28 Mart 2012 Çarşamba

Ezilen Adam Olmak

Çevremizde her zaman gördüğümüz bir durum var aslında; ezilen adamlar ve ezen adamlar. Sınıfınıza baktığınızda da bunu farkedersiniz, iş yerinize baktığınızda da farkedersiniz, dersanenizde de farkedersiniz veya diğer tüm sosyal çevrenizde de. Bazı adamlar sürekli ezilir, hor görülür, kimse işi düşmedikçe ilgilenmez. Düşüncesine gram saygı duyulmaz, sürekli aşağılanır, mantıklı konuşsa bile terslenir. Grubun diğer üyeleri tarafında açıkça kullanılırlar ve bu arada hiç de önemsenmezler. Olaya dışarıdan bakmayı deneyerek yazmaya çalışıcam bu yazıyı.

Öncelikle bu adamlar neden eziliyor? Neden X kişisini değil de Y kişisini eziyorlar? Ezilmesine neden olan şeyler nelerdi? Bu tip soruların cevapları gruptan gruba değişiklik gösterir. İş yerinde önemli bir rolü olmayan bir çalışanın veya sınıf ortamında pek sesi çıkmayan bir insanın ezilmeye daha yakın olduğu bir gerçek. Yine de en önemli neden karakterdir desem yanlış olmaz heralde. Uysal bir karaktere sahip insan iyi olsa da ezilir, peki karakteri çok kötü olan ve oldukça hırçın olup grup huzurunu da bozan insanların ezilmeme nedeni nedir acaba ? Ayrıca bir karakteri oluşturan ögeler nelerdir, bireyin bunu değiştirebilmesi tamamen kendiyle mi alakalıdır?

Öncelikle konuyu çok geniş bir açıdan anlatmak istediğim için bir çok sorunun yanıtını vermem gerektiğinin farkındayım. Bunu konuyu dağıtmadan da yapmak istiyorum. Bu yüzden ilk olarak bir karakter nasıl şekillenir sorusunu cevaplamam daha mantıklı olacaktır. Bana kalırsa insanın sergilediği duruşu şekillendiren en büyük etmen aile yapısıdır. Küçükken eğer baskıcı bir ailenin içinde yetişiyorsa muhtemelen ileride kendini pek ifade edemeyecek ve bu yüzden suskun kalacaktır. Bu da ezilmiş bir karakter olmasına neden olur. Ama bu durum ters etki de yapabilir, ailesinden baskı gören çocuk ileride bundan sıkılıp tamamen ters bir noktaya ulaşabilir ve uç bir karakter olabilir, sürekli baskı yapan bir karakter gibi. Bunu belirleyen ikinci etmen çocuğun içine girdiği aileden farklı olan ilk ortamdır, bu mahallesindeki diğer küçük çocuklar veya anaokulu veya da okul hayatının ilk yılları olabilir. Çocuk bu ortamlarda kendinden daha da suskun durumda olan karakterler gördüğünde bir nevi aile hayatının durgunluğunu bu ortamdan çıkarmaya çalışabilir ve bu da oldukça baskın ve huzuru bozan bir karakter yaratabilir. Ama bu ortamlarda da daha baskın çocuklar görürse git gide daha da içine kapanık olacak ve hayatı boyunca da muhtemelen böyle gidecektir, en azından daha baskın olduğu bir başka grupla karşılaşana kadar.

Gelelim diğer bir soruya; grubun huzurunu bozan bir insan neden genelde grubun en tepesine çıkar ve diğerleri tarafından dışlanmaz, dışlanamaz? Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bu kişi diğerleri tarafından bazı durumlarda dışlanabilir, buna rağmen bile genelde huyuna suyuna gidildiğini gördüm bu güne kadar. Suskun olan karakterlere kıyasla daha fazla saygı gördüğünü biliyorum. Nedeni nedir bunun? İnsanlar belki ona bulaşmak istemiyor olabilir, kimse bir çıkıntı ile uğraşmak istemez, huyuna gider. Genelde herkes huyuna gitmeyi tercih ettiğinden zamanla o grupta yükselmeye başlar. Bu yükseliş de birileri çok kararlı bir şekilde onun karşısına çıkmayı kafaya koyana kadar devam eder. O isyan kıvılcımı ne kadar güçlü olursa grubun içinde o kişiye karşı biriken nefret de o kadar ortaya çıkar ve bir anda tepeden aşağı doğru yuvarlanmaya başlar. Ama bu isyan kıvılcımının oluşması genelde pek de kolay olmaz.

Birbirini hiç görmeyen ve sadece internet ortamından konuşmuş olan insanlar için de durum böyle mi olurdu peki? Benim öncelikle sadece internetten konuştuğum insanlardan oluşan bir arkadaş ortamım da var. Orayı çok iyi gözlemlediğimi belirteyim. Öncelikle bu ortamda yaklaşık 50 kişilik bir grubu çok iyi gözlemledim. Bu grupta ezilen insanlar var, tepede olan adamlar da var. Peki o adamlar nasıl ve neden ezildi? Göründüğü kadarıyla herkes çok rahat konuşabilir ama buna rağmen yine de alt tabaka olanlar göze çarpıyor, neye göre oluştu bu sınıfsal fark?

Bu grup içerisinde nefret edilen bir adamın bir isyan kıvılcımıyla grubun tepesinden indirilip uzaklaştırıldığını gördüm, ilk olarak bunu söyleyeyim. Şimdi soruya dönüyorum, bence bunun nedeni diğer üyelerle olan ilişkiler. Ama bu ilişkilerin çok zekice tasarlanması gerekiyor. Herkesin suyuna gidip dertlerini dinlemek yararlı olabilir ama bir süre sonra artık sadece dert dinletmek için kullanılabilirsiniz. Herkesin suyuna çok fazla giderseniz bir gün ters tepki verdiğinizde ezile de bilirsiniz. Dengeyi ayarlamak gerekiyor, dert dinliyorsanız dert dinletmelisiniz. Herkesin suyuna gitmeye başladığınız zamanlarda onlarla ters görüşleri de savunmalısınız, gerekirse şiddetli bir tartışma bile yapmalısınız. Bunların hepsi sizi üste çıkaracaktır. Ne kadar yanlış da olsa bir düşünce etrafında hep çoğulun yanında olmalısınız. Zamanla insanlar size daha da saygı duyacaktır ve grubun tepesine çıktığınızda hem nefret edilmeyecek hem de istediğiniz düşünceyi azınlık tarafında da olsanız savunabileceksiniz, kimse de size çok sert karşı gelemeyecektir. Çünkü grup artık sizi bir anlamda başa getirmiş olacağından kararlarınıza karşı tepki veremeyecektir, aksi taktirde onlara karşı oluşturacağınız bir gruplaşmada dışarıda kalacaklarını bileceklerdir. Bilmeseler bile en azından bir iki kere böyle bir olay yaşanıp birileri dışarda kaldığında artık saygı duyulmaya başlanacaktır. Olayların farkına varıp sizden nefret edenler olsa bile bunu açıkça dile getiremeyeceklerinden hiç bir zaman tepeden de indiremeyeceklerdir. Bu yüzden dediğim gibi en önemli şey, denge politikasıdır. Ayrıca kimsenin arkasından kötü konuşmadığınız taktirde ve size karşı oluşan ittifaklara barışçıl yanaştığınızda nefret edilme ihtimali iyice azalacaktır. Özetin özeti; denge politikası ve barışçıl olmak.

Bu yazımda bir anlamda gözlemlediğim bir durumu anlatmaya çalıştım, ne kadar başarabildim bilmiyorum ama eminim çoğumuzun bu konuda fikirleri ve gözlemleri vardır. Yanlış düşündüğüm noktalar olabilir yorumlara ve eleştirilere her zaman açığım, yeni fikir kıvılcımlarıyla gözlemlerimi belki daha da iyi yorumlayabilirim bile. Şimdilik bu kadar, herkese iyi günler dilerim.

3 yorum:

  1. gözleminiz doğru.baskıcı sinirli bir anne ve ailem vardı ilk arkadaş çevremde baskıcıydı bende ezilen oldum içime kapandım

    YanıtlaSil
  2. Evet dedikleriniz doğru ancak ben içime kapanık olmama rağmen barışçıl olduğum için ne ezilmiş ne de ezmiş biri deilim

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil