüz kalıyor demek de doğru olabilir. Yani aslında idare edebilir ama an itibariyle mükemmel değil işin o kısmında. Zaman zaman şutlarında sıkıntı yaşadığında kendine güveni gidebiliyor maç içerisinde, onu da yaşı ilerledikçe halledecektir. Onun dışında büyük bir eksikliği yok.<br />
<br />
Aldığı ödüller var bir kaç tane ama o kadar. Geçen sezonu 14.8 sayı 6.8 ribaund ortalaması ile kapatmış. Oyun stili olarak Eric Gordon'a benzediği belirtiliyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUVntmUsToSx3cR3rc2YDSt8nmUPf6FpKRop4d6OkgL4jIqKCBFJx9R_hFl9XnuNCV8qSIfQgDeBtFQHb_VwhGdtUtKumQmfncuH5cHqMvUFSJd1dG05bmb65REZRjFYhGlTcNA37cLGI/s1600/141890036_crop_650x440.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="216" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUVntmUsToSx3cR3rc2YDSt8nmUPf6FpKRop4d6OkgL4jIqKCBFJx9R_hFl9XnuNCV8qSIfQgDeBtFQHb_VwhGdtUtKumQmfncuH5cHqMvUFSJd1dG05bmb65REZRjFYhGlTcNA37cLGI/s320/141890036_crop_650x440.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<i><b>3. Michael Kidd-Gilchrist - Washington Wizards</b></i><br />
<br />
Yine Kentucky üniversitesinden bir oyuncu daha. 93 doğumlu Kidd 203 cm uzunluğunda, 213 cm kulaç uzunluğu var ve 98 kg ağırlığında. Mevkisi 3 numara, yani SF oynuyor. Benim açıkçası drafttaki favori oyuncularımdan; Cavs taraftarı olduğumdan da 4. sıraya kalmasını istiyorum. Fakat Wizards'ın yolunu tutması şu an daha olası görülüyor NBA çevrelerince. Bekleyip göreceğiz.<br />
<br />
<b>Güçlü yönlerine bakalım hemen.</b> Kidd kolej kariyeri boyunca hep çalışkan bir oyuncu oldu ve sürekli övgüler aldı. İş ahlakı açısından bu önemli. Uzun kolları ve inanılmaz düzeydeki atletizmi saha içerisinde çok etkili olmasına ve kendinden uzun oyunculara karşı bile başa baş oynamasına yardımcı oluyor. Boy ve atletizm avantajını kullanarak ribaundlar konusunda da çok önemli bir faktör haline gelebiliyor. Hücum anlamında hemen hemen her şeyi yapabileceği ortada.<br />
<br />
<b>Zayıf yönlerine bakacak olursak;</b> özelliklerine göre PF'ye daha yatkın duruyor ama boy avantajından dolayı SF'de kalması gerek. En önemli eksiği ise şutları diyebiliriz. Kesinlikle geliştirmesi lazım. Ki o kapasitesi var en azından. Kısacası oyunun her alanında performans gösterebiliyor ama daha fazlasını yapması gerekiyor.<br />
<br />
Son sezonu 11.9 sayı 7.4 ribaund ortalamaları ile tamamladı. Bir çok ödül almayı başardı ve U-17 milli takımı ile altın madalya kazandı. Andre Iguodala'ya benzetiliyor oyun stili açısından.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglJBpzkdSK2reZWh29Jgd6j4Z159xObylMxupP9gljyULKH8zX8bLwLd_wGq1L_pCYjNiM_UihqjWPo6-_jmxk6F9JPlkstzi1Rg5sea0XE4M2CborXNA-fCWxCn6YCvPTany7Qe3pbYU/s1600/142013091_crop_650x440.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="216" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglJBpzkdSK2reZWh29Jgd6j4Z159xObylMxupP9gljyULKH8zX8bLwLd_wGq1L_pCYjNiM_UihqjWPo6-_jmxk6F9JPlkstzi1Rg5sea0XE4M2CborXNA-fCWxCn6YCvPTany7Qe3pbYU/s320/142013091_crop_650x440.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<i><b>4. Thomas Robinson - Cleveland Cavaliers</b></i><br />
<br />
1991 doğumlu Robinson bu drafta katılacak en yetenekli isimlerden biri olarak görülmekte aslında. 2.04 boylarında ve 2.16 metre de kulaç uzunluğuna sahip.<br />
<br />
<b>Güçlü yönlerine bakalım;</b> 4 numara oynayacak NBA'de ki bunun için fiziği oldukça yeterli seviyede. Oldukça da atletik bir oyuncu olması onu pota altında etkin bir güç altına getiriyor. Ribaund sezgileri inanılmaz kuvvetli ve böylece hem hücum hem savunma anlamında takımına büyük katkılar verebiliyor. Şut yüzdesi oldukça iyi durumda, atletikliği sayesinde de pota altında sorun yaşamıyor. Rakibe kolay şut şansı tanımıyor. İlerde önemli bir oyuncu olacağı düşünülüyor.<br />
<br />
<b>Zayıf yönlerine bakacak olursak;</b> orta mesafe şutları çok keskin değil. Bunu geliştirmesi gerek, son sezonda daha etkili göründü şutları ama hala istenilen düzeyde değil. Savunma bakımından hücumdaki kadar ön planda değil ama kötü olduğunu da söyleyemeyiz. Post oyunları da pek etkili değil Robinson'un. Faul problemlerine girebiliyor sık sık.<br />
<br />
Genel olarak çok yetenekli olduğunu söyleyebiliriz. Çalışma azmi de üst seviyede. Hem mental hem fiziksel olarak NBA için uygun. 3. sıradan bile seçilmesi çok sürpriz sayılmayacak. Son sezonunda 17.8 sayı 11.9 ribaund ortalamaları tutturdu. Aldığı bir çok ödül de bulunuyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHjDewhKnLma6y8hetVJSycCzC2z2lGr3aAxJUvAcjedm9iUlkCUkq8wyHlXH2g43AGW-FAjpGOOgPiCm7Ojc8YSL-xz44QQmifpTjmz7bvrOHMrEl9hqtiZPtciAiqi8bRqzSMU-_heo/s1600/andre-drummond-nba-draft-490x335.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="218" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHjDewhKnLma6y8hetVJSycCzC2z2lGr3aAxJUvAcjedm9iUlkCUkq8wyHlXH2g43AGW-FAjpGOOgPiCm7Ojc8YSL-xz44QQmifpTjmz7bvrOHMrEl9hqtiZPtciAiqi8bRqzSMU-_heo/s320/andre-drummond-nba-draft-490x335.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<i><b>5. Andre Drummond - Sacramento Kings</b></i><br />
<br />
1993 doğumlu Drummond 4 ve 5 numara pozisyonlarında oynuyor. Yaklaşık olarak 2.11 metre boylarında.<br />
<br />
<b>Hemen güçlü yönlerine bakalım;</b> fiziği çok iyi durumda. Kulaç uzunluğu fazla, boyu oldukça uzun yaşına göre. Ayrıca da çok güçlü ve bir o kadar da atletik. Pota altında inanılmaz etkili olabiliyor. İşin savunma kısmında çok etkili. Ribaund sezgisi üst düzeyde, blok yetenekleri fazlasıyla iyi.<br />
<br />
<b>Zayıf yönlerine bakacak olursak;</b> şutunu daha iyi seviyelere çekmesi gerekecek. Vücutunu da ilerleyen sezonlar içerisinde daha da kuvvetlendirirse çok etkili bir oyuncu olacağı aşikar. Draftta daha arka sıralarda da kalma ihtimali bulunuyor.<br />
<br />
Son sezonunda 10 sayı 7.5 ribaund ortalamaları tutturdu. Amare Stoudemire tarzı bir oyunu olduğu söyleniyor.<br />
<br />
<i><b>Blog yazarına ulaşmak için</b></i>: " <span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><a href="http://twitter.com/#%21/eraykskci" rel="nofollow">http://twitter.com/#!/eraykskci</a> "</span></span><br />
<br />
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show">Gün
içerisinde sorularınızı ve önerilerinizi bu twitter adresinden bana
ulaştırabilirsiniz. Herkese iyi günler. </span></span>dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-34402236318801382012012-06-22T17:58:00.000+03:002012-06-22T17:58:46.152+03:00Yaşayan Bir NBA Efsanesi: Lebron JamesLebron James.<br />
<br />
2003 yılı. Draftlardan 1. sıradan seçilerek lige adımını atıyor bu adam. Cleveland Cavaliers formasını giyiyor. Daha o sezondan tüm lig onu konuşmaya başlıyor. Tüm lig, dünya. Bir efsane adım adım ağırlığını koymaya hazırlanıyor lige. Müthiş geçecek bir NBA kariyerine hazırlanıyor. Yıllarca oynuyor Cleveland formasıyla. NBA'i onun sayesinde sevmeye başlıyorum. Takımı adeta sırtında taşıyor ama bir türlü yüzüğe ulaşamıyor. <br />
<br />
2010 yazına geliyoruz. Bir programa çıkıyor, artık Miami'li olacağını söylüyor. İşte o gün tüm dünyayı karşısına alıyor. Herkesi. Herkes nefret etmeye başlıyor. Herkes her performansını eleştiriyor. Herkes bir anda düşmanı kesiliyor. Sırtına müthiş bir yük biniyor. Korktu deniliyor, hain deniliyor, büyük oyuncu olamayacak deniliyor, yüzüğü bile yok yüzük önemli deniliyor. Ama "Sırf yüzükiçin Miami'ye gitti" de deniliyor, böyle bir zihniyet eleştiriyor onu.<br />
<br />
Eleştirenler 1 kişi değil, 1 şehir değil, 1 ülke değil, dünya. O kadar kişi her yaptığını eleştirirken bu adam ligin tozunu dumanına katmaya devam ediyor. İlk sene finalde gidiyor yüzük. İkinci sene ise artık daha da olgun. Artık daha odaklanmış hedefine, daha da emin kendinden. Daha da inanmış, daha da durdurulamaz olmuş.<br />
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEit_MVsEFobloS6QkYc5zj6UrIbLx302Fny2fBSsCVJ54d07zFTCHMjh4fu1oKpjlFQvYcdigU3ZNOXjr0TDe23sKCtvnMM97dE02H7rBMGddX1RMFYXR6NjcFcFNv_fXP99mrNxkAp1vE/s1600/LeBron-James-Championship-Quote-1920x1200-Wallpaper-BasketWallpapers.com-.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEit_MVsEFobloS6QkYc5zj6UrIbLx302Fny2fBSsCVJ54d07zFTCHMjh4fu1oKpjlFQvYcdigU3ZNOXjr0TDe23sKCtvnMM97dE02H7rBMGddX1RMFYXR6NjcFcFNv_fXP99mrNxkAp1vE/s320/LeBron-James-Championship-Quote-1920x1200-Wallpaper-BasketWallpapers.com-.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Bu play-offlar'a geliyoruz. Bir Lebron James var ki bu play-offlarda... NBA tarihinin gördüğü göreceği en ama en dominant performansı sergiliyor. Pacers serisi 4. maç. Bu maçı unutmak mümkün değil. Bu maç James'in tüm kariyerindeki en mükemmel maçlardan. O maç Lebron insanlıktan çıkıyor, çok başka bir boyuta ulaşıyor. İnsanüstü bir enerji, gerçekten insanüstü. Bir insan evladı o enerjiye ulaşamaz. İmkansız. Bakışları ilk defa o kadar donuk. Hiç bir tepki yok. Basketbolun zirve noktasında delicesine bir performans sergilerken, insanlık sınırlarını alt üst ederken, bakışları donuk. Bu odaklanmak demek, bunun başka açıklaması yok. İnanmak demek bu, hırs demek bu.<br />
<br />
Boston Celtics serisi. Her maçı birbirinden efsane. Yeri geliyor 5 numara oynuyor, ribaund mücadelesi veriyor. Yeri geliyor 1 numara oynuyor, oyunu kuruyor. Yeri geliyor potaya devriliyor, 4 kişinin arasından sayı yapıyor. İnsanüstü bir kuvvet. 40 dakikadan aşağı oynadığı maç yok. Tüm play-off boyunca nerdeyse her maç sadece 3 4 dakika dinlene dinlene oynuyor, görevi de şut atmak değil sadece. Basketbol oynarken yapılabilecek her türlü şeyi yapmakla görevli, yapmak zorunda kalıyor. Öyle yarım yamalak da değil, en iyi şekilde yapıyor bunları. Bunu başaran tek bir kişi daha biliyorum ben, hep de söylüyorum, Magic Johnson. O da oyunun her alanında inanılmaz dominant bir oyuncuydu, yeri geldiğinde en iyi pivotlardan daha iyi oynayan bir oyun kurucuydu. Lebron'un ondan aşağı kalır bir yanı yok.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidjIjhG7WBHGLUUGgHhqjLMMRHKcoNRup7cgnMdMTPrVuNOk9kSuaY4OIG9RfUEUWiz9mGBiEEz-8yyaJe0Ush-yONTcV4bWZ277PdOmSMu3mm-SDbpM3BI3ktIUoNj8iP5wTxhSAxRNs/s1600/LeBron-James-2012-NBA-Finals-MVP-1920x1200-Wallpaper-BasketWallpapers.com-.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidjIjhG7WBHGLUUGgHhqjLMMRHKcoNRup7cgnMdMTPrVuNOk9kSuaY4OIG9RfUEUWiz9mGBiEEz-8yyaJe0Ush-yONTcV4bWZ277PdOmSMu3mm-SDbpM3BI3ktIUoNj8iP5wTxhSAxRNs/s320/LeBron-James-2012-NBA-Finals-MVP-1920x1200-Wallpaper-BasketWallpapers.com-.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Yıllarca beklediği andı bu tüm Lebron hayranlarının. Bir Celticsli için '08 şampiyonluğu gibiydi Lebron hayranı için onun yüzük alması. Kupaya o sıkı sıkı sarılışı, NBA tarihinin en güzel köşesine geçecek muhteşem bir kare. Maç sonundaki o çocuk gibi sevinişi, yerinde duramayışı. Herkese büyük sevinçle sarılması, Durant'e o sarılışı. Lebron James, The King, bu sefer sonuna kadar hak etti. Kendisinin de dediği gibi, bu oyuna her şeyini verdi ve oyun da ona artık kayıtsız kalmadı. Ve artık James eskisinden çok daha güçlü, çok daha dominant, çok daha moralli, çok daha o zaferin tadını tatmış durumda. Jordan gibi, artık zaferin tadını almış bir oyuncuyu durdurmak çok zor. Jordan'ı durduramadılar, bütün lig uğraştı, durduramadılar. Şimdi ufukta Lebron James fırtınası gözüküyor, hem de daha önce hiç olmadığı kadar güçlü bir fırtına. Magic'in de dediği gibi "Daha önce hiç tanık olmadığımız kadar kuvvetli bir Lebron James devrine hazır olmalıyız."<br />
<br />
Bu James, bu hedefe hiç olmadığı kadar odaklanmış, maç içerisinde bakışları bu kadar donuklaşmış, gülmeyen, sinirlenmeyen James, yeni sezonda ligi perişan edecek. Kesin konuşmayı hiç sevmemekle birlikte, aksini söylemek de imkansız olduğu için bunu rahat rahat söyleyebiliyorum. Çünkü James'i kaç kişi savunursanız savunun, olmuyor. Durmuyor. İçeriye girmesin diye, 4 kişi birikiyorsunuz. O yine giriyor, atıyor. Girmezse şut kullanıyor, yine atıyor. Kullanmasa pas veriyor, başkasına sayıyı buldurtuyor. Bu kadar ezici, bu kadar komple, bu kadar karşısında çaresiz kalınan bir oyuncu NBA'e her zaman gelmez. O yüzden nefret etmek yapılabilecek en büyük yanlış olur, keyifle izlemeniz gerek. Çoğu düşmanı da zaten bu play-offlardan sonra yanına geçti. Bird'ün dediği gibi, zamanla karşısında duran insanların hemen hemen hepsi artık yanına geçecekler.<br />
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKyZrghyEnzQfNKcBlZlkaVXQJHTSRLX87tjSf0pGjkbHVpk2zaMGG3BTuGmzSUODr1SkG0-BSCmVw9-Uhg9JPGFei1F6B8OjSpsoDl_la_2P9ljBdArztwe5E4OY_pfGGTvw_crVwUn8/s1600/Miami-heat-win-LeBron-Wade-e1340337754618.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKyZrghyEnzQfNKcBlZlkaVXQJHTSRLX87tjSf0pGjkbHVpk2zaMGG3BTuGmzSUODr1SkG0-BSCmVw9-Uhg9JPGFei1F6B8OjSpsoDl_la_2P9ljBdArztwe5E4OY_pfGGTvw_crVwUn8/s320/Miami-heat-win-LeBron-Wade-e1340337754618.png" width="320" /></a></div>
<br />
Özetle, James'in maçtan sonraki o halini izlerken gerçekten çok duygulandım. Bir Lebron hayranı olarak, basketbolcu kişiliğini geçtim, tüm dünya tarafından eleştirilen bir insanın hayranı olarak, o gururla sevinişini, o kupaya bakışlarını, o mutluluğunu görürken çok duygulandım. O dünyaya karşı "Ben tek, siz hepiniz." diyebilmenin verdiği rahatlıkla eğlenişini izlerken çok duygulandım. O durdurulamaz olduğunu tüm herkese haykırdığı kupayı kaldırış anını izlerken çok duygulandım. Yıllardır, NBA'i takip ettiğimden beri beklediğim o anı izlerken duygulandım. Yine, yine ve yine söylüyorum; sonuna, dibine kadar hak etti, daha fazlasını da hakediyor, daha fazlasını da alacak.<br />
<br />
Artık açık ve net bir şekilde Lebron James devri. Çok açık ve net bir şekilde.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIt1AtUI4X6BvSExoBD8FeZOlmrUo3tA0FgBQBATjCDkGVST5t1pTy4mFi6ACOYkRVfE0rWwhVM9kze96QfBBFONl1hHUd4tZXq8-tRu86TS5XH090Lvh1rAqVxmebN-Cxom_WPnyBUHg/s1600/NBA_LeBron_James_Finals_Basketball_Wallpaper_2012.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="239" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIt1AtUI4X6BvSExoBD8FeZOlmrUo3tA0FgBQBATjCDkGVST5t1pTy4mFi6ACOYkRVfE0rWwhVM9kze96QfBBFONl1hHUd4tZXq8-tRu86TS5XH090Lvh1rAqVxmebN-Cxom_WPnyBUHg/s320/NBA_LeBron_James_Finals_Basketball_Wallpaper_2012.png" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<i><b>Blog yazarına ulaşmak için</b></i>: " <span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><a href="http://twitter.com/#%21/eraykskci" rel="nofollow">http://twitter.com/#!/eraykskci</a> "</span></span><br />
<br />
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show">Gün
içerisinde sorularınızı ve önerilerinizi bu twitter adresinden bana
ulaştırabilirsiniz. NBA ile ilgili paylaşmak istediğiniz fikir ve
yorumlarınızı da ulaştırırsanız (serilerin yorumu gibi), blogda
isminizle yayınlanacaktır. Herkese iyi günler. </span></span>dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-73553299602766147542012-06-22T17:14:00.001+03:002012-06-22T17:14:08.233+03:002011-2012 NBA Şampiyonu: Miami Heat<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZ7FIHJrhJVSdSIghkN81wvVuPtniix4WbaSut5I3WQsu7NBbHxmncqyA-R7UvT0qAXbFX1DbjOwo6hZO7hNfGhXCEie84CdiUULokwcJLKoymNaFkxaNlVfpvqRFtwAbsc70cVB7AEA0/s1600/OB-TM156_lebron_G_20120622003602.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZ7FIHJrhJVSdSIghkN81wvVuPtniix4WbaSut5I3WQsu7NBbHxmncqyA-R7UvT0qAXbFX1DbjOwo6hZO7hNfGhXCEie84CdiUULokwcJLKoymNaFkxaNlVfpvqRFtwAbsc70cVB7AEA0/s320/OB-TM156_lebron_G_20120622003602.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Dün gece uzun bir sezonu daha geride bıraktık. Aslında lokavt dolayısıyla kısa bir sezondu tabi ama özellikle play-offlar mükemmel oldu. Özellikle şampiyonluğa giden yolda önemli olan Heat-Pacers, Heat-Celtics, OKC-Lakers ve OKC-Spurs serileri ile bu seri, final serisi, şampiyonluk serisi olan Heat-OKC serisi bizi basketbola doyurdu.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiF5w6DSj3lbvclRPSpncS6tVgRrzQNFXQ3Ek2ikH6NHnKqH2PdEteBnbxS1kncyfCfRi1uK9WbyOX_Edu-zOxKudIjknq8FJcZDdoVpG1TXSZ_EUu_mTTiAytRo1ueqWFXC7C_jKn7aUE/s1600/2012-06-22T042831Z_01_MIA46_RTRIDSP_3_NBA-6674.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="224" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiF5w6DSj3lbvclRPSpncS6tVgRrzQNFXQ3Ek2ikH6NHnKqH2PdEteBnbxS1kncyfCfRi1uK9WbyOX_Edu-zOxKudIjknq8FJcZDdoVpG1TXSZ_EUu_mTTiAytRo1ueqWFXC7C_jKn7aUE/s320/2012-06-22T042831Z_01_MIA46_RTRIDSP_3_NBA-6674.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Dün geceki maça dönecek olursak, maç çok çok hızlı başladı. Savunmalar pek etken olamayınca daha çok isabet bulanın maçı kazanacağı anlaşıldı açıkçası. 3. çeyreğe kadar da fark açılsa da OKC hep geri döndü. Daha sonra üçüncü çeyrekte fark 7den aşağı inmedi ve bir ara 3 dakika boyunca OKC sayı bulamayınca Heat üçlüklerle darmadağın etti, 16-0lık seri. Orda da şampiyon belli oldu zaten, Heat de iyice havaya girdi. Herkes delice koşmaya başladı, bloklar, üçlükler, potaya yüklenmeler derken farkın kapanmasına izin verdi. Özellikle Shane Battier ve Mike Miller'ın üçlükleri, Thunder'ı perişan etti bu ikili üçlük çizgisinin gerisinden. Maç hakkında fazla yoruma gerek yok, hepimiz izledik sonuçta. <b>Geceden istatistikler ve ilginç bilgilere bakalım:</b><br />
<br />
Oklahoma City Thunder 106 - 121 <b>Miami Heat</b><br />
<br />
<i>Kevin Durant:</i> 32 sayı 3 asist 11 ribaund<br />
<i>Russell Westbrook: </i>19 sayı 6 asist 4 ribaund<br />
<i>Lebron James:</i> 26 sayı 13 asist 11 ribaund<br />
<i>Chris Bosh:</i> 24 sayı 7 ribaund<br />
<i>Dwyane Wade: </i>20 sayı 3 asist 8 ribaund<br />
<i>Mike Miller:</i> 23 sayı 5 ribaund<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEigGt66C6mL7GIVYztEbFGxighboPZEtvmRkeV7qCruyyVVF9efVhDFc_BJR2VA67na4T_oz-lGNBgfCO2aNnFBSd-Ncl9Re7D55voIUQmxPuUigelqMDX_6ErAMIuh-basRIuPFH4WYSE/s1600/image.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="277" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEigGt66C6mL7GIVYztEbFGxighboPZEtvmRkeV7qCruyyVVF9efVhDFc_BJR2VA67na4T_oz-lGNBgfCO2aNnFBSd-Ncl9Re7D55voIUQmxPuUigelqMDX_6ErAMIuh-basRIuPFH4WYSE/s320/image.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<b>Geceden İlginç Bilgiler:</b><br />
<br />
1) Lebron James NBA'de Tim Duncan'dan beri (2003 yılı) hem normal sezon hem de finaller MVP'si seçilen ilk oyuncu oldu.<br />
2) <span class="translationEligibleUserMessage">LeBron James NBA
Finallerinde takımının sayı, ribaund ve asist istatistikleriniin hepsinde de lider
olan 3. oyuncu oldu. Bundan önce hem şampiyon olup hem de bunu başaranlar Tim
Duncan(2003), Magic Johnson(1987) olmuştu.</span><br />
<span class="translationEligibleUserMessage">3) </span><span class="translationEligibleUserMessage">NBA'de
en az 10 sezon oynayan oynayan 3 Heat'li oyuncu da ilk şampiyonluk yüzüklerini aldılar. Bu
isimler; Juwan Howard (18. sezon), Mike Miller (12. sezon), Shane
Battier (11. sezon)</span><br />
<span class="translationEligibleUserMessage">4) </span>LeBron James
dün gece 26 sayı - 11 ribaund - 13 asist istatistikleriyle oynayarak NBA Final serilerinde 2003'ten beri triple-double yapan ilk oyuncu oldu. Daha
önceden Final serisinin son maçında triple-double yapan isimler: Tim
Duncan, James Worthy, Larry Bird, Magic Johnson(2 kere).<br />
5) Mike Miller bir NBA finali maçında benchten gelip de en çok üçlük isabeti bulan oyuncu oldu ve 7 tam üçlük isabeti kaydetti. Eski rekor 6 ile Michael Cooper'a aitti. (1987 NBA Finalleri, Lakers formasıyla) <br />
6) Miami Heat NBA tarihinde üç seride de geriye düşüp de şampiyon olan ilk takım oldu. Hem Konferans Finali hem de NBA Finali serisinde geriye düşüp de şampiyon olan son takımsa 1979da Seattle olmuştu.<br />
7) Miami Heat NBA tarihinde bir sezon önce Finaller'de elenip de şampiyon olan 11. takım oldu.<br />
8) Miami Heat Final serisinde 1-0 geriye düşüp de üst üste 4 maç kazanarak şampiyon olan 7. takım oldu.<br />
9) Lebron James play-offları 30.3 sayı 9.7 ribaund 5.6 asist ortalaması ile tamamladı. Üstelik James bunu 2. kez başaran tek oyuncu oldu; 30-9-5 istatistiklerine 2009 play-offlarında da ulaşmıştı. Bir play-off sezonunda bunu başaran sadece bir oyuncu daha var, 1963te Cincinnati Royals adına Oscar Robertson.<br />
10) Miami Heat dün gece 14 üçlük bularak NBA Finalleri rekorunu egale etti. Rekora ortak olan takımlar 1995te Orlando Magic ve Houston Rockets, iki takım da serideki birer maçta 14er üçlük attılar.<br />
11) Oklahoma City Thunder bu sezon ilk defa 4 maç üst üste yenildi. <br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkZYm073opovqsffGnMUHa_KeIjfwGPdV4iJPjppCAeAKULNU702jga8QpX7mbR-SHLdoHutSUEYDKKARwu8vpW5-yeH-vZ7c0Ss4g7Clg1TJxLzOxdeOOi3JPyZF2MhDnbl-mM_25Vmw/s1600/LeBron-James-celebrates-the-Miami-Heats-2011-12-NBA-championship.-Getty-Images.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkZYm073opovqsffGnMUHa_KeIjfwGPdV4iJPjppCAeAKULNU702jga8QpX7mbR-SHLdoHutSUEYDKKARwu8vpW5-yeH-vZ7c0Ss4g7Clg1TJxLzOxdeOOi3JPyZF2MhDnbl-mM_25Vmw/s320/LeBron-James-celebrates-the-Miami-Heats-2011-12-NBA-championship.-Getty-Images.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<b>Röportajlar:</b><br />
<br />
<b>Larry Bird Lebron James hakkında:</b> <i>"Herkes şampiyonlara çok farklı bir gözle bakar. O çok özel bir oyuncu. İnanıyorum ki zaman geçtikçe daha da, daha da, ve daha da iyi olacaktır. Karşısında duran insanların çoğu onun yanına geçecektir."</i><br />
<br />
<b>Magic Johnson Lebron James hakkında:</b> <i>"Bence her şey değişecek. Mesela Jordan'da gördük bunu, bir yüzüğü aldıktan sonra gerisinin nasıl geldiğine şahit olduk. Ağlamıştı o da, sonunda başardı her şeyi. James şu an dünyadaki en iyi oyuncu olduğunu düşünüyor olabilir. Yüzüğün anlamı bu çünkü, medya veya başkaları öyle düşünmese bile oyunum öyle olduğumu gösteriyor diye düşünüyor olabilir. Biz şampiyonluklar üzerinden yargılarız hep ve bence Lebron, çok çok daha büyük olacak. Boş konuşanlar ve sürekli eleştirenler kaybolup gidecek. Jordan ilk yüzüğünden sonra inanılmaz bir performansa ulaşmıştı, ve sanırım artık daha önce hiç görmediğimiz büyüklükte bir Lebron fırtınasıyla karşı karşıyayız."</i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEganvCSU3b049aYxNp-Lq3jditqBO7wWz5uNj7OC403DSRT00aH5qIYY8QE08rVQdhAc9biLFX_77Oqz5TrDxv1OPc25l02UaUN-tOCOqdbroRkLU6-62OUddOTtWwOEsTa_7XC5yXQTXE/s1600/Jj4Mu.Em.56.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEganvCSU3b049aYxNp-Lq3jditqBO7wWz5uNj7OC403DSRT00aH5qIYY8QE08rVQdhAc9biLFX_77Oqz5TrDxv1OPc25l02UaUN-tOCOqdbroRkLU6-62OUddOTtWwOEsTa_7XC5yXQTXE/s1600/Jj4Mu.Em.56.jpeg" /></a></div>
<br />
<b>Lebron James:</b> <i>"Geçen sene bizim için en iyi olan şey şampiyon olamamamızdı. Ordaki hatalarımızdan çok büyük dersler çıkarabildik, çıkarabildim. Kendimi değiştirmem gerekiyordu ve o seri sayesinde bunu başaracak gücü buldum kendimde."</i><br />
<br />
<b>Erik Spoelstra: </b><i>"Hepimiz birbirimize inandık. James yazın kendini geliştirmek için çok çalıştı. Biz de böyle olunca müthiş pivotları olan takımlar gibi ve delici uzun forvetleri olan takımlar gibi oynayabildik. Kısa bir takım gibi gözüktük ama uzun takımlar gibi oynadık, özellikle Lebron sanki bir pivotmuş gibi oynadı. Bosh'un da 5 numara oynaması bizi çok çok ileriye taşıyan bir olay oldu. Hızı, çevikliği, ribaund katkıları bizim için çok önemliydi."</i><br />
<br />
<b>Lebron James:</b> <i>"Bugün anladım ki, eğer bu oyuna her şeyinizi verirseniz, elinizden gelen her şeyi yaparsanız, oyun size bunu geri ödüyor ve istediğinizi alıyorsunuz."</i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguIHTDABKzEaioZ86liGKk9kCQtMLpgzq3jxgNXBD-jwDL1ITJR5K4SxVMJ8Tsb_UpP3opfDQwUfWE0HWbb7Os2T62WpsY43mSe41MYL-y_oZZLvuddsYh9iQBjUpFV-BGrYzFuuWO4TQ/s1600/146663630_crop_650x440.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="216" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguIHTDABKzEaioZ86liGKk9kCQtMLpgzq3jxgNXBD-jwDL1ITJR5K4SxVMJ8Tsb_UpP3opfDQwUfWE0HWbb7Os2T62WpsY43mSe41MYL-y_oZZLvuddsYh9iQBjUpFV-BGrYzFuuWO4TQ/s320/146663630_crop_650x440.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<b>Lebron James:</b> <i>"Hayallerim gerçeğe dönüştü bugün, bu hayatımdaki en güzel duygu."</i><br />
<br />
<b>Lebron James:</b> <i>"Draft edildikten 9 yıl sonra NBA şampiyonluğu kazandığım ve bunu da çok doğru bir yolda ilerleyerek yaptığım için çok çok mutluyum. Gereken her şeyi yaptım. Hiç kolaya kaçmadım, konsantrasyonumu ve bütün gücümü bu işe adadım. Karşılığını da aldım. Bu benim için çok büyük bir an. "</i><br />
<br />
<b>Lebron James:</b> <i>"Bir gün şampiyon olmak istiyordum, ama ne zaman olacağını kestiremiyordum. Yine de üstüme düşeni yaparak bugünü beklemeye devam ettim hep. Bir basketbolcu olarak yaptığım en zor işlerdendi bu, gece gündüz çalıştım ve bir gün karşılığını almayı ümit ettim."</i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtdXX4o1UPrn1PV8F9IGhPxhkOodOi0iaQyMcSYEs-LHGLTkOMTkPP1_aF5CUlBYweTMRgWtH1-5TOPBXAqsuPE3d4oa6ur5rUdkQ1SjUSksc_bulD5T_EO86NVFF4V8C1J9t9A8-MlYk/s1600/lebron_james_miami_heat_nba_finals_championship_wallpaper_2012.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="239" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtdXX4o1UPrn1PV8F9IGhPxhkOodOi0iaQyMcSYEs-LHGLTkOMTkPP1_aF5CUlBYweTMRgWtH1-5TOPBXAqsuPE3d4oa6ur5rUdkQ1SjUSksc_bulD5T_EO86NVFF4V8C1J9t9A8-MlYk/s320/lebron_james_miami_heat_nba_finals_championship_wallpaper_2012.png" width="320" /></a></div>
<br />
<b>Kevin Durant: </b><i>"Bu çok üzücü. Bu takımda hepimiz kardeş gibiyiz ve böyle bir sonuçla burdan ayrılmak çok acı veren bir olay. Finallere kadar geldik, bu bizim için çok önemliydi ama burada bir şey yapamadık. Gerçekten üzücü."</i><br />
<br />
<b>Kendrick Perkins:</b><i> "Ard arda üçlükler buldular ve biz bunu durduramadık. İşler istediğimiz gibi gitmedi." </i><br />
<br />
Röportajlar da bu kadar, gün içerisinde Lebron James için bir yazı yazmayı planlıyorum. Sevenine sevmeyenine duyurulur, bugün olmasa bile en geç yarın. Takipte kalın.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGgxVoNpsysc825UFmVGnNxlHhFGOv80quGfY1mZpmymIX4FyAB7mURCuqSU94a_QEe6gYg5rdE7KB82Fv8mICLMpF_b70oYW-SvDVdNWwbGe4h-ZzD8clfEVU5XaPrYLgQSEsccYp03s/s1600/LeBron-James-2012-NBA-Finals-MVP-1920x1200-Wallpaper-BasketWallpapers.com-.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhGgxVoNpsysc825UFmVGnNxlHhFGOv80quGfY1mZpmymIX4FyAB7mURCuqSU94a_QEe6gYg5rdE7KB82Fv8mICLMpF_b70oYW-SvDVdNWwbGe4h-ZzD8clfEVU5XaPrYLgQSEsccYp03s/s320/LeBron-James-2012-NBA-Finals-MVP-1920x1200-Wallpaper-BasketWallpapers.com-.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<i><b>Blog yazarına ulaşmak için</b></i>: " <span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><a href="http://twitter.com/#%21/eraykskci" rel="nofollow">http://twitter.com/#!/eraykskci</a> "</span></span><br />
<br />
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show">Gün
içerisinde sorularınızı ve önerilerinizi bu twitter adresinden bana
ulaştırabilirsiniz. NBA ile ilgili paylaşmak istediğiniz fikir ve
yorumlarınızı da ulaştırırsanız (serilerin yorumu gibi), blogda
isminizle yayınlanacaktır. Herkese iyi günler. </span></span><br />
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><br /></span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi2ZmJYrnmP6WWEasmKnOj01mvlAUxNhcX-rC1Kk0yuq938VxeBix8Rr_R3jK-bwMgjp76Bqc7Ur3swZ3r9EcTv9DvwvZ3jBagsd-nPFE9bhTvsGamBTx-xxuA67XbZAl1K8DJ3ds_Cy2A/s1600/Miami-Heat-2012-NBA-Champions-Roster-Wallpaper-BasketWallpapers.com-.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi2ZmJYrnmP6WWEasmKnOj01mvlAUxNhcX-rC1Kk0yuq938VxeBix8Rr_R3jK-bwMgjp76Bqc7Ur3swZ3r9EcTv9DvwvZ3jBagsd-nPFE9bhTvsGamBTx-xxuA67XbZAl1K8DJ3ds_Cy2A/s320/Miami-Heat-2012-NBA-Champions-Roster-Wallpaper-BasketWallpapers.com-.jpg" width="320" /></a></div>dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-67040174218491042672012-06-17T14:08:00.000+03:002012-06-18T16:10:13.297+03:00Egosuz Efsane: Steve Nash'in Gençlik Yılları<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNOtDBF3H_Fd001KdvSNgZfzclrGiB0eDA5FsolqAHlCBTb5bkMFfl449mocsWSQVw19_nNv2cV_2Az_KZxmy0l57iJfDNxpqiPVvFpFhNtcWJdWAVh1szWjEQy5BwOtrgzZckZuM3OQk/s1600/steve-nash01.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="256" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNOtDBF3H_Fd001KdvSNgZfzclrGiB0eDA5FsolqAHlCBTb5bkMFfl449mocsWSQVw19_nNv2cV_2Az_KZxmy0l57iJfDNxpqiPVvFpFhNtcWJdWAVh1szWjEQy5BwOtrgzZckZuM3OQk/s320/steve-nash01.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Steve Nash, bir NBA efsanesi. Yaşayan bir efsane. Öyle bir efsane ki bu adam, etrafına 4 tane ağaç da dikseniz onları yeşertiyor. Etrafına kimi verirseniz verin, bir kademe yukarı taşıyor. Bunu yaparken de hiç zorlanmıyor, her şey onun için o kadar basit ki, izlerken "Bu kadar basit olması mümkün değil." diye düşünüyorsunuz. Bir basketbol dehası, sadece oyununa bakıyor. Onun dışında bir şeyle ilgilenmiyor. Tim Duncan mesela, o da aynen böyle ama Nash... Çok daha ayrı benim gözümde. Oynamasının yanında çok iyi oynatması da gözümde değerli olmasının en büyük nedeni.<br />
<br />
Biraz yaşamına göz atalım istiyorum Nash'in. Tüm NBA çevrelerince sevilen ve sayılan bu adam bugünlere nasıl geldi öğrenmek gerek, öğretmek gerek. Örnek almak gerek, örnek aldırmak gerek. İçimizden bir çoğuna belki de basketbolu sevdirdi çünkü o. NBA kariyerini anlatmıyorum, çünkü onu hepimiz biliyoruz ve ulaşması da daha kolay. Ben biraz daha az bilginin olduğu ve daha bilinmeyen gençlik yıllarına değinmek istiyorum. Kemerleri bağlayın, zaman makinesine giriyoruz:<br />
<br />
7 Şubat 1974. Güney Afrika'nın Johannesburg şehrindeyiz. O gün Stephen John Nash, daha yaygın bilinen adıyla Steve Nash dünyaya geliyor. Babası yarı-profesyonel bir futbolcu o günlerde. Nash henüz çok küçükken ailesi sorunlar yaşayan bu ülkeden ayrılmaya karar verip Kanada'ya taşınıyor. Kanada'da kışlar hepimizin bildiği gibi dondurucu, bu yüzden 2 yaşındaki Nash ile evde beyzbol oynuyorlar küçük çaplı. Tabi hayali gereçlerle. Zamanlarını böyle geçiriyorlar. Ama büyüdükçe Nash artık gerçek oyuncaklar istiyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBRyqsdvn8MhVosTYAvYEir91C0jpqYr2sODMhdZRqEQhWTar-21yK4MD2OKnvVfx9Q_ZK1sjr04cfAxBUzrhX5I4sVZhMH683w4Qx-RChc1DO8dEWHT4RVRoCh6h8FfplcbLgwiKUL70/s1600/wallpaper_StephaneTreguer_nash_080208_1024.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBRyqsdvn8MhVosTYAvYEir91C0jpqYr2sODMhdZRqEQhWTar-21yK4MD2OKnvVfx9Q_ZK1sjr04cfAxBUzrhX5I4sVZhMH683w4Qx-RChc1DO8dEWHT4RVRoCh6h8FfplcbLgwiKUL70/s320/wallpaper_StephaneTreguer_nash_080208_1024.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Ailesi çocuklarının çok erken yaşta sporla ilgilenmesini sağlıyor, onları spora ısındırıyor. Baba John Nash o dönemleri şu sözüyle anlatıyor bizlere: <i>"Onları erken yaşta heveslendirirdik, cesaretlendirirdik. Eşim ve bana göre sportif yeteneklerini geliştirmek insanlarla iyi iletişim kurabilmeleri için çok çok önemliydi. Böylece sokak köşelerinden de uzak kalacaklardı."</i><br />
<br />
Annesi Jean Nash ise çocuklarına aşıladıkları bitmek tükenmek bilmeyen spor tutkusunun o zamanlara kadar dayandığını belirtiyor. O günleri de şu cümleleriyle aktarıyor:<i> "Steve çok çok küçükken onla mağazalara giderdik. Ben ona lego vb oyuncaklar almak isterdim. Kendisine de 'Hadi bunu deneyelim, çok eğlenceli olacak.' derdim. O ise bana bakıp 'Olmaz.' derdi. Eğer bir raket, bir sopa, bir top veya o tarz sportif bir araç gereç almazsak hep aynı tepkiyi verirdi. Ona gidip çok ucuz da olsa bir top aldığımızda ise çok mutlu olurdu, tüm istediği sadece ve sadece buydu."</i><br />
<br />
Bir gün baba John Nash'e Vancouver'dan bir iş teklifi geldi. Orası Regina bölgesinden çok daha iyi hava koşullarına sahipti tabi ki, aile de bu fırsatı geri tepmeyerek hemen bavullarını toplayıp yola koyuldu. Daha sonra oradan da taşınıp Victoria'ya yerleştiler. Çok uzağa gitmemişlerdi bu sefer.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiw3QFXslh0Di74DeL2wswXIFb9YKUXDaZ2Alkg8odOYs-s8qkBwz0jC_ZddQGwGHlvKVTfsOxLNpBlu19vwfO9LXhSbPOU_4PSSK0a2C_CUC8-_Td2LnFD42n09_jkYd1fp3Wv6VCTQFs/s1600/steve_nash_nbaw.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiw3QFXslh0Di74DeL2wswXIFb9YKUXDaZ2Alkg8odOYs-s8qkBwz0jC_ZddQGwGHlvKVTfsOxLNpBlu19vwfO9LXhSbPOU_4PSSK0a2C_CUC8-_Td2LnFD42n09_jkYd1fp3Wv6VCTQFs/s320/steve_nash_nbaw.png" width="320" /></a></div>
<br />
Nash o zamanlar daha 5 yaşındaydı. Ailesi onu futbola yönlendirmişti, oynadı da. Hokeye de merak saldı, uzun yıllar satranç da oynadı. Fakat rakiplerini sürekli yenince küçük Nash o oyunu bırakmaya karar verdi, sırf yendiği bir rakibi ağladığı için. Babası o günü de şöyle anlatıyor: <i>"Steve eve geldiğinde maçı kazanıp kazanmamış olmasını hiç önemsemiyordu. Yenip de ağlattığı rakibi için çok üzülmüştü. O çocuk ağladığından beri hiç satranç oynamadı. Çok duygusaldı. Demek istediğim, bu kadar yarışma hırsına sahip olup da bir o kadar da duygusal davranan birini bulmak pek güç."</i><br />
<br />
Ailesi Nash'in her zaman daha çok çalıştığını, daha çok çalıştığını, daha da çok çalıştığını belirtiyor. Sürekli kendini geliştirmek için antremanlar yaptığını söylüyorlar. Daha küçücük yaşında bu kadar azim, gerçekten çok güzel bir olay. Bir keresinde topu ayağında tam 600 kereden fazla sektirdikten sonra yorgunluktan bitkin düşmüş bir şekilde buluyor küçük Nash'i babası. Başka bir gün ise yüzlerce serbest atış denemesi yaparken görüyor basket sahasında.<br />
<br />
Bir gün Nash arkadaşlarıyla yeni bir oyun oynayıp eve geldiğinde annesine <i>"Ben NBA'de oynamak istiyorum."</i> diyor, annesi ise gülümsüyor ve onu cesaretlendiriyor, arkasında olduğunu söylüyor. Çünkü farkında, eğer isterse Steve, başaracak. <i>"Hiç şüphem yoktu."</i> diyor anne Nash, <i>"Oynasın veya oynayamasın, oynamak için elinden gelen her şeyi yapacağını biliyordum. Çünkü istediği bir şeyi başarmak için her şeyi deniyordu."</i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsxKTl9JbLP-N7cRR9IUNH8wvCZtPQMWMfG6tsps_XS1I6OCtXK8QXUxZ3sTrVvFRHU1JFeOa2d5qfnwiTmrk8jcRm5DNJUouZZrI8jIjwRtUu3_Rh5s7R3ArTcM9rskYAsg-dar-V_5c/s1600/Phoenix-Suns-Steve-Nash-11-VMDFY9XQNQ-800x600.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsxKTl9JbLP-N7cRR9IUNH8wvCZtPQMWMfG6tsps_XS1I6OCtXK8QXUxZ3sTrVvFRHU1JFeOa2d5qfnwiTmrk8jcRm5DNJUouZZrI8jIjwRtUu3_Rh5s7R3ArTcM9rskYAsg-dar-V_5c/s320/Phoenix-Suns-Steve-Nash-11-VMDFY9XQNQ-800x600.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
O zamanlar Kanada'da basketbol ön planda değildi. Üstelik basketbol Kanada'da var olmuş bir spordu ve NBA tarihinin ilk maçı da yine burada, Toronto'da oynanmıştı. Ama o zamana kadar geçen 50 yıllık süreçte, o ilk maçtan sonraki yarım asırda sadece 12 Kanada doğumlu oyuncu NBA'de forma şansı bulabilmişti. Yani Kanada bir basketbol ülkesi değildi aslında, Steve de insanlara profesyonel bir basketbolcu olmak istediğini söylemiyordu bu yüzden. Gülünç duruma düşmek istemiyordu. Kız kardeşi o günler ile ilgili <i>"Bana sürekli NBA'e gideceğini söylüyordu, ben de ne derse ona inanıyordum. Bu konular hakkında konuşmaya başladığında pek bir şey anlamıyordum açıkçası, daha çok küçüktüm. Ama bir süre sonra merak da etmeye başlamıştım. Sports Illustrated dergisinden ve onun NBA ile daha çok ilgilenmesinden sonra ise artık başaramayacağı hiç bir şey olmadığını düşünüyordum."</i><br />
<br />
Yüksekokulda Steve'in futbol takımı eyalet şampiyonu olmuş ve kendisi de bölgenin en değerli oyuncusu ödülünü kazanmıştı. Futbolda ne kadar yetenekli olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Fakat sürekli antremanlara katılınca, sınavları kaçırmaya başladı. Tabi dersleri de kaçırıyordu hep. Notları yavaş yavaş düşmeye başladı ve bu durum ailesini endişelendirdi. Özel bir okula kaydetmeye karar verdiler Steve'i.<br />
<br />
Dönem orasında hemen okuldan alındı ve yeni okuluna geçti Steve, St. Michel Üniversitesi. Ama yıl ortasında nakil olduğu için de basketbol maçlarını oynayamadı o sene. <i>"Basketbol oynamayı, basketbol çalışmayı, ve sürekli antreman yapmayı çok severdim. Ama sene ortasında yeni okula geçtiğim için o dönem hiç basketbol oynayamadım, bu çok çok üzüntü vericiydi, çok zordu."</i> diyor Nash o günler hakkında.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-cNekAgYurpfI5p0TRAZBd249XB3vWwRCdNOb0Pwus67hQkpSPx8sbB1ALAliWIwz6GrsW86i81ohhDwTdBysPKVwNJVTGLNDMxM6y-g57ns7moDSOC8-fkdQ58Zlm1FI82r7OCBRtRY/s1600/SteveNashWallpaper.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="239" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-cNekAgYurpfI5p0TRAZBd249XB3vWwRCdNOb0Pwus67hQkpSPx8sbB1ALAliWIwz6GrsW86i81ohhDwTdBysPKVwNJVTGLNDMxM6y-g57ns7moDSOC8-fkdQ58Zlm1FI82r7OCBRtRY/s320/SteveNashWallpaper.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Tabi basketboldan uzak kalınca derslerine çok sıkı sarılıyor o dönemler. Matematik öğretmeni ve aynı zamanda da okulun basketbol takımı asistan koçu olan Bill Greenwell onla ilgili <i>"Geldiğinde çok eksik yönü vardı. Özellikle matematiği. Ama o hem matematiğini düzeltmekle kalmadı, hem de tüm fen derslerinde kendini geliştirdi."</i> diyor.<br />
<br />
Basketbol oynamaya da başlıyor bir süre sonra tabi ki. Koç Hyde-Lay onun hakkında <i>"Çok yetenekli olmasının da katkısıyla hemen lideri oldu takımın. Hep sorumluluk aldı, son şutlardan hiç bir zaman kaçmadı. Ne kadar zor duruma düşerse düşsün hep daha güçlü çıktı. Gözlerinin içine baktığınızda bile diğerlerinden ne kadar farklı olduğunu anlayabiliyordunuz."</i> diye konuşuyor. Nash o sezonu 21 sayı, 11 asist, 9 ribaund ortalamaları ile tamamlıyor. İnanılmaz.<br />
<br />
Koç Hyde-Lay Nash'in iyi kolejlere gitmesi için her tarafa mektuplar yazıyor, görüntüler yolluyor. Gelen cevaplar ise hep aynı, <i>"Hayır, teşekkürler."</i>. Nash bütün bu reddedildiği mektupları bugün bile bir kutusunda sakladığını söylemekte.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWbbF-lcuAQhsFb91z5-wm4hwy23_RQBAhaEtw9jESFnWr89CVYMi3KApaZqQGeyQ7uqveZXX4feX8WeTrOOeFG6p2jLFm2tyXqoCRN9pbTdZNGjwD-JL55Vi2CH9mEt-2BQmK8qidE-M/s1600/steve_nash_wallpaper_2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWbbF-lcuAQhsFb91z5-wm4hwy23_RQBAhaEtw9jESFnWr89CVYMi3KApaZqQGeyQ7uqveZXX4feX8WeTrOOeFG6p2jLFm2tyXqoCRN9pbTdZNGjwD-JL55Vi2CH9mEt-2BQmK8qidE-M/s320/steve_nash_wallpaper_2.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Bir gün Santa Clara koçu Dick Davey onu izlemek için geliyor. Etrafa da bakınıyor, başka kimse var mı izleyen diye. Çünkü biliyor ne kadar yetenekli bir çocukla karşı karşıya olduğunu. Kaçırmak istemiyor elinden.<i> "Onu görünce başka izleyen var mı diye endişeye kapılmıştım. Bu çocuğun mükemmel olduğunu anlamak için usta olmaya gerek yoktu, her şey çok netti." </i>diyor o koç Steve hakkında.<br />
<br />
Sahadan çıktıklarında ise Davey ona <i>"Gördüğüm en kötü savunmaya sahip oyuncusun."</i> diyor. Nash şaşırıyor tabi ki. <i>"Savunmama neden taktın? Neden kötü bir savunmacıyım?"</i> diyor. Koçun açıklamaları üzerine de <i>"O zaman bunu değiştireceğim"</i> diye ekliyor.<br />
<br />
Koç Nash ile ilgili <i>"Bu üniversitenin Kurt Rambis ile birlikte en yetenekli ve en farklı oyuncusuydu."</i> diyor. Suns forması giymesi dileklerini de iletiyor. Nash'in müthiş bir NBA kariyeri olacağından şüphesi yok o zamanlar koçun. Yanılmamış da pek. Turnuvada Nash 15. sıradan girdikleri play-offta 2. sıradan giren rakipleri Arizona'yı son 30 saniyede attığı 6 serbest atışla yıkıyor. Ama çalışmayı hiç bırakmıyor, geceleri tek başına salona gelip antremanlar yapmaya devam ediyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7lw7QOLLkWiJ_ID3xDZMKSpGt6OuLZwJK_bmyQ0i59GohQUYCWp68SOT_cv2P6h62IL6LqYQ9ipBP5Pfm_jII-FbPWuahEZxVF5oYp3pxCzNDrHKI2-OkHN4ziwIa96Yq6MdL-s8e2M4/s1600/wallpaper_MihirBavishi_nash_1024.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7lw7QOLLkWiJ_ID3xDZMKSpGt6OuLZwJK_bmyQ0i59GohQUYCWp68SOT_cv2P6h62IL6LqYQ9ipBP5Pfm_jII-FbPWuahEZxVF5oYp3pxCzNDrHKI2-OkHN4ziwIa96Yq6MdL-s8e2M4/s320/wallpaper_MihirBavishi_nash_1024.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Yaz kampında Gary Payton ve Jason Kidd'e karşı oynuyor. Efsane guard Payton onla ilgili <i>"Daha önce hiç böyle bir çalışma yapmamış, ama bize karşı yine de iyi oynadı. Çok yetenekli biri. O gerçek bir point guard, çünkü hem topu iyi yönlendiriyor, hem de savunması çok iyi. İlerde iyi yerlere gelecek."</i> diye konuşuyor. O da yanılmıyor.<br />
<br />
Victoria bölgesinde Nash iyice tanınıyor artık. Televizyonlarda boy gösteriyor. Annesi de<i> "Buraların yeni yıldızı olmuştu. Her gün televizyondaydı, bu çok çılgıncaydı."</i> diye hatırlıyor o günleri.<br />
<br />
Draft günü televizyondan izliyorlar şehirdekiler ve evdekiler. Annesi <i>"İlk 1 saatten sonra yayını kesip aptal bir program yayınladılar, sanırım Simpsons'tı. Herkes çılgına dönmüştü. Barlara gitmişlerdi."</i> diyor. Fakat Continental Arena'da bulunan Nash ve yaklaşık 30 kişilik aile ve arkadaşlarından oluşan grup o anı canlı canlı izliyor. David Stern'e bırakıyoruz mikrofonları: <i>"1996 NBA Draftı 15. sıra seçim hakkıyla Phoenix Suns... Steve Nash'i seçiyor!"</i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXCID-vKyzcu-qfgoivx4FWBpW_1D1w20G-_1LL1udeqqOxVxV4VZa78-tN7ck8yebZCpeQcG996HchaX3jVOSjekzIL0nBcRezPu5vGV-sBVzVqXa9HzE720vdgbSRMPntGX2T_PZL8I/s1600/steve_nash.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="297" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXCID-vKyzcu-qfgoivx4FWBpW_1D1w20G-_1LL1udeqqOxVxV4VZa78-tN7ck8yebZCpeQcG996HchaX3jVOSjekzIL0nBcRezPu5vGV-sBVzVqXa9HzE720vdgbSRMPntGX2T_PZL8I/s320/steve_nash.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Böylece bir efsane daha parlamaya başlıyor, NBA kariyerine ilk adımlarını atıyor. NBA'deki kariyerini hepimiz biliyoruz, mükemmel sezonlar, MVP ödülleri, asist krallıkları. Asistin tanımını yazıyor Nash adeta. İnanılmaz saha görüşü ile takımdaki her oyuncuyu 3-4 gömlek yukarı çekiyor. Mesela takım arkadaşı Boris Diaw'ın "En çok gelişme kaydeden oyuncu" olması ve diğer takım arkadaşı Barbosa'nın da "En iyi 6. adam seçilmesi" buna en büyük kanıtlardan.<br />
<br />
Nash artık 38 yaşına girdi. NBA'deki 17. sezonuna hazırlanıyor. Geçen sezonu bile 10 asist ortalaması ile tamamlaması hala ne kadar iyi olduğunun bir göstergesi. Daha 2 sezon kadar oynayabileceğini de belirtiyor. Yüzük almasının zamanı artık geldi. Heat'e takas olursa Wade-Lebron-Bosh üçlüsüyle beraber inanılmaz işler yaparlar. Yuvası sayılabilecek Dallas'a giderse Nowitzki ile beraber etkili olabilirler. Knicks'te Carmelo-Amare ikilisiyle de başarılı olabilirler. Magic'e gidip Howard ile etkili olabilirler. Tek yapmaması gereken bence Suns'ta kalmak ki, yönetim gitmek isterse her türlü kolaylığı sağlayacaklarını söylüyor. Umarım oradan ayrılır, çünkü artık bu normal sezonun sondan ikinci maçında direk rakipleri olan Utah'a mağlup olup play-off'un dışında kaldıklarında üzüldüğüm gibi üzülmek istemiyorum. O sabah maçı izleyebilmek için evden çıkmamıştım sabah, son ana kadar da hep bir ümitle baktım ama olmadı. Tüm hafta boyunca moralim hiç düzelmedi. Nash'i her zaman izlemek istiyorum, izlemediğimiz her saniye büyük kayıp çünkü. Şu mix'i hep çok sevmişimdir:<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/Bo58kGqPZXM?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
Tek gözle oynadığı Spurs maçı, bir insan görme yetisi o derece düşmüşken o maçı nasıl böyle oynar, imkansız:<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/wyMAJcL7CBM?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
Şurdan da bir mix'e ulaşabilirsiniz:<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/ys0a-dYEtB0?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
<br />
O belki sahanın en atletik, en güçlü veya en hızlısı değil; ama en zekisi. En azimlisi. O, izlediğiniz için en şanslı olduğunuz adamlardan biri. Bir o kadar da mükemmel karaktere sahip olan, saha dışında da mükemmel işler yapan oldukça iyi bir karakter. Çok eğlenceli bir insan. Tanışmak istediğiniz insanlar arasında listenin ilk sıralarında bulunması gereken bir oyuncu.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgf2wGw2d4dYDHk8qZqOqFycvFcDqxchdP7R1MBfuj1O80Iz9GiA-WRa3CGOTQF3N0vqq_nRdgDM7fLC4hMwicYObDHax_Oh0I691Am1eBzcHDV8CiCtvIgJplLQKM4z_f6b_juzYDEF88/s1600/nash0508.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="248" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgf2wGw2d4dYDHk8qZqOqFycvFcDqxchdP7R1MBfuj1O80Iz9GiA-WRa3CGOTQF3N0vqq_nRdgDM7fLC4hMwicYObDHax_Oh0I691Am1eBzcHDV8CiCtvIgJplLQKM4z_f6b_juzYDEF88/s320/nash0508.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<i><b>Not: </b></i>Sayfanın üst yan tarafında gördüğünüz anketimize oy vermeyin unutmayın.<br />
<br />
<i><b>Blog yazarına ulaşmak için</b></i>: " <span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><a href="http://twitter.com/#%21/eraykskci" rel="nofollow">http://twitter.com/#!/eraykskci</a> "</span></span><br />
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><br /></span></span><span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show">Gün
içerisinde sorularınızı ve önerilerinizi bu twitter adresinden bana
ulaştırabilirsiniz. NBA ile ilgili paylaşmak istediğiniz fikir ve
yorumlarınızı da ulaştırırsanız (serilerin yorumu gibi), blogda
isminizle yayınlanacaktır. Herkese iyi günler.</span></span>dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-7022535282897863662012-06-16T19:55:00.000+03:002012-06-16T20:03:32.881+03:002012 Yazı Free Agent Piyasası<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvCuAzGjjkemp7pprpvPmapLzKb_e1ISiPf2P8XspId-Sx8s25_H1OmsbinNefM0n4P6i_u9Lo8jv6LQOsiIvVK-kMsUWf5To6yr1aW97eQBQO0pVbLP5Qlm7-Vm_ivQWUhb_4jxDDqlY/s1600/142648617_crop_exact.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="216" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjvCuAzGjjkemp7pprpvPmapLzKb_e1ISiPf2P8XspId-Sx8s25_H1OmsbinNefM0n4P6i_u9Lo8jv6LQOsiIvVK-kMsUWf5To6yr1aW97eQBQO0pVbLP5Qlm7-Vm_ivQWUhb_4jxDDqlY/s320/142648617_crop_exact.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="font-size: x-small;">Deron Williams FA piyasasının en gözde isimlerinden biri durumunda olacak.</span><br />
<br />
Bu sezonun artık sonuna yaklaştık. Geriye en fazla 5 maç kaldı. Eğer 7. maça kalırsa Miami Heat - Oklahoma City Thunder serisi, son maç ayın 26sında oynanacak. 28 Haziran'da da, yani 2 gün sonrasında draft düzenlenecek. 3 gün sonra ise Free Agent sezonu başlamış olacak. Bu sezon FA olacak bir çok oyuncu var, piyasa çok hareketli. Özellikle bazı yıldızlar var ki, onların nerelere gideceği büyük merak konusu. Tabi FA oyuncular dışında normal takaslar da yapılacağından çok hareketli günlere girmiş bulunmaktayız şimdiden. Bu yazıda mevkilerinde ön planda olan ve FA olacak oyunculara göz atacağız biraz. Burda bilmek gereken bir kaç terim de var, hemen onları söyleyeyim:<br />
<br />
<b>Oyuncu Opsiyonu: </b><i>Sözleşmede bu opsiyon yazıyorsa oyuncu kararını tamamen kendi veriyor. Takımında kalmak isterse belirtilen ücretle oynamaya devam ediyor. (Player Option)</i><br />
<br />
<b>Takım Opsiyonu:</b> <i>Sözleşmede bu opsiyon yazıyorsa oyuncunun geleceği takımın kararına bağlı oluyor. Eğer takım oyuncuyu tutmak isterse belirtilen ücretle yeniden anlaşma sağlanıyor. (Team Option)</i><br />
<br />
<b>Sınırlı Free Agent: </b><i>Eğer bir oyuncunun sözleşmesinde bu ibare bulunuyorsa oyuncu serbest kalabiliyor. Ama durum biraz farklı, mesela başka takımlardan gelen teklifleri o an bulunduğu takım karşılayabilirse oyuncu o takımdan ayrılamıyor. Yani takım çok büyük maaş verebilecek bütçeye sahipse oyuncunun takımdan ayrılması mümkün değil. (Restricted Free Agent) (Unrestricted Free Agent ise sınırsız, yani normal free agent tamamen serbest, sözleşmesi bitmiş)</i><br />
<i> </i><br />
<i> </i><b>Early Termination Option:</b> <i>Kısaca ETO, oyuncu kontratını erkenden feshedebilme yetkisine sahip oluyor.</i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpVhk38E6GqW5k3EBJBpqvMwquH4AfuBnlvpnHOs-RowXQhfikSKIH_Sx5BoMp_8zLJa0NZWoZP2NSZwR1j_YGtkohbF9QKJtq7NEUPkmok_Mu6m7lEecf_RQWDsPOGpBR3sSglKufrr4/s1600/stevenash.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="216" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpVhk38E6GqW5k3EBJBpqvMwquH4AfuBnlvpnHOs-RowXQhfikSKIH_Sx5BoMp_8zLJa0NZWoZP2NSZwR1j_YGtkohbF9QKJtq7NEUPkmok_Mu6m7lEecf_RQWDsPOGpBR3sSglKufrr4/s320/stevenash.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="font-size: x-small;">Bu yaz ne yapacağı en çok merak konusu olan oyunculardan biri de Steve Nash.</span><br />
<br />
Şimdi mevki mevki önemli oyunculara göz atalım FA piyasasında:<br />
<br />
<b>Point Guard:</b><br />
<br />
Deron Williams, Brooklyn Nets – $16.4 million – Player Option ($17.8 million)<br />
Steve Nash, Phoenix Suns – $11.7 million – Unrestricted<br />
Aaron Brooks, Phoenix Suns – $2.0 million – Restricted ($3.0 million Qualifying Offer)<br />
Raymond Felton, Portland Trail Blazers – $7.6 million – Unrestricted<br />
Kirk Hinrich, Atlanta Hawks – $8.0 million – Unrestricted<br />
Jason Kidd, Dallas Mavericks – $8.6 million – Unrestricted<br />
Andre Miller, Denver Nuggets – $7.8 million – Unrestricted<br />
Chauncey Billups, L.A. Clippers – $2.0 million – Unrestricted<br />
Jameer Nelson, Orlando Magic – $7.8 million – Player Option ($7.8 million)<br />
D.J. Augustin, Charlotte Bobcats – $3.2 million – Restricted ($4.4 million Qualifying Offer)<br />
Jason Terry, Dallas Mavericks – $10.7 million – Unrestricted<br />
George Hill, Indiana Pacers – $2.1 million – Restricted ($3.1 million Qualifying Offer)<br />
Jordan Farmar, Brooklyn Nets – $4.0 million – Player Option ($4.3 million)<br />
Leandro Barbosa, Indiana Pacers – $7.6 million – Unrestricted<br />
Goran Dragic, Houston Rockets – $2.1 million – Unrestricted<br />
Jerryd Bayless, Toronto Raptors – $3.0 million – Restricted ($4.2 million Qualifying Offer)<br />
Derek Fisher, Oklahoma City Thunder – $3.4 million – Unrestricted<br />
Randy Foye, L.A. Clippers – $4.3 million – Unrestricted<br />
Mo Williams, L.A. Clippers – $8.5 million – Player Option ($8.5 million)<br />
Jonny Flynn, Portland Trail Blazers – $3.4 million – Unrestricted<br />
Keyon Dooling, Boston Celtics – $2.2 million – Unrestricted<br />
Ramon Sessions, L.A. Lakers – $4.3 million – Player Option ($4.6 million)<br />
Jeremy Lin, New York Knicks – $0.8 million – Unrestricted<br />
Baron Davis, New York Knicks – $1.3 million – Unrestricted<br />
Gilbert Arenas, Memphis Grizzlies – $0.4 million – Unrestricted<br />
Delonte West, Dallas Mavericks – $1.1 million – Unrestricted<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhp6zq2sQTZrJu_oOYS3xh62dBuPHgJqOh8_mLqPE27gsDplnWUMNXWCBg1cab_qWJIJ9FWORAWCxjKWLtdnhIpzCuzTLltQxSQXDBhMuKn1v4HD9SkjlecJ4VvxWRJoQDWc24P445M0BY/s1600/ray-allen-heat-clippers.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhp6zq2sQTZrJu_oOYS3xh62dBuPHgJqOh8_mLqPE27gsDplnWUMNXWCBg1cab_qWJIJ9FWORAWCxjKWLtdnhIpzCuzTLltQxSQXDBhMuKn1v4HD9SkjlecJ4VvxWRJoQDWc24P445M0BY/s320/ray-allen-heat-clippers.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="font-size: x-small;">Ray Allen da yazı çok aktif geçirecek oyuncular arasında bulunuyor.</span><br />
<br />
<b>Shooting Guard:</b><br />
<br />
Eric Gordon, New Orleans Hornets – $3.8 million – Restricted ($5.1 million Qualifying Offer)<br />
O.J. Mayo, Memphis Grizzlies – $5.6 million – Restricted ($7.4 million Qualifying Offer)<br />
Ray Allen, Boston Celtics – $10.0 million – Unrestricted<br />
Landry Fields, New York Knicks – $0.8 million – Unrestricted<br />
Carlos Delfino, Milwaukee Bucks – $3.5 million – Unrestricted<br />
Nick Young, L.A. Clippers – $3.7 million – Unrestricted<br />
Jamal Crawford, Portland Trail Blazers – $5.0 million – Player Option ($5.2 million)<br />
Louis Williams, Philadelphia 76ers – $5.2 million – Early Termination Option ($5.4 million)<br />
J.R Smith, New York Knicks – $1.4 million – Player Option ($2.6 million)<br />
Mickael Pietrus, Boston Celtics – $1.2 million – Unrestricted<br />
Courtney Lee, Houston Rockets – $2.2 million – Restricted ($3.2 million Qualifying Offer)<br />
Rudy Fernandez, Denver Nuggets – $2.2 million – Restricted ($3.2 million Qualifying Offer)<br />
DeShawn Stevenson, Brooklyn Nets – $2.5 million – Unrestricted<br />
C.J. Miles, Utah Jazz – $3.7 million – Unrestricted<br />
Shannon Brown, Phoenix Suns – $3.5 million – Unrestricted<br />
Gerald Green, Brooklyn Nets – $0.4 million – Unrestricted<br />
Marco Belinelli, New Orleans Hornets – $3.4 million – Unrestricted<br />
James Anderson, San Antonio Spurs – $1.5 million – Unrestricted<br />
Matt Carroll, Charlotte Bobcats – $3.9 million – Early Termination Option ($3.5 million)<br />
Brandon Rush, Golden State Warriors – $3.0 million – Restricted ($4.1 million Qualifying Offer)<br />
Tracy McGrady, Atlanta Hawks – $1.3 million – Unrestricted<br />
Anthony Parker, Cleveland Cavaliers – $2.3 million – Unrestricted<br />
Michael Redd, Phoenix Suns – $1.3 million – Unrestricted<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7Z3xAnl6NOtfPJJh8bmQM6Jo-WD-lMGJoofH9zA1wlkgrJ3EdnW6jOIBNi7CVWiUpvtIuGgovGk9KiNrwLu2mCSABVJmSoUyXLADnzN1InMW8LOTkr1_XNsrSen9BcVK3YlATBLQOQnQ/s1600/batum.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="181" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7Z3xAnl6NOtfPJJh8bmQM6Jo-WD-lMGJoofH9zA1wlkgrJ3EdnW6jOIBNi7CVWiUpvtIuGgovGk9KiNrwLu2mCSABVJmSoUyXLADnzN1InMW8LOTkr1_XNsrSen9BcVK3YlATBLQOQnQ/s320/batum.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="font-size: x-small;">Nicolas Batum büyük ihtimalle takımında kalacak.</span><br />
<b><br /></b><br />
<b>Small Forward:</b><br />
<br />
Gerald Wallace, Brooklyn Nets – $9.5 million – Unrestricted<br />
Nicolas Batum, Portland Trail Blazers – $2.2 million – Restricted ($3.2 million Qualifying Offer)<br />
Jeff Green, Boston Celtics – $4.5 million – Restricted ($7.2 million Qualifying Offer)<br />
Grant Hill, Phoenix Suns – $6.5 million – Unrestricted<br />
Matt Barnes, L.A. Lakers – $1.9 million – Unrestricted<br />
Andres Nocioni, Philadelphia 76ers – $6.7 million – Unrestricted<br />
Anthony Tolliver, Minnesota Timberwolves – $2.1 million – Unrestricted<br />
Donte’ Greene, Sacramento Kings – $2.0 million – Restricted ($3.0 million Qualifying Offer)<br />
Dahntay Jones, Indiana Pacers – $2.7 million – Player Option ($2.9 million)<br />
DaJuan Summers, New Orleans Hornets – $0.8 million – Unrestricted<br />
Steve Novak, New York Knicks – $1.0 million – Unrestricted<br />
Rasual Butler, Toronto Raptors – $1.2 million – Unrestricted<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcmzbc-n52iXOVyIh9bbwu2e2gad2z1teVn85CV3Y7kbStdoCq5PtWRgd4bZvv7nLVmpbrPo8OzBZD2tUF4MfMUetsvI5W4LFp8FZR2mxCgdXsUwSRJrPjd9EXj6DfQpmhZ5jy3i7kioM/s1600/KGDuncan.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="234" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcmzbc-n52iXOVyIh9bbwu2e2gad2z1teVn85CV3Y7kbStdoCq5PtWRgd4bZvv7nLVmpbrPo8OzBZD2tUF4MfMUetsvI5W4LFp8FZR2mxCgdXsUwSRJrPjd9EXj6DfQpmhZ5jy3i7kioM/s320/KGDuncan.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="font-size: x-small;">İki NBA efsanesi, Kevin Garnett ve Tim Duncan'ın takımlarıyla tekrar anlaşması beklenmekte.</span><br />
<b><br /></b><br />
<b>Power Forward:</b><br />
<br />
Kevin Garnett, Boston Celtics – $21.2 million – Unrestricted<br />
Tim Duncan, San Antonio Spurs – $21.2 million – Unrestricted<br />
Michael Beasley, Minnesota Timberwolves – $6.3 million – Restricted ($8.2 million Qualifying Offer)<br />
Brandon Bass, Boston Celtics – $4.3 million – Player Option ($4.3 million)<br />
Kris Humphries, Brooklyn Nets – $8.0 million – Unrestricted<br />
Kenyon Martin, L.A. Clippers – $2.5 million – Unrestricted<br />
Carl Landry, New Orleans Hornets – $8.5 million – Unrestricted<br />
J.J. Hickson, Portland Trail Blazers – $2.4 million – Restricted ($3.4 million Qualifying Offer)<br />
Elton Brand, Philadelphia 76ers – $17.1 million – Early Termination Option ($18.2 million)<br />
Antawn Jamison, Cleveland Cavaliers – $15.1 million – Unrestricted<br />
Ryan Anderson, Orlando Magic – $2.2 million – Restricted ($3.2 million Qualifying Offer)<br />
Anthony Randolph, Minnesota Timberwolves – $2.9 million – Restricted ($4.0 million Qualifying Offer)<br />
Ronny Turiaf, Miami Heat – $4.4 million – Unrestricted<br />
Boris Diaw, San Antonio Spurs – $9.0 million – Unrestricted<br />
Ersan Ilyasova, Milwaukee Bucks – $2.5 million – Unrestricted<br />
Darrell Arthur, Memphis Grizzlies – $2.0 million – Restricted ($3.0 million Qualifying Offer)<br />
Louis Amundson, Indiana Pacers – $2.4 million – Unrestricted<br />
Jason Maxiell, Detroit Pistons – $5.0 million – Player Option ($5.0 million)<br />
Jordan Hill, L.A. Lakers – $2.9 million – Unrestricted<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-9hoDMeRnKyhA6fH1EP1kv29m6K9M3dTvjTqOJvSwJNE8oLuddDbviPW1dj-jcmfZvCcVNEnXmP9pCtqLU2k02iRUDn8VITxNAoRii4hIsr1-GsU_C8oBa-FB08wM9Pr5RN_EUW5hhDI/s1600/roy-hibbert-sad.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="192" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-9hoDMeRnKyhA6fH1EP1kv29m6K9M3dTvjTqOJvSwJNE8oLuddDbviPW1dj-jcmfZvCcVNEnXmP9pCtqLU2k02iRUDn8VITxNAoRii4hIsr1-GsU_C8oBa-FB08wM9Pr5RN_EUW5hhDI/s320/roy-hibbert-sad.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="font-size: x-small;">Roy Hibbert da piyasının gözde isimlerinden. Celtics'in yolunu tutması ihtimali kulislerde konuşuluyor.</span><br />
<br />
<b>Center:</b><br />
<br />
Roy Hibbert, Indiana Pacers – $2.6 million – Restricted ($3.7 million Qualifying Offer)<br />
Brook Lopez, Brooklyn Nets – $3.1 million – Restricted ($4.2 million Qualifying Offer)<br />
Chris Kaman, New Orleans Hornets – $12.7 million – Unrestricted<br />
JaVale McGee, Denver Nuggets – $2.5 million – Restricted ($3.5 million Qualifying Offer)<br />
Marcus Camby, Houston Rockets – $12.9 million – Unrestricted<br />
Spencer Hawes, Philadelphia 76ers – $4.1 million – Unrestricted<br />
Kwame Brown, Milwaukee Bucks – $6.8 million – Unrestricted<br />
Robin Lopez, Phoenix Suns – $2.8 million – Restricted ($4.0 million Qualifying Offer)<br />
Jermaine O’Neal, Boston Celtics – $6.2 million – Unrestricted<br />
Nazr Mohammed, Oklahoma City Thunder – $3.8 million – Unrestricted<br />
Omer Asik, Chicago Bulls – $1.9 million – Unrestricted<br />
Semih Erden, Cleveland Cavaliers – $0.8 million – Unrestricted<br />
Ben Wallace, Detroit Pistons – $2.2 million – Unrestricted<br />
Mehmet Okur, Portland Trail Blazers – $10.9 million – Unrestricted<br />
Greg Oden, Portland Trail Blazers – $1.5 million – Unrestricted<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi35mQcQw0BgH5G-ajgejfdumYMCCHqmFg1ELM5dCrS5lvdon3Nrok7Gb-NhqBbpFXCVyDhLMbBM3heee-ER8Ue1dJaUfayK0fnBrMwnWpRizNTxyuz6zTboIHBa0-YDPzPInBfHCT9ugQ/s1600/Michael-Beasley.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="217" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi35mQcQw0BgH5G-ajgejfdumYMCCHqmFg1ELM5dCrS5lvdon3Nrok7Gb-NhqBbpFXCVyDhLMbBM3heee-ER8Ue1dJaUfayK0fnBrMwnWpRizNTxyuz6zTboIHBa0-YDPzPInBfHCT9ugQ/s320/Michael-Beasley.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="font-size: x-small;">Michael Beasley'nin talipleri de oldukça fazla.</span><br />
<br />
<br />
<i>Bunlar dışında da oyuncular var ama pek göz önünde olacaklarını söyleyemem. Çoğu seçilmeyecek belki de o isimlerin tekrardan. Genel olarak ön planda olan oyuncular bunlar. Biraz da bazılarıyla ilgili dedikodulara göz atmayı planlıyorum başka bir yazıda. Kısaca göz atacak olursak ama;</i><br />
<br />
*** Steve Nash'in Miami Heat yolunu tutması çok muhtemel bir senaryo. Eğer olursa seneye şampiyonluğun en ama en büyük adayı Heat olacak. Nash-Wade-Lebron-Bosh-X. 4 kişi bile çıkmaları yeterli olabilir sahaya. Bir diğer dedikodu da Dallas'ın yolunu tutup Nowitzki ile beraber oynaması durumu. Üçüncü senaryo ise kendi takımında kalması, bence ilk iki senaryodan birinin olması gerek çünkü Nash'in yüzüksüz ayrılması üzücü olur. Orlando Magic ve New York Knicks de ihtimaller dahilinde.<br />
<br />
*** Tim Duncan hakkında tek senaryo var, o da Spurs ile devam etmesi. Onun dışında herhangi bir şey çok çok büyük sürpriz olur.<br />
<br />
*** Michael Beasley'e de 3 takım talip; Golden State Warriors, Milwaukee Bucks, Sacramento Kings.<br />
<br />
*** Ray Allen'a Los Angeles Clippers ve Chicago Bulls talip, ama Clippers'a çok daha yakın.<br />
<br />
Şimdilik tüm dedikodulardan bahsetmiyorum ve diğer yazıya saklıyorum. Hem biraz daha net bilgiler elde etmiş olurum ve daha sağlıklı fikirler yürütülebilir böylece.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2gYjfreh5UaPJXsaihheu7aY7VbhB_IK90s6OrSdC22pWG9a_tXKXCFts0hQIYH5lbjMTn1nHOpSPqsxiYYOaKHmw98xVDLX-UBvpRDav8ugs21IKrr_hk5MV1GM5nAY7MY93v-tXDYo/s1600/jeremy.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="216" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh2gYjfreh5UaPJXsaihheu7aY7VbhB_IK90s6OrSdC22pWG9a_tXKXCFts0hQIYH5lbjMTn1nHOpSPqsxiYYOaKHmw98xVDLX-UBvpRDav8ugs21IKrr_hk5MV1GM5nAY7MY93v-tXDYo/s320/jeremy.jpg" width="320" /></a></div>
<span style="font-size: x-small;">Jeremy Lin'in de nasıl bir yaz sezonu geçireceği, hangi takımın formasını giyeceği merak konusu.</span><br />
<br />
<i><b>Not: </b></i>Sayfanın üst yan tarafında gördüğünüz anketimize oy vermeyin unutmayın.<br />
<br />
<i><b>Blog yazarına ulaşmak için</b></i>: " <span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><a href="http://twitter.com/#%21/eraykskci" rel="nofollow">http://twitter.com/#!/eraykskci</a> "</span></span><br />
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><br /></span></span><span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show">Gün
içerisinde sorularınızı ve önerilerinizi bu twitter adresinden bana
ulaştırabilirsiniz. NBA ile ilgili paylaşmak istediğiniz fikir ve
yorumlarınızı da ulaştırırsanız (serilerin yorumu gibi), blogda
isminizle yayınlanacaktır. Herkese iyi günler.</span></span>dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-28740120339567892892012-06-16T16:43:00.001+03:002012-06-16T16:51:53.552+03:00Dream Team Belgeseli<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjB0-0VJRFROTG_ZDXYB-RNE4QY04rKCZcieCQOBb2f6ngJdlEfIJpREN4EYGwbB0IEqHVkP0Mre3r6AsFmNDhgDzvLdUDv2PqKtJo5oB3EJwbiQkg2ZzIxER6PXS5yCGF6R1JT-2ALWRk/s1600/0813-wires-jordan_full_600.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjB0-0VJRFROTG_ZDXYB-RNE4QY04rKCZcieCQOBb2f6ngJdlEfIJpREN4EYGwbB0IEqHVkP0Mre3r6AsFmNDhgDzvLdUDv2PqKtJo5oB3EJwbiQkg2ZzIxER6PXS5yCGF6R1JT-2ALWRk/s320/0813-wires-jordan_full_600.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
NBA geçtiğimiz günlerde, yani 3 gün önce Dream Team'in 20. yılı nedeni ile bir belgesel yayınladı. Belgesel 69 dakika sürüyor. Kesinlikle izlenmesi, izletilmesi gerek. Yabancı dil gerek biraz ama, izlemeniz bile yeterli olacaktır. Çünkü daha önce hiç ortaya çıkmamış görüntüler var. İzlemek isteyenler <a href="http://www.demonoid.me/files/?query=the+dream+team" rel="nofollow" target="_blank">buraya tıklayıp indirebilir.</a><br />
<br />
Dream Team'i basketbolla ilgilenen hemen hemen çoğu kişi bilir. Efsane bir kadroydu dememe gerek bile yok, hemen şöyle bir yazayım hatta kimler var diye: Pek tabi ki <i>Michael Jordan (Bulls), Scottie Pippen (Bulls), John Stockton (Jazz), Karl Malone (Jazz), Larry Bird (Celtics), Patrick Ewing (Knicks), Magic Johnson (Lakers), David Robinson (Spurs), Charles Barkley (Sixers), Chris Mullin (Warriors).</i> Bunlar seçilen ilk 10 isim olmuşlardı. Daha sonra bu isimlere 2 yeni oyuncu daha eklendi, biri <i>Clyde Drexler (Blazers)</i> oldu, ki kendisi Pistons'tan Isiah Thomas ile yarışmıştı girmek için ve seçildi, diğeri de <i>Duke Üniversite'sinden Christian Laettnerr.</i> Laettnerr Shaq ile yarışmıştı bir nevi ve onun önünde seçildi takıma. Profesyonel tecrübes olmayan tek oyuncusuydu takımın.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmz-q0ji2fF8_tRf033AZM_nu5ILRxgyko-O65bUe2CKucTkgFfb-KbeAF2Nx8qEGnIHTLLhPSGYhf1epWZBZ4XYcY_lUAx7PbW-pEa0vpdCt44eB5I-L71XcbSaQ56LLiLM18mdsgUA8/s1600/dreamteam199203.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmz-q0ji2fF8_tRf033AZM_nu5ILRxgyko-O65bUe2CKucTkgFfb-KbeAF2Nx8qEGnIHTLLhPSGYhf1epWZBZ4XYcY_lUAx7PbW-pEa0vpdCt44eB5I-L71XcbSaQ56LLiLM18mdsgUA8/s320/dreamteam199203.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Takım hakkında çok çok ünlü olan bir efsane vardı, ki bunun doğru olduğunu biliyoruz. O olayı da şöyle anlatayım: Takım tek bir mağlubiyet almıştı. O mağlubiyet de bir kolej takımına karşıydı. İnanması gerçekten zor aslında. Tüm dünyayı dize getiren bir efsane kadronun kolej takımına yenilmesi, olacak iş değil. Belgeselde de bu yenilginin görüntüleri var, başka yerde bulamazsınız. O mağlubiyetten sonraki gün yine aynı takımla oynayıp yerle bir etmişler, tek bir sayı bile yemeden kazanmışlar o da ayrı tabi ki. Bir kaç söze bakalım hatta o günlerle ilgili:<br />
<br />
<b>Chris Webber (Kolej takımından)</b> : <i>Havaalanından Larry Bird ile beraber döndüm. Çok çok büyük bir gururdu. Çok iyi bir adamdı, bol bol muhabbet ettik. Sonra arabadan indik, bavullarımı alırken Larry bana döndü ve "İyi uyu, yarın kıçına tekmeyi basacağım ve bütün hafta bunu unutamayacaksın." dedi.</i><br />
<b><br /></b><br />
<b>Allan Houston (Kolej takımından)</b> : <i>Salona geldiğimizde, yine bu balkon vardı, içeri girmedik ve yukardan izledik. Endişeliydik. Aşağı baktık, Barkley smaç basıyordu. Jordan topu çalıyor ve inanılmaz hareketler yapıyordu. Durduk ve "Bunları antremanda bile mi yapıyorlar?" dedik.</i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEipeVBnPG888lsn42nvPifAfPQvMoL8dfyK9slFbSyfnSEBgi-7-aa_Qov53cRYnhhfGLc2VHuKczxO6a7SmzwnvwhqVJptkZ4AdSlBRfHxS6Zu6vDnQzyQ2-6ZeJwiYTUTo6fTxhMXHxw/s1600/628x471.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="231" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEipeVBnPG888lsn42nvPifAfPQvMoL8dfyK9slFbSyfnSEBgi-7-aa_Qov53cRYnhhfGLc2VHuKczxO6a7SmzwnvwhqVJptkZ4AdSlBRfHxS6Zu6vDnQzyQ2-6ZeJwiYTUTo6fTxhMXHxw/s320/628x471.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Ayın 24'ünde, Haziran ayı, kolej takımı ile Dream Team karşı karşıyaydı ilk antreman maçında. Tarihe de geçti o maç, devam sözlere:<br />
<br />
<b>Allan Houston</b> : <i>Çok alışık olmadıkları bir oyun stilinde oynadık. Kaybedecek hiç bir şeyimiz yoktu ve bunu da gösterdik. Penny bir kaç smaç bastı, ben ise isabetler buldum. Herkes mükemmeldi. </i><br />
<b><br /></b><br />
<b>Penny Hardaway (Kolej takımından)</b> : <i>Onlar "Bu oyuncuları biraz ısınalım diye gönderdiler.Fazla bir şey yapmamıza bile gerek yok kazanmak için, birazdan maçı alacağız ve bir kaç fotoğraf imzalayıp eve döneceğiz." diye düşünüyorlardı. Ama ne kadar yetenekli olduğumuzun farkında değillerdi.</i><br />
<br />
<b>Charles Barkley: </b><i>Onları ilk gördüğümzde açıkçası bebekler gibiydiler. Kendi kendimize "Bu çocukları fazla üzmeyelim." dedik. Ama onlar sanki bir serinin 7. maçıymış gibi oynadılar. Kendimize gelemeden de kazanmışlardı zaten."</i><br />
<b><br /></b><br />
<b>Allan Houston:</b> <i>Maç bitmişti ve biz kazanmıştık. Bu olamazdı, kimse bir kaç dakika boyunca bir şey söylemedi.</i><br />
<br />
<b>Allan Houston:</b> <i>Larry Bird otelde bize "Yarın yeni bir gün olacak merak etmeyin." dedi. Biz de derin düşüncelere daldık. Ve yarın olduğunda, gerçekten yeni bir gün oldu.</i> (Gülüyor)<br />
<br />
<b>Charles Barkley:</b> <i>Onlara küçük bir mesaj verdik.</i><br />
<br />
<b>Chris Webber:</b> <i>Tek bir sayı atamadık, foul çizgisinden bile. Bu çok kötü. Biz onları uyandırdık, onlar da bize ne olduğumuzu hatırlattı.</i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1Vi7BgSuy8dXQyGQ4CH_bbn2jMbF96Oh7UR9gZFpnAJq06XX_3vOk4pHwP8dd_NqB1fN1l3nm-J_-Z48tIq9vvIuaqflzrI82dUA95R2ygu8RJqib2WqhFs8xiobPEk7BoDOqHt6KWYc/s1600/salem-t-shirt-usa-dream-team-1992-gray-03.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh1Vi7BgSuy8dXQyGQ4CH_bbn2jMbF96Oh7UR9gZFpnAJq06XX_3vOk4pHwP8dd_NqB1fN1l3nm-J_-Z48tIq9vvIuaqflzrI82dUA95R2ygu8RJqib2WqhFs8xiobPEk7BoDOqHt6KWYc/s320/salem-t-shirt-usa-dream-team-1992-gray-03.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Böyle bir iki maçlık serüvendi. Gerçekten eğlenceli bir anı olduğu kesin iki taraf için de. Dream Team gerçekten çok büyük bir takımdı, çok büyük. Karşı takımlar bırakın maçı kazanmayı, hatta maçı oynamayı bile geçtim, fotoğraf çekmeye çalışıyorlardı. Hemen bir kaç söze daha göz atalım:<br />
<br />
<b>Nathaniel Butler (NBA fotoğrafçısı)</b> : <i>Kenarda oturuyorduk. Magic arkasındaki oyuncuya sırtını dönmüş potaya yükleniyordu, ve arkadaki oyuncu da kendi bench'ine "Şimdii! Şimdii!" diye bağırıyordu, benchteki oyuncu ise elinde kamerayla fotoğrafını alıyordu hemen o anın.</i><br />
<br />
<b>Hubbard:</b> <i>Bir keresinde Venezuela'ya karşı oynadıklarında Magic'i savunan oyuncu maç boyunca "Hey, ayakkabılarını istiyorum, ayakkabılarını istiyorum adamım!" diye konuşuyordu. Magic de "Ayakkabılara ihtiyacım var." demişti.</i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiI3xtXTqSjKZmaF7H5FqnT3x1OA2zazQr32MK_RNUjp6tZfZoCHzb481yhvRG3OmQNu0FhjPcm_ufRO-wT7MVrkRMp1K9HM0iEP4H4F1iuNdr4Aie5q2TzhFvdk44jZuO06gTUB-lKGi4/s1600/1992_dream_team.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="307" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiI3xtXTqSjKZmaF7H5FqnT3x1OA2zazQr32MK_RNUjp6tZfZoCHzb481yhvRG3OmQNu0FhjPcm_ufRO-wT7MVrkRMp1K9HM0iEP4H4F1iuNdr4Aie5q2TzhFvdk44jZuO06gTUB-lKGi4/s320/1992_dream_team.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Takım Amerika'daki turnuvada sırasıyla Küba (79 farkla), Kanada (44 farkla), Panama (60 farkla), Arjantin (41 farkla), Porto Riko (38 farkla), ve Venezuela'yı (47 farkla) devirerek şampiyon oldu.<br />
<br />
Olimpiyatlarda ise durum hala aynıydı. Sırasıyla Angola (68 farkla), Hırvatistan (33 farkla), Almanya (43 farkla), Brezilya (44 farkla), İspanya (41 farkla), Porto Riko (38 farkla), Litvanya (51 farkla) ve Hırvatistan'ı (32 farkla) devirdiler.<br />
<br />
Olimpiyatlarda tüm 8 maça da başlayan tek oyuncu vardı takımda, tahmini zor değil. Michael Jordan. Turnuvayı da 43.75 fark ortalaması ile kapatmışlardı diye de ekleyeyim.<br />
<br />
Belgesele geri dönecek olursak, mutlaka izleyin, tekrar söylüyorum. 1 1 buçuk saatinizi ayırıp göz atın, bir basketbolsever olarak oldukça hoşunuza gidecektir. Yukarıdaki röportajların orjinal hallerine ve çok çok daha fazlasına da <a href="http://www.gq.com/sports/profiles/201207/dream-team-20th-anniversary-1992-olympics-usa-basketball?currentPage=1" rel="nofollow" target="_blank">aha da buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.</a> Belgeselde neler var diye kısaca göz atarsak genel olarak;<br />
<br />
*** Tüm takımla birebir röportajlar,<br />
<br />
*** Bahsettiğim gibi takımın tek mağlubiyetinden görüntüler ve ayrıntılar,<br />
<br />
*** Takımın nasıl oluşturulduğuyla ilgili detaylar,<br />
<br />
*** Takım hakkında diğer oyuncular, koçlar ve görevlilerle yapılan röportajlar.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVMCRx5ITuUscQSM76w0o4GalzmMcPNUQBYDJbeJlCNE2zHIevLxssseu6QzDIAhjaFI-xZ23DhqxwP5VY95C7zzxMzCwBgyX1p3U7AJwCdUrdx3tfLDo2j1zDzezCHzFveRmNoX-qSjE/s1600/dream-team-628.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="221" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjVMCRx5ITuUscQSM76w0o4GalzmMcPNUQBYDJbeJlCNE2zHIevLxssseu6QzDIAhjaFI-xZ23DhqxwP5VY95C7zzxMzCwBgyX1p3U7AJwCdUrdx3tfLDo2j1zDzezCHzFveRmNoX-qSjE/s320/dream-team-628.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<i><b>Not: </b></i>Sayfanın üst yan tarafında gördüğünüz anketimize oy vermeyin unutmayın.<br />
<br />
<i><b>Blog yazarına ulaşmak için</b></i>: " <span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><a href="http://twitter.com/#%21/eraykskci" rel="nofollow">http://twitter.com/#!/eraykskci</a> "</span></span><br />
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><br /></span></span><span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show">Gün
içerisinde sorularınızı ve önerilerinizi bu twitter adresinden bana
ulaştırabilirsiniz. NBA ile ilgili paylaşmak istediğiniz fikir ve
yorumlarınızı da ulaştırırsanız (serilerin yorumu gibi), blogda
isminizle yayınlanacaktır. Herkese iyi günler.</span></span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsqOoZwET1DP2xVqX-RUZxa2nDtVcOSzn9AdSwAlQi7n9CPS_0K4NQj20BI9N97abEfGNFjPdgm3IXx_eL7TY0W10-4jax7PvJ8BmdsP0kAUsaM0p_lMSgEN1TPUPpgJv7AxNnHoJHV_M/s1600/231063_crop_exact.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="216" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsqOoZwET1DP2xVqX-RUZxa2nDtVcOSzn9AdSwAlQi7n9CPS_0K4NQj20BI9N97abEfGNFjPdgm3IXx_eL7TY0W10-4jax7PvJ8BmdsP0kAUsaM0p_lMSgEN1TPUPpgJv7AxNnHoJHV_M/s320/231063_crop_exact.jpg" width="320" /></a></div>
<br />dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-38275639563859673322012-06-11T19:48:00.001+03:002012-06-11T19:48:16.429+03:00Bir Michael Jordan Klasiği: Flu Game<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGjHqeuya8Xktn0Iyqtw80NGbD4Rp3IWdkCy74ihhBtc-EZ_OyT2xWTZhEoUgV2Lzlk4a68UnXB2_qIqu0RBCGkXcUBrg50MOYBAzeWCWHkMUjcHUIIoJYaqakD8KqDsSGRNx2fx-V_Fk/s1600/$%28KGrHqF,%21o0E9cvI8dQQBPdm%28iRtyw%7E%7E60_3.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiGjHqeuya8Xktn0Iyqtw80NGbD4Rp3IWdkCy74ihhBtc-EZ_OyT2xWTZhEoUgV2Lzlk4a68UnXB2_qIqu0RBCGkXcUBrg50MOYBAzeWCWHkMUjcHUIIoJYaqakD8KqDsSGRNx2fx-V_Fk/s320/$%28KGrHqF,%21o0E9cvI8dQQBPdm%28iRtyw%7E%7E60_3.JPG" width="320" /></a></div>
<br />
1997 NBA Finalleri. Beşinci maç. 11 Haziran. Yani tam 15 yıl önce bugün. Utah Jazz vs Chicago Bulls. Bulls ilk iki maçı evinde almış, sonraki 2 maçı evinde Utah kazanmış. 2-3-2 formatı olduğundan 5. maç da Utah'ta. Heyecan dorukta. Neler olacağını herkes merak ediyor.<br />
<br />
Maçın oynanacağı günün sabahındayız. Hatta daha sabah bile olmamış, gece yarısı denilebilir. Jordan birden uyanıyor; midesi bulanıyor. Terler içinde kalmış. Öleceğini bile düşünüyor. Sonraları o geceyi kendi ağzıyla şöyle anlatıyordu: <i>"Çok korkmuştum, çok. Bana neler olduğunu anlayamıyordum." </i>Önce kabus olduğunu düşünüyor, sonraysa öyle olmadığını ve çok hasta olduğunu görüyor. <i>"Felç olduğumu bile düşünmüştüm."</i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_XFMNbwuZKX9km7GOe80GiK5lWjquvmvt0C0ZRgCZL5t7Ad1GeU7cE2boPbzNA99R9G-WcfIEWz7YAGZOtpppTbLVTOTklkVDkXeAR1tZOlPk7IMKQxGPOYMZb4OjbtritNcJx9rivHg/s1600/WUl6clljZ2ZPSDQx_o.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_XFMNbwuZKX9km7GOe80GiK5lWjquvmvt0C0ZRgCZL5t7Ad1GeU7cE2boPbzNA99R9G-WcfIEWz7YAGZOtpppTbLVTOTklkVDkXeAR1tZOlPk7IMKQxGPOYMZb4OjbtritNcJx9rivHg/s320/WUl6clljZ2ZPSDQx_o.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Yataktan kalkıyor bir an, tek başına, Utah'ta bir otel odasında o an. Başı dönüyor. Midesi hala felaket durumda. Birinin yiyeceğine uyuşturucu koyduğunu düşünüyor bir an. Sonra da maç aklına geliyor, seri 2-2'ye gelmiş, 5. maç Utah'ta. Ve Jordan bu halde.<br />
<br />
Hemen Bulls'un sağlık ekibinden birilerini çağırıyor, çok hızlı bir şekilde geliyor odaya görevli. Ve tanı olarak yemekten zehirlendiğini veya bir mide virüsü kaptığını söylüyorlar. <i>"5. maçta oynaman imkansız, hiç ihtimal yok."</i><br />
<br />
Jordan idmanları kaçırıyor. Maç günü de katılamıyor. Ama onun adı Jordan, Michael Jordan. O NBA demek, NBA Jordan demek. Kayıtsız kalamaz. Maçtan üç saat önce, sadece üç saat önce odasından çıkıyor. Delta Center'a doğru gidiyor, maçın oynanacağı sahaya.<br />
<br />
1buçuk saat sonra Jordan sahaya varıyor. Kapıdan giriyor, Scottie Pippen görüyor onu bu anda.<i> "Çok kötü görünüyordu, o şekilde oynamasının imkanı yoktu. Onu daha önce hiç öyle görmemiştim, çok kötüydü. Demek istediğim; gerçekten çok kötüydü."</i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjIi_Jef7opLrqKl2W7OkeaaiP2nivt9QDpFHkZMG2BXSA23bnij8ptQgr_sB4N1FBMuckyzr5jQX58I_3msnyNKtJnceJaCQ0dE-scGdLcTIxORQgOjP4Vi-ewuZbbTTgZSuOfymt3O54/s1600/72477186_display_image.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="210" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjIi_Jef7opLrqKl2W7OkeaaiP2nivt9QDpFHkZMG2BXSA23bnij8ptQgr_sB4N1FBMuckyzr5jQX58I_3msnyNKtJnceJaCQ0dE-scGdLcTIxORQgOjP4Vi-ewuZbbTTgZSuOfymt3O54/s320/72477186_display_image.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Jordan soyunma odasına gidiyor, gözlerini kapatıyor. Maçı düşünüyor, koştuğunu, şut attığını, ribaund aldığını, turnikeye girdiğini. Sonra yavaşça formasını giriyor, odadan çıkıyor, parkeye geliyor. Çok kötü görünüyor Pippen'ın dediği gibi. Phil Jackson'ın yanına gidiyor: <i>"Oynayabilirim. Maç içerisinde çok kötü hissedersem söyleyeceğim."</i><br />
<br />
38 derece ateşiniz olduğunu düşünün. Yataktan kalkamazdınız. Hadi kalktınız, mutfağa gidersiniz en fazla. Hadi dışarı çıkın, gezin dolaşın gelin. Hadi biraz daha ileri gidip 5 10 dakika koşun edin. İyice kötü olursunuz, zaten yapamazsınız bile bunları. Ama bu adam, hani şu Michael Jordan denilen adam, hani şu bu oyunun kralı olan adam, hani tarihin en iyi basketbolcusu denilen adam, maça çıkıyor. NBA Finali maçına, yenilse 3-2 geri düşeceği bir maça, hem de deplasmanda, Utah'ta. O ateşle böyle bir maça çıkıyor. Hayal ederken benim başım ağrıyor, benim midem bulanıyor. Ben halsizleşiyorum.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmbzRgMTm5OYMWqIcAo1if-NoQN_l2tfQrOwtGXcsmA8VzqVL___vcEPM4asWn2YSM4_Bg-y6lEfcJTADWltLUvwFA3hBu41XMfPPAg6Uy1WqII0RXTA7TAokhCmx4tW1jfbLCXfUV8UI/s1600/michael-jordan-flu-game.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="296" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmbzRgMTm5OYMWqIcAo1if-NoQN_l2tfQrOwtGXcsmA8VzqVL___vcEPM4asWn2YSM4_Bg-y6lEfcJTADWltLUvwFA3hBu41XMfPPAg6Uy1WqII0RXTA7TAokhCmx4tW1jfbLCXfUV8UI/s320/michael-jordan-flu-game.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Maç başlıyor. İlk çeyrek. Jordan etkili olamıyor, varlık gösteremiyor. Koşamıyor bile yeterince. Kenara alınıyor, iyice bitkin düşmüş. Gözlerini kapatıyor. Ne düşünüyor o an bilemiyoruz. Mola alınıyor. Moladan sonra ayağa kalkarken bile çok zorlanıyor, gerçekten bitmiş bir durumda. Luc Longley, Bulls pivotu, o anı böyle anlatıyor: <i>"Ayağa bile kalkamıyordu, doğrulamıyordu."</i><br />
<br />
İkinci çeyrek, fark 16. Utah lehine tabi ki. Bir anda Jordan'a bir şeyler oluyor. Adeta boyut değiştiriyor. Başka bir aleme geçiyor. Koşmaya başlıyor, zıplıyor, şut kullanıyor. İsabet buluyor. Jordan göğe doğru yükseliyor belki de o an. İzleyenler şokta. Tam 17 sayı bırakıyor Utah potasına o çeyrek. Fark da 4e iniyor. Yeniden doğuyor. Devre arasında ise şunları söylüyor: <i>"Bu tamamen istek ile ilgili. Ayakta kalmak için, güçlü kalmak için gereken enerjiyi buldum."</i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_FqTgoOVDZWN6-pX4kWkhsfqnruCv9blBiTd2PLHeoC0WLwkiFO8C7UoOPThxT2652aqP0Jz2NPsYQBaQ3DeMLH_xYGSLS5ZRBWB8wDiK97XIHR5CybAA-jWwfv2eboyR4ECD8fKgIpk/s1600/359225591_41afa0dff8.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="234" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_FqTgoOVDZWN6-pX4kWkhsfqnruCv9blBiTd2PLHeoC0WLwkiFO8C7UoOPThxT2652aqP0Jz2NPsYQBaQ3DeMLH_xYGSLS5ZRBWB8wDiK97XIHR5CybAA-jWwfv2eboyR4ECD8fKgIpk/s320/359225591_41afa0dff8.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Üçüncü çeyrek Jordan yine bitkin düşüyor, halsiz kalıyor. Koşamıyor. Fark tekrar açılıyor. Dördüncü çeyreğe girilmek üzereyken herkes artık Jordan'ın tamamen tükendiğini düşünüyor. Jordan da o anları <i>"Üçüncü çeyrekte o yakaladığım rüzgarı kaybettiğimi düşündüm, tekrar iyi oynayamıyordum. Dördüncü periyotta neler yapabileceğimi düşünmeye başlamıştım, sadece biraz daha dayanmak zorundaydım. Son bir enerjiye ihtiyacım vardı."</i><br />
<i><br /></i><br />
Başlıyor dördüncü çeyrek, fark 8. Jordan'a tekrar bir şeyler oluyor, coşuyor. 10-0lık seri yakalıyor Bulls, bitime 5 dakika kala da 2 farkla öne geçiyor. 7 sayı Jordan'dan geliyor o arada. Toplamda da 33e ulaşıyor, skor 79-77. Bitime 3 dakika kala Stockton üçlük bulup Utah'ı 3 farkla öne taşıyor; fakat Jordan hızla gelip ikiliği buluyor, fark yine 1.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiptMhRacwIGm6uAlUyzVyPfq8lv351NoYfpR9_5w9HWWZD5TqMeo5Beez7PfbtHmCTostfbvVk3Rn_-PmfkMeJfua1l7i9wiyGOeUZyK3P4FaP2LYLjPVqedNgfyaOantXE1VylaSdSuI/s1600/jordan-game-5-300x199.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="212" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiptMhRacwIGm6uAlUyzVyPfq8lv351NoYfpR9_5w9HWWZD5TqMeo5Beez7PfbtHmCTostfbvVk3Rn_-PmfkMeJfua1l7i9wiyGOeUZyK3P4FaP2LYLjPVqedNgfyaOantXE1VylaSdSuI/s320/jordan-game-5-300x199.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Şimdi bir an o maçı oynayan bir Utahlı olduğunuzu düşünün. Karşınızdaki takımın en iyi oyuncusu, aynı zamanda tarihteki en iyi oyuncu, 38 derece ateş ile oynuyor. Ama maçı hala koparamamışsınız, hem de onun yüzünden. 33 sayı atmış potanıza. Ne kadar ümitsizleşeceğinizi düşünebiliyor musunuz? Ben o an orada olsam, maçı bırakırdım. Ben, o an orada olsam<i>, "Tanrı Jordan'a kıyak geçiyor, en iyi basketbolcuya torpil yapıyor. Bu maçı ona verecek, hiç şansımız yok. Karşımızda sadece o yok, tüm bir evren var. Ne yapsak boş, bu maç Jordan o yataktan kalkıp buraya gelmeye karar verdiğinde bitmişti. Bu maç, çoktan bitmişti. Boşuna oynadık"</i> derdim. Çaresizlikten gerçekten oynamazdım. Saygımdan oynamazdım. Korkumdan oynamazdım. Şaşkınlıktan oynamazdım. Sinirden oynamazdım. Öfkeden oynamazdım. Oynayamazdım.<br />
<br />
Maça dönüyoruz. 46.5 saniye var, Jordan'a Stockton foul yapmış, foul çizgisinde Jordan. Sadece Jordan değil, bütün bir evren orda. Bütün enerjiler orda. Jordan ilk atışını sayıya çeviriyor. 85-85. İkinci atış, Canı biraz daha eğlenmek istiyor belki. Kaçırıyor Jordan. Ama Toni Kukoc alıyor ribaundu, daha doğrusu çeliyor topu. Jordan ani refleksle kapıyor, Pippen'a bırakıyor, Pippen sıkışınca tekrar Jordan'a veriyor. Alıyor, şutunu kullanıyor üç sayı çizgisinin arkasından, zaman duruyor. Bütün saha, bütün Utah, bütün Amerika, bütün dünya nefesini tutuyor. Top gidiyor, gidiyor, basket. Potaya bile değmeden hem de, deliksiz hani. 88-85. O çeyrekte 15, tüm gecede 38. sayısı.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_g42MAn0Sg3AYuruXSDNgavFyq99G_GjprX3RgliNLKsD8x1QV1Y9xQxPBSFK9JBul9OOVzsDhRYB2ttuXuvzVxk8OIM76hq-1DKkVbyENDDKdB-VjJ373Q8ZiWaLfVGJoZPkyhieF6A/s1600/MICHAEL_JORDAN_The_Flu_Game_1997_NBA_Finals_Game_5_HD.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_g42MAn0Sg3AYuruXSDNgavFyq99G_GjprX3RgliNLKsD8x1QV1Y9xQxPBSFK9JBul9OOVzsDhRYB2ttuXuvzVxk8OIM76hq-1DKkVbyENDDKdB-VjJ373Q8ZiWaLfVGJoZPkyhieF6A/s320/MICHAEL_JORDAN_The_Flu_Game_1997_NBA_Finals_Game_5_HD.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
15 saniye kala fark yine 1, ama 6 saniye kala tekrar 3. Sonra üçlüğü kaçırıyor Hornacek, sonrasında da maç bitiyor. Jordan ilk devre 23, ikinci devre 21 dakika oynuyor. Tam 44 dakika. 44. Kırk-dört. 38 derece ateş, 44 dakika, NBA Finali, deplasman. Jordan maç sonrasında <i>"Hayatımda gördüğüm en zor şeydi bu, en imkansızıydı. Sadece bir basketbol maçını kazanmak için neredeyse ölecektim. Eğer yenilseydik, yıkılırdım."</i> diyordu, Phil Jackson ise <i>"İçinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle, yani final serisi için çok önemli bir maç olmasından dolayı, bence bu Michael Jordan'ın kariyerindeki en unutulmaz andı, Jordan'ın oynadığı en büyük maçlardan biriydi. Sadece ayağa kalkmak bile onu terletiyor ve başının dönmesine sebep oluyordu. Efsane bir performanstı, onu efsane yapan performanslardan en önemlisiydi."</i> diye konuşuyordu.<br />
<br />
Scottie Pippen'a dönüyoruz son olarak; <i>"En büyük o, bu akşam herkes neden öyle olduğunu gördü."</i><br />
<br />
Maç sonrası Jordan Pippen'ın üstüne yığılıyordu adeta, NBA tarihine geçiyordu bu görüntü de:<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjxwjbwSf5BgnpSkYcoehrDrZqgezsJCF4B1OyYff6_z0q3KDkX_9ep3Xm53CIAHI63LqAkEu6vSvu9su0tKMg60TedGYyUakbcoj97wwpYW_afDOmsC_pQjokBdBQVHJOyrZmgItfWG2E/s1600/michael-jordan-scottie-pippen.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="179" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjxwjbwSf5BgnpSkYcoehrDrZqgezsJCF4B1OyYff6_z0q3KDkX_9ep3Xm53CIAHI63LqAkEu6vSvu9su0tKMg60TedGYyUakbcoj97wwpYW_afDOmsC_pQjokBdBQVHJOyrZmgItfWG2E/s320/michael-jordan-scottie-pippen.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
İşte Michael Jordan, bu yüzden Michael Jordan'dı. Onu öldürmeden durduramazdınız, durmazdı. Yapamazdınız. Jordan eğer o sahadaysa, kazanamazdınız. Ne yaparsanız yapın. Basketbol herkesin oynadığı, ama sonunda Jordan'ın kazandığı bir oyundur.<br />
<br />
<i><b>Not: </b></i>Sayfanın üst yan tarafında gördüğünüz anketimize oy vermeyin unutmayın.<br />
<br />
<i><b>Blog yazarına ulaşmak için</b></i>: " <span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><a href="http://twitter.com/#%21/eraykskci" rel="nofollow">http://twitter.com/#!/eraykskci</a> "</span></span><br />
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><br /></span></span><span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show">Gün
içerisinde sorularınızı ve önerilerinizi bu twitter adresinden bana
ulaştırabilirsiniz. NBA ile ilgili paylaşmak istediğiniz fikir ve
yorumlarınızı da ulaştırırsanız (serilerin yorumu gibi), blogda
isminizle yayınlanacaktır. Herkese iyi günler.</span></span>dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-54907101245861243922012-06-11T00:02:00.004+03:002012-06-11T00:02:55.576+03:00Lusia Lucy HarrisBu ismi çoğunuz duymamış olabilirsiniz, bu gayet normal. Tarihin tozlu sayfalarında kalmış bir isim çünkü. Kim olduğunu biraz tanıyınca ise şaşırıp kalıyorsunuz. Normalin dışında bir özelliği var. Bu özelliği de tam 35 yıl önce bugün kazanmış.<br />
<br />
Öncelikle bu bir kadın. Basketbolcu. 1955 doğumlu. Amerika'da kariyerini sürdürmüş. Buraya kadar anormal bir şey yok. Anormallik şurada başlıyor ki; bu kadın basketbolcu NBA Draftlarında seçilmeyi başarıyor. Evet, NBA draftlarında seçiliyor.<br />
<br />
Yıl 1977. Harris 22 yaşlarında, çok sağlam bir kolej kariyeri geçiliyor. Hem de ırkçılığa maruz kalmasına rağmen, hiç yılmadan. Delta State ile namağlup bir sezon bile geçiriyor, kolej tarihinde başka böyle bir performans yok; ne erkeklerde, ne kadınlarda. Harris de o sezon MVP seçiliyor. Delta State'te 3 sezon boyunca şampiyon oluyorlar.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnFuTj7kTgcBUeJZrdEP20y6gusLGwsA0uwEnlCFLopsj_WrLOKEu_B0l7u-rIVNiZjUgbOi-tnvoVv0e5dTvbrCLJ4MNw08NKbAVeaikGYly3BWr6YnMtL1tMHPGmi6mmMMUWS8RiFy8/s1600/harris_lucy.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnFuTj7kTgcBUeJZrdEP20y6gusLGwsA0uwEnlCFLopsj_WrLOKEu_B0l7u-rIVNiZjUgbOi-tnvoVv0e5dTvbrCLJ4MNw08NKbAVeaikGYly3BWr6YnMtL1tMHPGmi6mmMMUWS8RiFy8/s320/harris_lucy.jpg" width="299" /></a></div>
<br />
Tüm kolej kariyerinde 115 maça çıkıyor; aldığı mağlubiyet sayısı sadece 6. Sadece 6. İnanılmaz bir olay. Yeteneklerini anlamak için bundan daha iyi bir istatistik söylenebilir mi bilmiyorum. Daha sonra milli takımla da gümüş madalya alıyorlar, Sovyetler turnuvayı alt üst ediyor.<br />
<br />
Her neyse, 1977'ye gelelim tekrar. NBA Draftları yapılıyor. Her şey normal. Oyuncular seçiliyor, çoğu hiç maç bile oynamayacak isimler bunlar. 137. sıraya geliniyor, New Orleans Jazz seçim yapacak. Duyurulan isim, Lucy Harris. Tam 33 erkek oyuncudan önce seçiliyor. Jazz'ın da sondan ikinci tercihi oluyor, 7. turdan alınıyor.<br />
<br />
Ama Harris Jazz için oynamayacağını söylüyor. Zaten hamile olduğu için Jazz'ın yaz kampına da katılmıyor. 2 sezon sonra WNBA'de basketbola geri dönüyor, Houston Angels ile birlikte.<br />
<br />
Kolej kariyerinde konu olduğu bir gazete haberine göz atmak isterseniz de;<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_dkOgfdstJpbVVRClDmlCeR-nQwH56d7n9oJwel9XrA8m2sjX_0Hns6ILdB2UBYMydba8neDtx5EDz38iBcGnHbfAo5aN9OeUeonqbnenQSoMmxLABhnbQUmxiLCXfoFngn9bMIB15i4/s1600/cats.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="179" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_dkOgfdstJpbVVRClDmlCeR-nQwH56d7n9oJwel9XrA8m2sjX_0Hns6ILdB2UBYMydba8neDtx5EDz38iBcGnHbfAo5aN9OeUeonqbnenQSoMmxLABhnbQUmxiLCXfoFngn9bMIB15i4/s320/cats.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Hikayemiz bu kadar. Bir anektod daha eklemek istiyorum. 1969 draftlarında San Francisco Warriors da Denise Long adlı kadın basketbolcuyu seçmişti ama lig yönetimi bu seçimi geçersiz saydığından Lucy Harris bu alanda ilk ve tek kadın olmuş oldu. Onu da es geçmeyelim.<br />
<br />
Bu arada Harris'in pozisyonu pivot. Pota altında çok domine olduğunu söylememe gerek bile yok.<br />
<br />
<i><b>Not: </b></i>Sayfanın üst yan tarafında gördüğünüz anketimize oy vermeyin unutmayın.<br />
<br />
<i><b>Blog yazarına ulaşmak için</b></i>: " <span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><a href="http://twitter.com/#%21/eraykskci" rel="nofollow">http://twitter.com/#!/eraykskci</a> "</span></span><br />
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><br /></span></span><span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show">Gün
içerisinde sorularınızı ve önerilerinizi bu twitter adresinden bana
ulaştırabilirsiniz. NBA ile ilgili paylaşmak istediğiniz fikir ve
yorumlarınızı da ulaştırırsanız (serilerin yorumu gibi), blogda
isminizle yayınlanacaktır. Herkese iyi günler.</span></span>dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-80309975252364916202012-06-10T12:39:00.000+03:002012-06-10T12:40:48.170+03:00Dikkat! Bu Yazı Aşırı Dozda Lebron James İçerir.Lebron James, adam. Adamın dibi. Adam top da çalıyor, adam ribaund mücadelesi de veriyor, adam sırtı dönük de oynuyor, yüzü dönük de oynuyor, uzunu da savunuyor, kısayı da savunuyor, içeri giriyor, dışarı çıkıyor, dışarıya çıkartıyor, smaç basıyor, turnike atıyor, üçlük deniyor, hızlı hücuma çıkıyor, hızlı hücumu durduruyor, koşuyor, zıplıyor, takip ediyor, blokluyor. <br />
<br />
20 atıyor oynamadı deniliyor, 30 atıyor oynamadı deniliyor, 40 atıyor çok şut kullandı deniliyor, az şut atıyor sorumluluk almadı deniliyor, asist yapmıyor bencil deniliyor, asist yapıyor korktu deniliyor, ribaund alıyor yine bencil deniliyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjoL3tWY6Wcs03xVmDkrqsne_IT6B81PtyY_fkCBot9Ne2TqLF2Snz1Q6ydN_liY_g6mLxhEcyVXYkaRPBoH0kxCLPTBl6_EBtsHRzs7V08pVfcZYgbB7OvHBCDzuY4yqlUaXegkvI2oKo/s1600/LeBron_James_Slam_Dunk_2012_Basketball_Wallpaper_HD.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="202" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjoL3tWY6Wcs03xVmDkrqsne_IT6B81PtyY_fkCBot9Ne2TqLF2Snz1Q6ydN_liY_g6mLxhEcyVXYkaRPBoH0kxCLPTBl6_EBtsHRzs7V08pVfcZYgbB7OvHBCDzuY4yqlUaXegkvI2oKo/s320/LeBron_James_Slam_Dunk_2012_Basketball_Wallpaper_HD.png" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Açık söylüyorum, tarihin gördüğü en büyük yıldızlardan biri. En büyüklerden. Biraz şansı olsa, çok az yani, şu an yüzüğü de olurdu. Cleveland'da o kadar sene boyunca adam gibi biriyle oynayamadı, Kobe'yi çok severim, baya hem de, ama o Shaq'ın yanında Lebron olsaydı eğer, 3 yüzük alamazdı demek için aptal olmak gerekir. Cleveland taraftarıyım ama iyi ki ayrıldı ordan. O takıma Jordan bile kar etmezdi.<br />
<br />
Miami'ye geldi, Wade Bosh falan, korktu denildi. Yüzük almak için bunu yaptı denildi. İyi güzel diyorsun da, bu oyunun amacı zaten yüzük almak değil mi? E değil dediğini duyar gibiyim; madem öyle neden yüzüğü yok diye en büyük eleştiriyi, hem de oturduğun ve kıç büyüttüğün o yerden, sen yapıyorsun? Şu adamın binde biri, hatta milyonda biri kadar olsan triplerden triplere girer, kendini Jordan veliahtı olarak görür, "Yea aslında ben NBA'e gitsem iyi oynarım hee, bak üçlüğüm Allen gibi, Howard gibi de ribaund alıyom, Garnett kadar da hırslıyım aga yenilmeyi kabullenemiyom, Paul gibi de oyun kurarım hannyy" derdin.<br />
<br />
Adam ölüyü diriltiyor, çökmüş Wade'i diriltti Pacers serisinde. Oynadı, oynattı. Celtics'e TD Garden'da, elenme ihtimali olan maçta 45 atıyor, son çeyrek neden 4 sayıda kaldı deniliyor? Adam son çeyrek tamamen takıma çalıştı, "Asist kastı işte istatistik için". Ben o zaman sana derim ki; defol git.<br />
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSj79U8rgwvqsgXpqb7CoapstwIpM6hCDpiF_jeP_tiDWgdorsrGMSw6W_ZCx7E3e62jfWX4FTV6O33XAGqDzmS3pFZJ41mbabTR8mH5I-zKbE3XPMeEvUKhgVxbeZ9c5OuIbbqK8GbaU/s1600/james.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="256" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSj79U8rgwvqsgXpqb7CoapstwIpM6hCDpiF_jeP_tiDWgdorsrGMSw6W_ZCx7E3e62jfWX4FTV6O33XAGqDzmS3pFZJ41mbabTR8mH5I-zKbE3XPMeEvUKhgVxbeZ9c5OuIbbqK8GbaU/s320/james.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Bu Heat bugün NBA Finali oynuyorsa bu sezonda, Lebron'a dua etsin. Başka bir şey değil. Lebron olmasaydı eğer, Wade falan sırtlardı bilmem ne yapardı, hikaye onlar. Nereye sırtlıyor? Şu Boston Celtics'i Lebron olmadan imkansız eleyemezlerdi. Bir oyuncu bir takımı anca bu kadar değiştirebilirdi. Bir de Rose var mesela, Rose'u çıkar, Bulls'tan bir yol olmaz. Rose varken ise şampiyonluğun en büyük adayıydı. Heat de o derece bağlı Lebron'a. Lebron şu play-offta bir maç oynamasa, o maçı da Heat alsa, NBA izlemeyi bırakırdım. O derece de eminim bir şey yapamayacaklarına. Bosh olmadan Wade olmadan, en azından sahada bir şey yapmadan, Lebron maç almayı başardı ama.<br />
<br />
27 yaşında henüz, daha erken denilebilir. Jordan da 27 yaşında yüzük almamıştı. Sonrasında ne olduğu zaten ortada. Lebron da bir yüzük alsa devamı çok rahat gelir. Eminim. Yetenek var, hırs var, konsantrasyon da var, tamamen hedefe kilitlendi. Hedefe kilitlenmiş bir Lebron'u Tanrı sahaya inse ancak durdurur. Karşınızda görmek isteyeceğiniz son şey galibiyetten başka bir şey düşünmeyen, ve ne bir sinirle, ne de bir başka duygu ile size bakan James'tir. Hiç bir ifade yok, sayı atıyor, gram gülme yok. Faul yapılıyor, gram sinir yok. Öfke yok. Umutsuzluk yok. Korku yok. Tamamen boş bakışlar, sadece sayı atmaya odaklanmış, sadece maçı almaya, şampiyon olmaya, oynamaya odaklanmış. Ne yaparsan yap tepkisiz kalıyor. Biliyorsun ki kendini de yırtsan maçı alamayacaksın, boş bakıyor ama sana bunu bağıra bağıra anlatıyor o bakışlar. Bir şey demiyor ama çaresiz olduğunu ruhuna kadar hissettiriyor. Pierce bir üçlük atıyor el üzerinden, gülüyor, sanırım orada da "I am Paul Pierce." diyor, tam dikkat edemedim, belki de böyle dediğini düşündüğümden bana öyle dedi gibi geldi. Herkes bittiğini düşünüyor artık serinin, TD Garden ya hani. Maç başlıyor, o boş bakışlar. Tüm maç boyunca aynı bakışlar, başlıyor, oynanıyor, bitiyor. Hiç değişme yok. Darmadağın etmiş, TD Garden tarihin en ağır mağlubiyetlerinden birini almış, en azından bana göre, ama gram sevinme yok. Rahatlama yok. Koskoca Boston'ı TD Garden'a gömüyor, ama duygu yok. Öyle adamdan korkulur, korkacaksın. Bırak karşısında oynarken korkmayı, izlerken korkacaksın.<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhUCQ6WCPvNbEjQEoyOLvers1vGtUcKCzfO9W5hbR7DurIe1YncWMDZURgEszxjUQ3FOdPdIuw5K8BIgxGOUWkJTRdtQRLMUqUhfDwM0yIoVR7Ji2Fdhy3t8_Om0XQCiobefZODJC28ug/s1600/LeBron_James_vs_Kevin_Durant_NBA_Finals_2012_Basketball_Wallpaper.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="219" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhUCQ6WCPvNbEjQEoyOLvers1vGtUcKCzfO9W5hbR7DurIe1YncWMDZURgEszxjUQ3FOdPdIuw5K8BIgxGOUWkJTRdtQRLMUqUhfDwM0yIoVR7Ji2Fdhy3t8_Om0XQCiobefZODJC28ug/s320/LeBron_James_vs_Kevin_Durant_NBA_Finals_2012_Basketball_Wallpaper.png" width="320" /></a></div>
<br />
Final serisine gelince; OKC Heat'in rakibi finalde. Lebron Durant ile uğraşacak. Pierce'tan daha zorlu bir rakip, Melo'dan da öyle, Granger'dan da. Kendi pozisyonunda daha da zor bir rakip var. Hem de üst üste böyle 3 üst düzey oyuncu ile mücadele ettikten sonra. Sadece Durant'e odaklansa zaten rahat oynar. Ama maalesef, Bosh var ama hala Ibaka'ya karşı da mücadele verecek, Harden'a karşı da duracak, Westbrook ile bile uğraşacak belki. Nasıl yetişecek o kadar adama, düşünürken ben yoruluyorum. Korkunç bir olay. Kesinlikle Bosh ve Wade'in çok çok daha iyi oynaması lazım, hatta ekstra katkı lazım. Chalmers'ın bir şeyler yapması lazım. Yoksa imkansız, Lebron'u bırak, Jordan gelse olmaz, Magic gelse olmaz. Tek başına, hatta 2 kişi olsa bile bu Thunder'ı elemek çok çok zor. Mucize olur. Dehşet atlet bir takım, her dakika koşuyor ediyor. Hırslılar da baya, tabi Lebron kadar hırslı olamayacakları bir gerçek. Ama hırs da tek başına yetmiyor, diğer Miami'lilerin bir şey yapması lazım. Lebron tek başına her şeyi yapar ve şampiyon olamazlarsa, adamda moral kalmaz. Şahsen ben olsam daha da oynamazdım. Emeğe yazık. İşi zor Miami'nin.<br />
<br />
<i><b>Not: </b></i>Sayfanın üst yan tarafında gördüğünüz anketimize oy vermeyin unutmayın.<br />
<br />
<i><b>Blog yazarına ulaşmak için</b></i>: " <span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><a href="http://twitter.com/#%21/eraykskci" rel="nofollow">http://twitter.com/#!/eraykskci</a> "</span></span><br />
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><br /></span></span><span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show">Gün
içerisinde sorularınızı ve önerilerinizi bu twitter adresinden bana
ulaştırabilirsiniz. NBA ile ilgili paylaşmak istediğiniz fikir ve
yorumlarınızı da ulaştırırsanız (serilerin yorumu gibi), blogda
isminizle yayınlanacaktır. Herkese iyi günler.</span></span>dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-91209816749323794482012-06-08T16:52:00.001+03:002012-06-08T16:59:47.142+03:00Lebron James 3-3 Boston CelticsNBA'de dün gece Doğu Finali 6. maçı oynandı. Seride 2-0 öne geçip 3 maç üst üste kaybeden Miami Heat seriye tutunma maçına, yüzüğe tutunma maçına, kader maçına çıkıyordu. Lebron'un neler yapacağı merak konusuydu, çok eleştiriler alıyordu kader maçlarında sindiğine dair. Şöyle de bir istatistik ortaya çıktı hatta:<br />
<br />
Lebron James'in play-offlarda elenme riskinin olduğu maçlardaki performansları:<br />
<br />
21 Mayıs 2006 | 27 sayı 2 asist 8 ribaund (46:45 dakika) - Dışarda Pistons yenilgisi<br />
14 Haziran 2007 | 24 sayı 10 asist 6 ribaund (46:29 dakika) - İçerde Spurs yenilgisi<br />
16 Mayıs 2008 | 32 sayı 6 asist 12 ribaund (46:39 dakika) - İçerde Celtics galibiyeti<br />
18 Mayıs 2008 | 45 sayı 6 asist 5 ribaund (46:48 dakika) - Dışarda Celtics yenilgisi<br />
28 Mayıs 2009 | 37 sayı 12 asist 14 ribaund (45:30 dakika) - İçerde Magic galibiyeti<br />
30 Mayıs 2009 | 25 sayı 7 asist 7 ribaund (44:53 dakika) - Dışarda Magic yenilgisi<br />
13 Mayıs 2010 | 27 sayı 10 asist 19 ribaund (46:12 dakika) - Dışarda Celtics yenilgisi<br />
12 Haziran 2011 | 21 sayı 6 asist 4 ribaund (40:21 dakika) - İçerde Mavs yenilgisi<br />
<br />
Ortalama: 29.8 sayı 7.4 asist 9.4 ribaund (46 dakika) - 2Galibiyet 6Mağlubiyet<br />
<br />
Diğer play-off maçları: 28.2 sayı 6.7 asist 8.5 ribaund (43 dakika) - 64G 36M<br />
<br />
Bu performanslara dün geceki müthiş performansı da eklendi artık. Tarihe geçti gerçekten dün gece yaptıkları. <b> </b><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj70zhIqhW6n1upk1ky8jnD7BGV81lkqrMl2dVk-9jbY5wovzc9_vpVrnGqJeQZPJhh5OdJ06jDkAnhzRwZP7FH7PsXs7j5FFGP6P7QT-ECtL-OKUc77P_e8iKrzlqpyXEPkjm0oZ0Dulg/s1600/LeBron_James_45_Points_vs_Celtics_Basketball_Wallpaper.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="201" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj70zhIqhW6n1upk1ky8jnD7BGV81lkqrMl2dVk-9jbY5wovzc9_vpVrnGqJeQZPJhh5OdJ06jDkAnhzRwZP7FH7PsXs7j5FFGP6P7QT-ECtL-OKUc77P_e8iKrzlqpyXEPkjm0oZ0Dulg/s320/LeBron_James_45_Points_vs_Celtics_Basketball_Wallpaper.png" width="320" /></a></div>
<br />
<b> Lafı çok uzatmadan skora ve istatistiklere bakalım:</b><br />
<br />
Miami Heat 98 - 79 Boston Celtics<br />
<br />
<i>Lebron James:</i> 45 sayı 5 asist 15 ribaund<br />
<i>Dwyane Wade:</i> 17 sayı 4 asist 8 ribaund<br />
<i>Rajon Rondo:</i> 21 sayı 10 asist 4 ribaund<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMBaRrUQLU_hoEpU46qGcRwYyZN4WftdZrTrW6VEltQMr_MvOWZNxViE0P9Duyax-YAABYu52NC2i7NtE05ih8IpLmSEeJ_78EXkok9lKLaiWGtis-yQB5_KhI6UJODBu_iqE-Jlpm604/s1600/LeBron_James_HD_Miami_Heat_Playoff_Wallpaper.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMBaRrUQLU_hoEpU46qGcRwYyZN4WftdZrTrW6VEltQMr_MvOWZNxViE0P9Duyax-YAABYu52NC2i7NtE05ih8IpLmSEeJ_78EXkok9lKLaiWGtis-yQB5_KhI6UJODBu_iqE-Jlpm604/s320/LeBron_James_HD_Miami_Heat_Playoff_Wallpaper.png" width="320" /></a></div>
<br />
Maçın geneline bakacak olursak ilk çeyrekte farkı 10a kadar çıkaran Heat kalan sürede farkın erimesine hiç izin vermedi ve rahat da bir galibiyet almış oldu. Ama James gerçekten NBA tarihine geçen bir performansa imza attı. Eleştirenleri çok fazla ama şu performansa, hem de böyle bir kritik gecedeki bu performansına saygı duymamak, net söylüyorum aptallıktan başka bir şey olmaz. Çok tarihi bir geceydi, tek başına takımını sırtına aldı. Oynadı. TD Garden'ı yerinden oynattı, yerle bir etti. Durdurulamadı bütün gece, ne şut kullansa girdi. Beni bilen biliyor, Lebronu çok severim. Benim için yeri çok ayrıdır. Yeri gelince eleştiririm de, ama övülmesi gereken yerde de gereğinden fazla bile överim. Şu performans, izlerken büyülenmemek imkansız.<br />
<br />
Maçı uykulu uykulu izliyordum, gerçi Lebron uyku bırakmadı. Maç bitince 1 saat kadar uyuyup kalktığımda rüya olduğunu bile düşündüm o uyku sersemliğiyle, istatistiklere tekrar baktım, doğruydu. TD Garden'da, adeta tek başına bunu yapmak, 45 dakika oynayarak hem de, çok moralli bir takıma karşı hem de, çok zor. İmkansız. Jordan yapmıştı, Tanrı sahaya inmişti o zaman. Şimdi de James. Anlatacak kelime yok, efsane bir maç, efsane bir performans, efsane bir istatistik. Harikaydı. <br />
<br />
<b>İşte James'in tüm 45 sayısı:</b><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/P7augZr9C98?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
İlk devre 30 sayı atıyor, üçüncü çeyrek 11. Son çeyrek 4. Eğer sayılarla derdi olsaydı, 50 sayıyı çok rahat geçerdi ama takımını oynatmayı seçti son çeyrekte. Hala inanamıyorum bu performansa.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpBSx0UPezjq7OZQ9Ep-Lns9JKLz4ZtMT23TpMf8V46QcSUZzGjXChrEPXTL9l2-wZ9w_CYJH829Pu-n4iws_lrC1P90AcZFwlmEJyCNG01a2G-jLncfAmeZFBjAqOiTcXQe4_fDA7C-M/s1600/08-06-miami-heat-boston-celtics.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="160" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpBSx0UPezjq7OZQ9Ep-Lns9JKLz4ZtMT23TpMf8V46QcSUZzGjXChrEPXTL9l2-wZ9w_CYJH829Pu-n4iws_lrC1P90AcZFwlmEJyCNG01a2G-jLncfAmeZFBjAqOiTcXQe4_fDA7C-M/s320/08-06-miami-heat-boston-celtics.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<b>Geceden İlginç Bilgiler:</b><br />
<br />
1) Lebron James Wilt Chamberlain'den sonra bir play-off maçında 45+ sayı 15+ ribaund 5+asist yapan ilk oyuncu oldu.<br />
<br />
2) Lebron James ilk yarıda 30 sayı atarak play-off kariyerinde ilk yarıda en çok sayı attığı maçını oynadı.<br />
<br />
3) Lebron James Kareem-Abdul Jabbar'dan sonra Boston Celtics potalarına play-offlarda üst üste en az 8 maç 25+ sayı bırakan ilk oyuncu oldu. <br />
<br />
4) Boston Celtics Big Three'si Paul Pierce Kevin Garnett ve Ray Allen dün gece toplam 31 sayıda kalarak bir araya geldikleri 2007-2008 sezonundan beri ilk defa bir play-off maçında bu kadar düşük sayıda kaldılar. En düşük sayıda kaldıklar 5 tane maçın 4ü ise Lebron James'e karşı oynadıkları maçlardı.<br />
<br />
5) Boston Celtics 1974ten beri deplasmanda "7. maç" kazanamadı. <br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_lI2KwaT_M9ZQrE-6HADhCAixuUpntXMqk2AvdqxF0qcLkelIfEttiFSs1NhCUsQ8NazfdaOD4qxU2SJ51DfIzooVvBNCCb7cJB8DSAJuwqJBeyZamgWOnklLpJihkunPiJb_DSv7pQc/s1600/Lebron-James.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="239" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_lI2KwaT_M9ZQrE-6HADhCAixuUpntXMqk2AvdqxF0qcLkelIfEttiFSs1NhCUsQ8NazfdaOD4qxU2SJ51DfIzooVvBNCCb7cJB8DSAJuwqJBeyZamgWOnklLpJihkunPiJb_DSv7pQc/s320/Lebron-James.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<b>Şimdi de kısaca röportajlara bakalım:</b><br />
<b><br /></b><br />
<b>Lebron James:</b> <i>"Böyle bir ortamda ve durumda çok büyük bir performans sergilemek istersiniz. O sahada arkadaşlarım için oynamak istedim, oyunun akışı esnasında olanlar önemli değildi."</i><br />
<br />
<b>Kevin Garnett: </b><i>"Şimdiye kadar hiç bir şey kolay olmadı. 7. maçta da neler olacağını bilemeyiz. Kartlarımızı ortaya koyacağız ve oynayacağız, savaşacağız."</i><br />
<br />
<b>Dwyane Wade:</b> <i>"James inanılmaz oynadı. Maçın başından itibaren oyuna kilitlendi, onu hiç bir zaman bu kadar konsantre görmemiştim. İsabet bulduğu şutlar mükemmeldi, çok zorlardı. Tam bir MVP performansı ortaya koydu."</i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgZs1ubDyXXLV7EGg5FmlEUTHrkk2dlcpGxcOJWA5du1-V4lA2gdnLzh5Po8wDITKccoKKvjOgsrJefoNfoiKEgYHxNRoSRLmNjQF4HCZyqtPUpUNhOvzqEtUpSVHtBNqc3EifrgsSnPzM/s1600/celtics_1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgZs1ubDyXXLV7EGg5FmlEUTHrkk2dlcpGxcOJWA5du1-V4lA2gdnLzh5Po8wDITKccoKKvjOgsrJefoNfoiKEgYHxNRoSRLmNjQF4HCZyqtPUpUNhOvzqEtUpSVHtBNqc3EifrgsSnPzM/s320/celtics_1.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<b>Eric Spoelsta:</b> <i>"Lebron bu gece kesinlikle çok korkusuzdu. Bu bütün takımı da havaya soktu. Son 2 gündür davranışları ve kararlılığı müthişti, tüm takım da aynı duruşu sergiledi."</i><br />
<br />
<b>Rajon Rondo: </b><i>"Lebron bütün gece çok rahat oynadı. Bir türlü durduramadık."</i><br />
<br />
<b>Doc Rivers:</b> <i>"Umarım Lebron'un büyük maçlarda oynayamadığı konusunda konuşmayı bırakırsınız artık. Bu gece muhteşemdi. Ama şimdi bunu unutmalı ve 7. maça odaklanmalıyız."</i><br />
<br />
Röportajlar bu kadar, NBA'de bu gece maç yok. Bir gece sonra 7. maç heyecanı yaşanacak.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyBOXIZqPf4jt_1UEB0xFu37JxdnO7R3xRkYLWSsm16Px3GoUAGRIBhr0LeUHuvU-B1tL6Z2A7PBq3So6o1GIwhdRAS_NXQz_WtUSj2-D9-QL9jZs0em_honR8NAe62AQYRY3evR4KV84/s1600/boston-celtics.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiyBOXIZqPf4jt_1UEB0xFu37JxdnO7R3xRkYLWSsm16Px3GoUAGRIBhr0LeUHuvU-B1tL6Z2A7PBq3So6o1GIwhdRAS_NXQz_WtUSj2-D9-QL9jZs0em_honR8NAe62AQYRY3evR4KV84/s320/boston-celtics.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<b>P</b><b>lay-offlardaki istatistik liderlerine bir göz atalım:</b><br />
<br />
<b>Sayı:</b> 30.8 (Lebron James), 30.0 (Kobe Bryant), 27.8 (Kevin Durant)<br />
<b>Ribaund:</b> 13.6 (Josh Smith), 11.2 (Roy Hibbert), 11.1 (Andrew Bynum)<br />
<b>Asist:</b> 11.8 (Rajon Rondo), 7.9 (Chris Paul), 7.1 (Mike Conley)<br />
<b>Blok:</b> 3.3 (Serge Ibaka), 3.1 (Roy Hibbert), 3.1 (Javale McGee)<br />
<b>Top Çalma:</b> 3 (Jason Kidd), 2.7 (Chris Paul), 2.4 (Rajon Rondo)<br />
<b>Top Kaybı:</b> 3.9 (Chris Paul), 3.8 (Carlos Boozer), 3.8 (Rajon Rondo)<br />
<br />
<i><b>Not: </b></i>Sayfanın üst yan tarafında gördüğünüz anketimize oy vermeyin unutmayın.<br />
<br />
<i><b>Blog yazarına ulaşmak için</b></i>: " <span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><a href="http://twitter.com/#%21/eraykskci" rel="nofollow">http://twitter.com/#!/eraykskci</a> "</span></span><br />
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><br /></span></span><span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show">Gün
içerisinde sorularınızı ve önerilerinizi bu twitter adresinden bana
ulaştırabilirsiniz. NBA ile ilgili paylaşmak istediğiniz fikir ve
yorumlarınızı da ulaştırırsanız (serilerin yorumu gibi), blogda
isminizle yayınlanacaktır. Herkese iyi günler.</span></span>dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8900031555314394350.post-58023255084086904492012-05-10T15:24:00.000+03:002012-05-10T15:46:17.025+03:001976 NBA Finalleri: Suns - Celtics1976 NBA Finalleri. Phoenix Suns ile Boston Celtics karşı karşıya. Maç
oldukça çekişmeli, seri 2-2. Maç Boston'da. Maçın normal süresi berabere
bitiyor, ilk uzatmalar da beraberlikle sonuçlanıyor. Maçın ikinci
uzatmalarının son 20 saniyesi ise NBA tarihine altın harflerle kendini
yazdırıyor. Gelin o 20 saniyeyi tekrardan yaşayalım:<br />
<br />
***Son 20 saniyeye girilirken skor 109-106 Celtics lehine. O zamanlar üçlük yok.<br />
***Suns adına Dick Van Arsdale köşeden attığı bir şutla skoru 109-108e getiriyor.<br />
***Celtics pota altından topu John Havlicek'e çıkarıyor; fakat Suns
adına Paul Westphal bir anda ortaya çıkıp Havlicek'ten topu çalıyor. O
hızla tam saha dışına çıkacakken topu son anda Van Arsdale'e atıyor, o
da Curtis Perry'e çıkarıyor. Perry şutu kaçırıyor.<br />
***Havlicek tekrar ribaundu alıyor; fakat bu sefer de Curtis Perry'e
topu kaptırıyor. 6 saniye kala Perry takımı Suns 109-110 öne geçiriyor.
Böyle biterse Suns seriyi 2-0dan 2-3e getirecek.<br />
***Top sahanın ortasından oyuna sokuluyor moladan sonra. Havlicek topu
alıyor, ilerliyor ve şutunu kullanıyor. Basket! Maç bitiyor, bütün
taraftarlar bir anda sahaya giriyor, ortalık karışıyor. Herkese sevinç
hakim. 111-110 kazanıyor Celtics. Celticsli oyuncular soyunma odasına
gidiyor. Sonra bir anda inanılmaz bir karar alınıyor hakemler
tarafından, gerçekten büyük cesaret. Hakemler maçın bitmediğini ve
atıştan sonra 1 saniye kaldığına hükmediyor. Peki karar doğru muydu,
evet. Hatta 2 saniye vardı. Celticsli oyuncular geri çağrılıyor,
taraftarlar tribüne yollanıyor. Her şey yeniden başlıyor.<br />
***Suns kendi pota altından topu oyuna sokacak ama sadece 1 saniyeleri
var. Paul Westphal inanılmaz bir zeka örneği göstererek Suns adına mola
istiyor, Suns'ın mola hakkı kalmadığı için teknik foul alıyor. Bu da
Celtics'e bir serbest atış hakkı kazandırıyor; ancak Suns için de kendi
pota altından değil de sahanın ortasından başlama hakkı veriyor.
Celtics'ten Jo Jo White serbest atışı sayıya çeviriyor, skor 112-110a
geliyor.<br />
***Bu esnada da Suns oyun planını çiziyor (tabi o esnada Celticsli
tarafltarlar sözlü saldırıda bulunuyor), mucize için beklemeye geçiyor.
Curtis Perry topu sahanın ortasından oyuna sokuyor, Garfield Heard topu
alır almaz potaya dönüp şutunu çıkarıyor. Basket! Garden sessizliğe
bürünüyor. Maça eşitlik geliyor, 112-112!<br />
*** Üçüncü uzatmalarda ise Celtics 128-126 kazanıyor ve 3-2 öne geçiyor.<br />
<br />
Serinin 6. maçında Suns'ı 87-80 deviren Celtics NBA şampiyonu oluyor. Bu
5. maç da NBA tarihine geçiyor. Rick Barry, ki kendisi Hall Of Fame'e
seçilmiştir, bu maç ile ilgili "Hayatımda izlediğim en iyi maçtı."
yorumunu yapıyor. 4 Temmuz 1976 akşamı yapılan bu maç NBA'in en
unutulmazları arasında yerini alıyor.<br />
<br />
<br />
İşte maçın kısa bir özeti:<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/rvBxzd9heLo?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
Bu da maçın ikinci uzatmasının son 5 saniyesi:<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<object class="BLOGGER-youtube-video" classid="clsid:D27CDB6E-AE6D-11cf-96B8-444553540000" codebase="http://download.macromedia.com/pub/shockwave/cabs/flash/swflash.cab#version=6,0,40,0" data-thumbnail-src="http://1.gvt0.com/vi/Mz_op2EZyQk/0.jpg" height="266" width="320"><param name="movie" value="http://www.youtube.com/v/Mz_op2EZyQk&fs=1&source=uds" />
<param name="bgcolor" value="#FFFFFF" />
<embed width="320" height="266" src="http://www.youtube.com/v/Mz_op2EZyQk&fs=1&source=uds" type="application/x-shockwave-flash"></embed></object></div>
<br />
<br />
<br />
Ulaşmak için: " <span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><a href="http://twitter.com/#%21/eraykskci" rel="nofollow">http://twitter.com/#!/eraykskci</a> "</span></span><br />
<span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show"><br /></span></span><span class="translationEligibleUserMessage"><span class="text_exposed_show">Gün
içerisinde sorularınızı ve önerilerinizi bu twitter adresinden bana
ulaştırabilirsiniz. NBA ile ilgili paylaşmak istediğiniz fikir ve
yorumlarınızı da ulaştırırsanız (serilerin yorumu gibi), blogda
isminizle yayınlanacaktır. Herkese iyi günler.</span></span>dieformetalhttp://www.blogger.com/profile/14743597225927049503noreply@blogger.com1